BÖLÜM 28

2.3K 81 468
                                    

Aynaya bakıyorum. Bu kimdi?

"Çok güzel oldun Roza." dedi Alisa.

"Sadece beyaz bir elbise Alisa." Dedim. Sadece sakinleşmeye çalışıyordum. Ama çok zordu heyecanım bir türlü bitmiyordu. Sanki her dakika daha da artıyordu.

"Saçmalama Roza. Bu üstündekine elbise demek hakaret olur. Şu işlemelere bir bak! Hele sırtındaki taşlar! Üstünde bir servet var. Bu şey harika ve sen gördüğüm en güzel gelinsin." dedi Gülfem. Sırt dekoltesi çok güzeldi gerçekten. Dekolteyi sıra sıra zincir şeklinde taşlar süslüyordu. Çok güzel olduğunu inkar etmiyorum. Sadece kendimi rahatlatmaya çalışıyordum.

"Kızlar yardımcı olmuyorsunuz." dedim aynadan gözlerimi çekerek.

"Sakin ol kızım alt tarafı kralla evleniyorsun." dedi Gülfem.

Sırıtarak koltuğa yayılmıştı. Keyfi yerindeydi tabi hanfendinin. Damon eşşekliği bırakıp barışmıştı Gülfem'le. Gülfem Damon'la barışınca ev işi hemen halloldu. Pırr, uçtu kız kuleden. Evi birlikte tutmuşlardı. Birlikte kalmaya başlamışlardı. İkisi de etrafa neşe saçıyordu. Kaybetme korkusu nelere kadir işte... Damon Xenos'un beni kaçırdığı gün Gülfem'in ölebileceğini duyar duymaz kafasındaki saçma sapan düşüncelerin hepsini atmıştı. Yalnız bırakmayacağım seni asla, demiş ve aynı evde kalmayı teklif etmişti. Bunları kasar zaten evlilik. Böyle takılın siz.

Kapı çaldı ve iti an Damon girdi içeri.

"Vayy canına. Kral sana bakmaktan mührü tamamlayamayacak Roza." dedi. Ah, beni utandırmayın artık!

Eğilip Gülfem'i öptü.

"Bebeğim sana gelinden güzel olma demiştim." dedi.

"Herkes gitti mi teletimerosa?" dedi Alisa.

"Evet, çıkabiliriz. İkarus'la Eymen aşağıda bekliyor. Kralda gelecek şimdi almaya Roza'yı." dedi.

''Damon, bir daha anlat tören nasıl olacaktı?'' dedim heyecandan bayılacaktım.

''Bin kere anlattım ya Roza.'' Dedi bezgince. Israrcı bakışlarımı üstünde tuttum.

''Off tamam Roza. Bilge Helkerasus senin mührün olduğu için, ikinci kısımla başlayacak. Mühürlenme tamamlanınca, kral sana teslimiyet pelerinini takacak. Sonra da tacın takılacak ve bitti bu kadar halkı selamlayacaksınız ve yemeğe geçilecek. Gerisi eğlence. Sakin ol inan nasıl geçtiğini anlamayacaksın.''

''Teslimiyet pelerini ne mavi çocuk?'' dedi Gülfem.

''Bana böyle seslenme insan içinde demedim mi sana? Böyle seslenince seni ısırmak istiyorum Gülfem!'' dedi ve onun üstüne eğildi.

''Kraliyete girdiğimi simgeliyormuş Gülfem.'' Diye araya girdim. Yoksa burda bir facia yaşanacaktı.

''Evet, aynen öyle. Kral onu koruması altına alacağının ve daima seveceğinin sözünü veriyor. Halka da kraliçesinin artık kendine eşit olduğunu ilan ediyor. Artık Roza'nın sözü kanun olacak yani.'' Dedi Damon.

''Vay canına. En yakın arkadaşım kraliçe çok havalı değil mi?''

''Ne zaman çıkmayı düşünüyorsunuz?'' dedi Arkleas içeri girmişti. Göz göze geldiğimizde zamanın durduğuna yemin edebilirim ama kanıtlayamam. Bu romantik anımızı tabi ki Damon bozmuştu.

''Al işte, ben demiştim! Bu kıza bakmaktan düğünü bitiremeyecek hatta bu odadan çıkamayacaklar. Neden bu düğünler bu kadar pembe olmak zorunda! Bence bu durum çok abartılıyor. Yani...''

''Çık dışarı Damon!'' dedik Arkleas'la ikimiz aynı anda.

''Tamam biz çıkıyorduk zaten.'' Dedi Damon ve yalnız kaldık sonunda. Bana yaklaştı.

KÜL 🍁 (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin