Kral, odasında yarasını dikiyordu. Çok huzurlu bir gece geçirmişti ve uyandığında karşılığını çok iyi almıştı. Roza komadan uyanmış gibiydi ve İkarus'un zamanlaması bok gibiydi.
Roza, ertesi güne kadar uyumuştu. Bilge Helkerasus ona sağlam bir ilaç vermiş olmalıydı. Sabah uyandığındaysa Alisa'yla konuştuğunu duydu. Duyguları çok karmaşıktı. Yaşadıklarını anlayamıyor olmalıydı. Alisa'yla konuşmalarını duymamak için çıktı kuleden.
Damon'un yanına geldiğinde, bir sorun olduğunu anlamıştı.
''Yine mi saldırı var?''
''Evet, kralım bu sefer bir çiftçiye, tarlaları yakmışlar.''
''Bu iş çok can sıkmaya başladı.''
''Kim olduklarını öğrensek, hesap sorardık ama kaçıyorlar.''
''Sorunda bu zaten kaçak dövüşenleri sevmem. Adam gibi karşımıza çıkmayıp arkadan saldırıyorlar.''
''Oraya gidip bir iz var mı diye bakacağım.''
''Yarın İkarus'u da al etraflıca konuşalım. Sonra yola çıkarsın.''
''Tamam, kralım.''
Kral, bir süre daha Damon'un yanında kaldı. Roza'nın uyandığını biliyordu Damon, ama kuleye gelip onu görmüyordu. Kral, onun kendini kötü hissettiğini biliyordu. Üstüne gitmedi. Kuleye döndüğünde Greerler Bilge Helkerasus'un onu odasında beklediğini söylediler.
Çalışma odasına girdiğinde ayağa kalktı Bilge Helkerasus.
''Hoş geldin Bilge Helkerasus.''
''Merhaba kralım, yaranız nasıl oldu?''
''İyi gayet. Sen bana Roza'dan haber ver.''
''Sargılarını değiştirdim, yarası daha iyi durumda iki güne iyileşecek.''
''Saldırganlığının kara büyüyle bir ilgisi var mı?''
''Sanmam, kralım. O zaten hırçın bir kız.'' Kral ayağa kalkıp pencereye döndü yüzünü. Deniz bugün masmaviydi.
''Evet, sanırım öyle.''
Ertesi gün kral sabah erkenden çıkmıştı. Damon ve İkarus'la son bir görüşme yapacaklardı Damon gitmeden önce. Hiçbir ihtimali atlamamaları gerekiyordu. Epey bir konuşup tartıştıktan sonra İkarus gitmesi gerektiğini söyledi.
''Alisa kuleye gidip, Roza'yı görmemi istiyor. Özür dilemesiyle ilgili bir şeyler söyledi.'' Dedi İkarus.
''Özür falan dilemeyecek İkarus.'' Dedi Damon.
''Öyle bile olsa gitmeliyim.''
''Çünkü Alisa öyle istediiiğğ.'' Damon ellerini birleştirip, Alisa'yı taklit etmişti.
''Günün birinde senin canına okuyacak o kadın geldiğinde Damon bende sana böyle güleceğim. Emin olabilirsin.''
''O zaman üzgünüm, İkarus. O gün hiç gelmeyecek. Beni bilirsin bir tanesi asla yetmez.''
''Göreceğiz Damon.''
''Roza, düşünceleriyle başa çıkmakta zorlanıyor. Sana ne derse desin sakin ol İkarus.'' Kralın bu uyarısıyla ikisi de kalakalmıştı.
''Tabiki, sakin olacağım kralım.''
''Oğlum, kız kralı bıçakladı lan. Odasına girerken dikkat et diyor kral.'' Kahkaha atarak araya girmişti Damon.
''İşin gücün zevzeklik değil mi Damon? Malzemenle iyi oyna. Çünkü bir daha böyle bir şey olmayacak.'' Diye cevapladı onu kral.
''Ona neden bir şey yapmadın? Çok sakin karşıladın bu olayı kralım.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜL 🍁 (TAMAMLANDI)
FantasyDünyada kalmış son iki kara parçası arasında sıkışmış bir kadın.. İnsan hayatını mı seçecek yoksa canavarın dünyasında kayıp mı olacak? &&&&& ''Sırf beni çıldırtmak için izin verdin ona Roza. Sen beni istiyorsun, bunu kabul et artık!'' Onu üstümden...