Change My Mind- An Elounor Fanfic [outcastlyweird'den Çeviri]

Son Söz

Louis, Eleanor'a karşı hissettiği duygularını itiraf ettiğinde, Hannah'yı artık sevmediğini fark etti. Onu seviyordu, ama o şekilde değil. Resmi olarak, resmi olarak diyorum, çıkıyorlardı. Elounor mükemmel değil mi ?!

Eleanor kalbi patlayacak gibi hissetmişti. Hala, Louis ona ne zaman güzel, muhteşem, mükemmel gibi  bir şey söylese eriyordu. Gerçi asla ilk aşkını unutmaya cesaret edemiyor. Gömüldüğü mezarlığa gidip çiçeklerini yeniliyor ve bazen onun nasıl olduğunu, Louis'le birlikte ne kadar mutlu olduğunu anlatmak için zaman ayırıyordu. Louis'in ona nasıl itiraf ettiğini anlatmıştı, nasıl Back For You şarkısını yazdığını ve sonunda modelliği bıraktığını, hiçbir şeye pişman olmadığını anlatmıştı.

Çift bir kaç aydır çıkıyordu ama Louis hala ondan ayrılmamıştı. Tepkisinin ne olacağından korkuyordu. Ama daha fazla sakladıkça, o kadar acı verici olacaktı.

Bir gün, çocuklar, Eleanor, Sofia (Liam'ın yeni kız arkadaşı. Harika birisi!), Perrie ve Kendall (Harry'nin malesef yeni sevgilisi) arka bahçede birlikte takılıyorlardı. Liam ve Louis sosisleri hazırlarken,  Niall ve Harry etleri ızgarada pişiriyorlardı ve Zayn... aslında Perrie'nin omzunda uyuya kalmıştı.

Hepsi gülüyordu, eğleniyordu, herkes mutluydu, ama hayat saflığı bozacak kadar zalimdi.

"Dani ve ben aslında arkadaşlarız, Liam ve benim için mutlu. Bazen, Directionerlar abartıcı olabiliyor ve bir sürü yanlış varsayımlara ulaşabiliyorlar." Sophia gözlerini kapatırken iç çekti.

"Biliyorum. Aynı şekilde hissediyorum." Eleanor katıldı.

"Hey, ne demiştim ben Soph? Ben burada seni korduğum sürece onları umursama." Sophia onu bir öpücükle ödüllendirirken Liam somurttu.

"Kendinize bir oda bulun!" diye söylendi Niall. (Cüce cini hala yanlızdı. Çekici birisi nasıl yanlız olabilirdi ki?!)

"Oh, sadece kıskanıyorsun." Liam şakacı bir şekilde dilini dışarı çıkardı.

Niall'la Liam atışmaya devam etti ve Louis kız arkadaşına gülümsedi.

Çok geçmeden, bir ding sesi duydular. Çocukların hepsi birbirini işaret etti.

"Sen bakacaksın!" Hepsi aynı anda işaret edip, konuştular.

"En gencimiz gidip bakmak zorunda." Louis gülümsemesini bastırdı ve Harry'e kötü bir bakış attı. "Bildiğim kadarıyla en yaşlınız benim." dedi masumca.

"Berbatsın." dedi zorla sandalyeden kalkıp ayaklarını yere sürterken.

"Aferin sana Louis!" Zayn sırtına vururken sırıttı.

Herkes konuşmaya ve kendi işlerine geri döndü. Biraz sonra, Harry yüzünü ter kaplamış şekilde geri döndü.

"Ne oldu?" Kendall Harry'nin yanına doğru giderken çığlık attı.

Harry diğerleri gibi ondan nefret ettiği için sadece onu görmezden geldi ve Louis'in yönüne doğru koştu.

"L-Lou. H-H-Han-" Harry cümlesini bitiremeden, bir ses onu böldü.

"Lou? Bu sen misin? Tanrım!" Kısa zamanda, Lou sıkı bir kucaklamaya yutulmuştu.

"Hannah?" Louis omuzlarını itti ve nazikçe kavradı.

Herkes sessizdi. Kimse ses çıkarmaya cesaret edemiyordu. Bütün gözler ve ağızlar kocaman açılmış şekilde Hannah'nın büyük tümsek göbeğine bakıyordu.

Hamile olmak nedir şimdi?

Louis mi babası?

Yoksa başka biride bu onları böyle mi kanıdırıyor.

Böyle bitince kendimi kötü hissettim şimdi.