Güzel yorumlarınız ve eleştirileriniz benim için çok önemli. Yorum yaparsanız çok mutlu olurum ❤
-Yalnızlık, sessizliğin en güçlü haykırışıydı. Yalnızlık dediğimiz şey aklımızdaki düşüncelerin kalabalığından oluşuyordu. Belki de bu yüzdendi uğruna yüzlerce şiirin, kitapların, senaryoların yazılış amacı. Yalnızlık o kadar derin ve kalabalıktı ki aklının içinde yankılanan yüzlerce çığlıkla birlikte kaybolurdun. Onları duyar ama birini bile susturamazdın, yaralanırdın ama o yaralarını saramazdın...
Ve kollarım. En çok o zaman incinmişti. Yalnızlığımın getirdiği kalabalıkla. Bunu hiçbir zaman başaramamış olsam bile çok acı çekmiştim. Şimdi canımı yaktığımda hissettiğim bir acı yoktu. Acı çeksem belki daha iyi olurdu. Yaşadığımı hisseder ve o an acı çektiğim için gülümserdim. Yine de o zamanlar boğazım düğümleniyor, içimde biriken denizin dalgaları beni boğuyordu.
Sessizle nefesimi verdim.
Gözlerimizin birbirine tutunduğu o birkaç saniyede, şaşkınlık dolu gözlerinin gülümsememe sebep olduğunu o an fark ettim. Ormanı andıran yeşil gözleri beni birkaç saniye huzurlu kılmıştı. Kıvırcığa yakın dalgalı saçları ise aklımda oluşturduğum o görüntüden tamamen uzaktaydı. Çekici, tatlı ve bunun yanında kendini belli eden yakışıklığı bile vardı. Onun o olduğuna emin olmamın sebebi şaşkınlık dolu gözleriyle birlikte şaşkınca tebessüm etmesiydi. Onun gibi tebessüm ettim. Ufacık bir tebessümdü ama gördü.
Beni en çok gören oydu, bana en farklı bakanda oydu. Belki de ben ona farklı baktığımdan böyle hissediyordum. Ama ne fark ederdi ki? Bir şeyler onda farklıydı.
Gözlerimi ondan alarak diğer tanımadığım kişiye çevirdim. Kahverengi gözlü, siyah dalgalı saçlara sahip bir erkekti. Kaşları hafifçe çatık, gözleri kısık bir şekilde bana bakıyordu. Keskin yüz hatları onu çekici yapsa bile itici biri olduğunu hissetmek fazla zamanımı almamıştı. Onu umursamadan tekrardan anonime baktım ve, "Merhaba," dedim içten bir şekilde.
"Merhaba mı?" Gökçe'nin sert sesini duyduğumda umursamaz bakışlarımı ona çevirdim. Yüzümdeki içten tebessüm soldu. "Sana merhaba diyen yok merak etme." diye tersledim onu rahatça. Öfkelendiğini hissettiğimde alayla gülümsedim. "Ama bu kız çok itici," dedi benim de itici dediğim erkek homurdanarak. Yapmacık bir şaşkınlıkla ona baktım. "Aynı hisleri hissetmemiz ne kadar da güzel!"
Bana gözlerini devirdiğini gördüğümde, "Hoş geldin Mehir," diye araya girdi Derin hanım. Bakışlarımı ona çevirip, "Hoş bulmadım ama olsun" dedim yapmacık bir tebessümle. "Çok misafirperversiniz," bakışlarımı Birkan'a çevirdim. "Nazar değmesin." Dudakları seğrildiğinde şaşkınlığını gözlerinden okuyabiliyordum. "İyi şans mı, kötü şans mı?" diye sordum gözlerinin içine bakarak. Yaptığım imayı anladığında daha fazla gülümsedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KABUS KÜLLERİ
Novela JuvenilBen kendi kalbinde tutsak olan o kızım. Her nefesimde harlanan ateşimin mimarisiyim. Sıcak gecelerin soğuk mevsimiyim. Ben kabusum. Ben külüm. Ve kalbime sıcak bir adamın aşkını sığdırdım. "Sen ölmeyi seviyorsun Ay Parçası, ben ise her seferinde sen...