Otele vardığımızda ilk işimiz odaya çıkıp yatmak oldu. Saat çok erken olmasına rağmen çok uykumuz gelmişti. Uçak yolculuğu, alışveriş yorgunluğu insanı çok yoruyordu. İkimizde elimize kitap ve kulaklık alıp yatağa uzandık o kadar uykumuz vardı ki kitap okurken bile kendimizi kaybetmişiz. Ama her zaman ki gibi kapı sesi ile uyandım.
Tık..Tık...Tık..Tık
Açmadıkca daha bir ses şiddeti arttı. Açmak zorunda kalmıştım çünkü Mia yerinden bile kıpırdamıyordu onun için mecbur olarak ben açtım. Meğersem oda servisiymiş bu olay beni deli etmişti hem aç değildik hemde çok uykumuz vardı. Sırf bu yüzden mi uyanmıştık? Keşke uyanmamızın daha güzel bir sebebi olsaydı diyecekken, Ben'in odasından ses geliyordu bende merak edip kapıya doğru yöneldim. Kapıya kadar gitmeme gerek bile yoktu aslında o kadar yüksek bir ses geliyordu ki en alt kattan bile duyulurdu. Sessiz bir şekilde dinlerken yanıma Mia geldi. Mia'ayla beraber dinledik ve tam odaya geri dönerken Ben'in odasından bir ses geldi ve bu ses John'un sesiydi.
John;Ben Mia'yı seviyorum, buna engel olamayacaksın Ben!
Biz Mia ile birbirimize aval aval bakarken kapı sesi gelmişti ve odaya koşarak girmiştik. Mia bu olaya inanamadı çünkü inanılacak gibi değildi ama inanmak zorundaydık çünkü böyle bir olay olmuştu. Onun için evde kendi çapımızda parti verdik, ama partide tek biz vardık. Partinin en ilginç yanıda buydu zaten.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sadece Bir Gün
RandomBir genç kızın ve en iyi arkadaşının güzel bir yazdan sonra ki okulda ki geziden sonra herşeyin başlamasını anlatmaktadır.