7. Bölüm: elmanın diğer yarısı

132 12 0
                                    

Güzel yorumlarınız ve eleştirileriniz benim için çok önemli. Yorum yaparsanız çok mutlu olurum ❤

-

Acı çektiğim ve her gün tekrar tekrar öldüğüm, ruhumun dikenlerinin her gün bedenime battığı o yedi yıl

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Acı çektiğim ve her gün tekrar tekrar öldüğüm, ruhumun dikenlerinin her gün bedenime battığı o yedi yıl. Boğulduğum, öldüğüm ve kendi içimde kaybolduğum o gecenin diğer başrolü tam karşımda duruyordu. Elmanın diğer yarısı... Yedi yıl önce öldürdüğümü sandığım o kadın bugün tam karşımda ve birkaç gün önce annemin karşısındaydı. Gelmişti ve intikamını almıştı. Sebebini bilmediğim bu intikam oyununda ben tam ortadaydım. Bir tarafta annem diğer tarafta teyzem.

Elmanın yarısı ve elmanın diğer yarısı.

Avcı avı yakalamıştı. Avcı, avını parmağında oynatmış ve öldürmüştü. Şimdi sıra diğer avındaydı ve ben onun tam olarak karşındaydım. Kaçmaya çalışsam yakalardı. Saklansam bulurdu çünkü bunca yıl saklanmayı öğrenmiş olmalıydı. Gözlerimin karardığını hissettiğimde bilincim hâlâ yerindeydi. Yanımda ise tüm bu sahte insanların yerine benim için gerçekten endişelenen kişi duruyordu. Kolunu sıkıca tuttum ve birkaç saniye gözlerimi kapattım.

"Mehir," dedi hafif telaşlı bir ses tonuyla. "Başın mı döndü?" Cevap vermeden tekrar gözlerimi açtığımda bakışlarım teyzemin koluna tutunduğu adama yani babama kaydı. O gece yalan söylemişi ve beni o geceye hapsetmişti. O böylesine büyük bir yalan söylerken ben nasıl inanabilmiştim buna? Her gün cehennem sıcaklığında cayır cayır yanarken onlar bu intikam oyunu için bekliyorlardı. Şimdi ise beni bir ateşten almış daha kor bir ateşin içine atmışlardı.

Annemi elimden almışlardı ve üstelik annemin varlığındaki güveni yokluğunda anlamıştım. Pişmandım çünkü babama inanmıştım. Pişmandım çünkü annem gittikten sonra ilk defa ona sarılmak istiyordum ama ben ne kadar pişman olursam olayım karşımdaki bu iki kişinin gözlerindeki o intikam ateşi kurtulamayacağım bir cehennem gibi geliyordu. "Başımız sağ olsun." dedi teyzem bana doğru birkaç adım atarak. Saçları onu en son gördüğümün aksine uzun, gözleri ise o öfkenin aksine boşluktaydı. Annemle tamamen aynı ama ondan tamamen farklı...

 "Bu acının tarifi olamaz." Gözlerinden akan o sahte yaşlarla birlikte bana sarıldı. Tüm vücudumun kasıldığını hissettiğimde ne geriye doğru çekilebildim ne de nefes alabildim. Yavaşça sırtımı okşarken sesi kalbimdeki ona karşı olan özlemimi ve vicdanımı sızlattı. "Ben senin yanındayım."

Ve senin intikamını da almak için bekliyor olacağım.

Bana bunu söylemek istemişti ve ikimizde bunu biliyorduk. 

Aral rahatsız olduğumu fark ettiğinde beni onun elinden kurtararak geriye doğru çekti. Kolu omzuma tutunurken soğuk kanlı bir şekilde, "Mehir ayakta durmakta zorlanıyor." dedi, "Onu eve götüreceğim, sizinle daha sonra isterse konuşur." Aral'ın beni yönlendirmesine izin verdiğimde diğer eliyle elimi tuttu ve fısıldadı, "Asıl ben senin yanındayım." İçimde bir yerlerde kopmak için bekleyen fırtınanın çiselenmeye başladığını hissetmiştim. O fırtınada boğulur musun Aral? Yoksa fırtınamda yaşamayı öğrenir misin? Öğrenmeni isterim çünkü bu öksüz kalbimin senin merhametine ihtiyacı var.

KABUS KÜLLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin