On Dokuzuncu Bölüm

305 25 9
                                    

 -Eleanor-

Yolculuk çok garip geçmişti. Tabi, çocuklar her zamanki kendileri gibiydiler, bilirsiniz kızlar ve bunun gibi şeylerden konuştular. Ama Lou bütün zaman çok sessizdi. Sadece derin bir düşünce içindeymiş gibi camı seyrediyordu. Nasıl bir şey olduğunu anlatamadığım bir farklılık var onda. Bana bakmadı ya da konuşmadı bile. Bunun dikkatini çekeceğini düşünmüştüm. Sanırım çekmemiş.

"Sam!" Onu kucakladım.

"Çok güzel gözüküyorsun El!" diye iltifat etti. Sol elinde bir şarap bardağı ve şampanya vardı.

Sefil bir halde somurtmuş ve garsona sipariş veren Lou'ya baktım. Ne dediğini duyamamıştım.

Kulüp beklenmedikti. Yüksek sesli müzik, herkesin ortasında seks yapan insanlar ve bunun gibi şeyler olacağını düşünmüştüm. Ama daha çok nazik bir yerdi ve klasik müzik benzeri bir şey çalıyordu.

Diğer çocuklar barda başka bir yere gitmişlerdi. Liam büyük ihitmalle etrafta dolaşıp onları izliyordu (her ne kadar Tom'da onlarla gitsede.) Tom'la birlikte beş kişi gitmişti. O da büyük ihtimalle bir kaç bardak bir şey içecekti.

"Hey, biriyle tanışmanı istiyorum." Sam gülümsedi.

"Kiminle?" Kendimi tutamadan sordum.

"Göreceksin."

-Louis-

Sam ve Eleanor'u, gerilmiş ve birisinin çenesi hazır halde izlerken dördüncü şampanyamı içtim. Sam ve yanlarında ki başka bir kahverengi saçlı bir kızla birlikte gülüyorlardı. Kolu El'in omzundayken kahverengi saçlı kızla el ele tutuşuyordu.

Sikik eğlence düşkünü.

Kahverengi saçlı kız hepsini kahkahalara boğacak bir şey söyledi. Sam'ın kolu beline doğru indi. O zaman artık dayanamayacağımı fark ettim.

"Merhaba Eleanor. Merhaba Sam." Bütün kelimeleri zehir saçacak şekilde ağzımdan çıkarırken sahte bir gülümseme attım.

"Selam Lou. Sandra'yla tanış, Sam'in kız arkadaşı." diye tanıştırdı El.

Ne? Çoktan bir kız arkadaşı mı vardı?

"Merhaba adım Sandra ve BÜYÜK BİR HAYRANIM!!!" Birden bağırdı.

Kıkırdadım. "Fotoğraf çekin-"

"EVET!" Beni güvensiz bir şekilde kesti. Yüzü görülmeye değerdi.

"Ben çekerim." diye önerdi Sam.

"Saol bebeğim." dedi.

Kollarımı Sandra'ya doladım ve kameraya doğru gülümsedim. Bittiğinde, Sam yanıma geldi.

"Onunla flörtleştiğimi düşündün, değil mi?" Sam sırıttı. "Aslında çoktan Sandra'yla nişanlanmıştım. Onu bu yüzden çağırdım, çünkü Sandra onunla tanışmayı çok istiyordu. Eleanor'un moda tarzına bayılıyor." Sonunda güldü.

Bir utanç dalgasını üstümde hissettim. Sam'i çoktan nişanlanmış olmasına rağmen eleştiriyordum. Kendimi küçük düşürülmüş gibi hissediyordum.

"Özür dilemene gerek yok." dedi. "Anlıyorum. Onun erkek arkadaşısın ve sinirlenmen çok normal. Ama Sandra'yı seviyorum ve El sadece bizim arkadaşımız."

"Çok üzgünüm." diye özür diledim içtenlikle.

"Sorun değil dostum." Nazikçe gülümsedi.

"Peki siz çocuklar ne zaman nişanlandınız?" Gülümsedim ve merakla sordum. Sonuçta, Sam El'i SEVMİYORDU ve çoktan nişanlıydı, ki bu El'i tamamen bana bırakıyordu.

Change My Mind- An Elounor Fanfic  [outcastlyweird'den Çeviri]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin