-Louis-
"Lou, seni seviyorum."
Rüya görmediğimden emin olmamak için gözlerimi bir kaç kere kırptım. El gerçekten bunu söyledi mi? El'e ciddi olup olmadığını sormak için çoktan geç kalmıştım çünkü ayağa kalkıp yanımdan koşarak uzaklaşmıştı.
Daha sonra fark ettim, beni seviyor! Beni seviyor! Sanırım kalbimin sektiğini hissettim. Beni seviyor! Sorun şu, neden koşarak uzaklaştı?
Tekrar sonradan fark ettim. El. Lanet olsun, nereye gitti?! Belkide bu düşünceleri onu bulduktan sonra düşünmeliydim.
Onu aramak için sahilden ayrıldım. Sokaklara ve her tarafa baktım, bir şeyin gözüme çarptığını unuttum.
El'in saçına benzeyen saçlara sahip bir kız küçük bankta oturuyordu, elleri yüzündeydi. Yanına oturdum.
"El?" Omzuna yavaşça dokundum.
"Beni yanlız bırak." Boğuk ve kuru bir ses tonuyla cevap verdi.
"El, dinle-"
"Beni yanlız bırak, tamam mı?!" Şimdi bana dönmüştü. Yüzü kızarmış ve gözleri kan kırmızısına dönmüştü. Bu iyi değildi. "Sempatine ihtiyacım yok. Senden en küçük bir acıma istemiyorum! Hannah'yı seviyorsun. Ve kendimi aranıza girmeme izin veremem. Lou, çok önemli bir şeyini kaybetmenin nasıl hissettirdiğini biliyorum," Daha fazla göz yaşı döküldü. "Çünkü seni kaybediyorum."
Hayerete düşmüştüm. Söylediği her kelime göğsümden beni bıçaklamıştı. "Beni gerçekten seviyor musun El?" diye sordum sessizce.
Sol gözünden bir yaş düştü. "Hayır dersem yalan söylemiş olurdum."
Kalbim gerçekten bir anda patlayarak milyonlarca kelebeğe dönüşmüştü ve karnımda uçuşuyorlardı. Birden nefes almak çok zorlaştı. Derdim ne benim? Erkeğim bir kere, neden böyle davranıyorum?
"Aynı şeyleri hissetmediğimi nereden biliyorsun?" diye sordum.
"Hannah ve senin geleceğin hakkında konuşmaya başladın. O anda ipucunu aldım." dedi açıkça demek ister bir tonda. Kızarmış yanaklarında göz yaşları kuruyordu.,
Yaa! Tabi ki onu söylediğim zaman ipucunu almıştı. Sanırım doğruyu söylemekten başka bir seçeneğim yok. Duygularımı
"Bunu seni kıskandırmak için yaptım El. Sam'in sana takılmasına sinirlenmiştim. Onu parçalarına ayrılana kadar dövmek istiyorum. Nişanlı olduğunu söyleyince rahatlamıştım. Senin başka birini sevme düşüncesi, benim yutmam için zor bir düşünce. Seni seviyorum El. Mükemmelsin El. Keşke tanıştığımız ilk güne geri dönebilseydim. Keşke sana karşı bir ahmak gibi davranmasaydım. Çünkü aşık oldum." diye durmaksızın itiraf ettim.
Daha sonrası sessizdi. Rüzgarın çıkardığı ses ve yaparkların uçuşmaları dışında bir şey duyulmuyordu.
"Seni seviyorum El." Ellerimle yüzünü kavradım.
"Bende seni seviyorum Lou."
Bununla birlikte, atmosferdeki bütün o kelebekleri ve parıltıları hissederek, dudaklarımı onunkilere batırdım.
Artık sevimsiz olması umurumda değil, bana eski kafalı ya da ne isterseniz diyebilirsiniz ama size bir not, gururumu bir kenara bırakıp kalbimi dinlediğim için mutluyum.
El'i seviyorum. Ve Hannah'yla ben artık sadece geçmişte kaldık.
Ve son.
Beni, kitabı çevirdiğim süre boyunca her zaman destekleyen herkese çok teşekkür ederim.
Not: Kitabı henüz kütüphanenizden ayırmayın, bir son söz kısmı var.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Change My Mind- An Elounor Fanfic [outcastlyweird'den Çeviri]
FanfictionBir reklam kampanyasıyla başladı, Arkadaşlığa ve farklılıkları kabullenmeye ilerledi, Büyük bir felaketle bitti.