~Louis~
Aslında bunu Eleanor'a söyleyince kendimi kötü hissettim. Bir ahmak olduğumu biliyorum ama kız arkadaşımı da seviyordum. Sadece çocukların onu savunmasını sevmiyorum.
"Hey Louis, özel bir şey konuşabilir miyiz?" dedi Harry 'özel' kelimesini vurgulayarak. Şimdi ne demek istediğimi anlıyor musunuz? Çocuklar benim 'gerçek sevgilimi' sevmiyor gibiler.
"Tabi." dedim ve onlara gizli ölüm bakışımı attım. Ayağa kalktım ve Hannah'dan izin istedim. Sonra da çocukları oturma odasına doğru takip ettim.
"Neden bunu El'e yaptın?!" dedi Harry gürleyerek.
"Ne?" dedim ilgisizce. Neden bilmiyorum ama, 'Eleanor' konusundan nefret ediyordum.
"Bu çok kabaydı! Senin kız arkadaşın ona karşı bir sürtük gibi davranıyordu ve sen bunu daha göremiyorsun! Siz ona karşı grup oluşturuyorsunuz, ona karşı zorba gibi davranıyorsunuz!" dedi Harry devam ederek. Tüm hayatım boyunca Harry'i böyle görmemiştim. Yüzü bir domates gibi kırmızıydı ve sesi de çok tehdit ediciydi.
"Louis, beni hayal kırıklığına uğrattın. Bunu bir kıza yapabileceğini hiç düşünmemiştim. Manken olmasına rağmen, kelimeler acıdır. Onu neye iteceğini bilemezsin." dedi Liam kafasını sallayarak.
"Belli ki, bunu umursamıyor, çünkü Elley'nin geçmişiyle ilgili en küçük bir lanet olası fikri yok!" dedi Niall hırlayarak.
Birden, herkes sustu. Kimse konuşmadı. Tek duyabildiğimiz şey kalp atışlarımızdı. Çok sessizdi. Ve aklımdan geçen tek şey.. Çocuklar Eleanor'un geçmişi derken neden bahsediyorlardı? Ne kadar uzun sürese ya da zor olursa olsun bunu kendim bulacağım.
~Eleanor~
"Bir, iki ve üç ve gülümse!" dedi fotoğrafçı. Çık, çık, çık.
"İyi iş Eleanor! İşte sonraki kıyafetin." Maya, asistanım bana sonra giyeceğim kıyafetleri verdi. Ona geveleyerek teşekkürler dedikten sonra kızların soyunma odasına geçtim ve kapıyı kilitledim.
Üstümü yırtık kot şort, masa örtüsü deseni gibi bir yarım tişörtle değiştirdim. Aynada duran yansımama baktım ve aklıma eskiler geldi.
Flashback
"Elly, tatlım, bence şunu yemeyi bırakmalısın.. şu yağlı şeyi." dedi annem, babama 'bence-yeteri-kadar-yedi-ve-kilo-alıyor' gibi bakarak. Babam bana acınası gözlerle baktı.
"Öfff," diye geveledim, sinirle ağzıma bir kapkek alarak. Okulda yine başka bir kötü gündü. İnsanlar bana şişko ve çirkin demişlerdi. Kendimi açlıkla cezalandırmak yerine, normalde yediğim şeyin iki katını yiyordum. Evet, duygularımı yiyerek tatmin ediyordum.
Annem ve babam ağzıma yemek doldurmam konusunda hiçbir şey yapamadılar. Kimse beni duygusal yiyici olarak doğduğum için suçlayamaz, öyle değil mi?
O gece, görünüşümü iyice çalıştım. Aynadaki kıza baktım. Kıvırcık, yağlı, kahverengi saçlı, ağlamaktan gözleri donuklaşmış, belinin iki yanında da kıvrımlar olan, bacak arası olmayan bir kız gördüm.
Yatağımın altındaki tartıyı çıkardım. Önce duraksadım, ama gerçekten bir kaç kilo alıp almadığımı merak ediyordum.
Gözlerimi kapadım ve nefes aldım, derin bir nefes aldım. Aşağı baktım.
67 kg
Yanaklarımdan inen gözyaşlarını hissettim. Bu doğru. Şişkoyum. Bir balinadan daha şişkoyum. Kendimden nefret ediyordum. Kendim hakkındaki her şeyden nefret ediyordum.
Flashback sonu
Ağladığımı farkında değildim. Şimdiki kıza baktım. O zaman eskisiydi ve bu da şimdi. Gövdesine kadar gelen, dalgalı, güzel, uzun kahverengi saçlı, düz karınlı bir kız vardı karşımda. Köprücük kemiği, kalça kemiği ve bacak arası olan bir kız vardı. Ve bu kız , şimdi 34 beden, Hollister modeliydi.***
"Yarın görüşürüz çocuklar!" 8 saatlik poz vermenin sonunda! Çantamı aldım ve iş arkadaşlarıma el salladım. Arabamı bulmak için dışarı çıktım. Bekle- lanet olsun! Arabam bende değil ki! Arabanın ön lastikleri indiği için tamirdeydi. Sabah taksi tutmuştum. Kendi kendime inledim. Hava biraz soğuktu ve bayağı kararmıştı. Oh unutmuşum, sonbahar geliyordu. Bir taksi bulmak için yürmeye başladığımda ince bir ses duyduğumda durdum.
"Hey, seni bırakmamı ister misin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Change My Mind- An Elounor Fanfic [outcastlyweird'den Çeviri]
FanfictionBir reklam kampanyasıyla başladı, Arkadaşlığa ve farklılıkları kabullenmeye ilerledi, Büyük bir felaketle bitti.