Üstümde bir ağırlıkla uyandım. Kral göğüslerimin tam ortasında uyuyordu. Kocaman olmuş gözlerimi kırptım birkaç kere. Gerçekten üstümdeydi ve düzenli nefes alış verişlerini duyuyorum.
Saçları dağılmıştı. Kokusu burnuma geliyordu. Göğsümde tıpkı koca bir bebek gibi duruyordu. Yüzümü saçlarına gömmemek için uğraş verdim. Elinin birini tişörtümden içeri sokmuş ve göğsümü tutuyordu. Uyurken bile mi? Gerçekten mi? Gülümsememek için kendimi zor tuttum. Dudaklarımı ısırmam gerekti bunun için. Çıplak omuzlarını tuttum.
''Arkleas, uyan.'' Dedim. Garip sesler çıkararak iyice göğsüme yerleşti.
''Saat çok geç olmuş, uyanmalısın. Bakman gereken mahkemeler var. Hadi kalk.'' Dedim. Omuzlarını sıvazladım.
''Biraz daha.'' Dedi göğüslerimin arasına. Sesi nasıl da uykulu geliyordu. Ve ben çok şaşırmıştım.
Az önce kral olan Arkleas beş dakika daha diyen çocuklar gibi mızmızlanmış mıydı? Sert bir sesle seslendim bu sefer.
''Geç kalacaksın, kalk dedim!''
''Kralım ben Roza. Her şey ben gidince başlar. Hiçbir yere geç kalamam o yüzden.'' Dedi, uyanmaya başlamıştı. Elinin altındaki göğsümü farketti. Avuçlayıp sıktı.
''Arkleas!'' dedim sinirli bir sesle. Başını kaldırıp baktı bana, bakışları parlıyordu.
''Sus be kadın! Sabahları ne kadar huysuz oluyorsun. İyiki elinde bıçak yok! İnsan, ona harika bir gece yaşatan adama böyle mi günaydın der?'' Göğüslerimi sıkıyordu ve ucunu uyarmaya başlamıştı.
''Sen ancak harika gecelerimin katili olabilirsin! Çek elini üstümden!'' dedim sinirle. Üstümdeki etkisinden nefret ettim.
Yukarı doğru kendini kaydırdı. Diziyle bir bacağımı iterek arasına yerleşti ve sertliğini bana bastırdı.
Şaşkınlıkla açtım gözlerimi. ''Bu ne sabah sabah? Şu libidonu kontrol et.'' Dedim yutkunurken. Kahkaha attı. En güzel melodi olabilir miydi bu duyduğum?
''Erkekler sabahları böyle uyanır Roza.'' Dedi, boynuma dudaklarını değdirirken.
''İyi hatırlat da bir daha seninle uyumayayım.''
Tüm boynuma ıslak öpücüklerini bıraktı. Sabah sabah bu eziyet neydi gerçekten? Ve ben neden şu anda onu itmiyorum.
''Yapma şunu. Kalk artık, yorma beni.'' Dedim tane tane. Öpücüklerinin arasında konuştu.
''Bağımlılık yapıyorsun Roza. Elimde değil.'' Dedi.
Şu laflarıyla aklımı çelmesi çok berbat bir durumdu.
''Biraz daha üstümden kalkmazsan seni yataktan aşağı atacağım.''
''Bana dudaklarından bir öpücük bahşedersen kalkarım.'' Dedi gözlerime bakarak. Yüzünü yüzüme yaklaştırdı.
''Hayır, senin için bir öpücük asla bir olmuyor. Sabah sabah dengemi bozmayacaksın. Kalk ve halkını yönet Kral Arkleas!''
Uzanıp alnımı öptü. ''Haklı olman hiç hoş değil.'' Dedi, üstümden kalkarken. Belinden düşecek gibi duran eşofman altıyla kapıya yürüdü. Gözlerimi belindeki gamzelerden alamıyordum. Tam bel kıvrımındaki o gamzeleri...
Kapıyı açtı. ''Bize kahvaltı getirin.'' Dedi ve kapattı kapıyı.
''Çıktığımda burda ol Roza, sakın kıpırdayayım deme.'' Dedi banyoya girerken. Anca emretmeyi biliyordu. Bu adam kral olarak doğmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜL 🍁 (TAMAMLANDI)
FantasíaDünyada kalmış son iki kara parçası arasında sıkışmış bir kadın.. İnsan hayatını mı seçecek yoksa canavarın dünyasında kayıp mı olacak? &&&&& ''Sırf beni çıldırtmak için izin verdin ona Roza. Sen beni istiyorsun, bunu kabul et artık!'' Onu üstümden...