Yirminci Bölüm

258 22 10
                                    

-Louis-

Tanrım. Eleanor. Dün akşam harikayı. Kimseye karşı böyle hissetmemiştim. Hannah'a bile. Elele tutuştuğumuzda parıltıların uçuştuğunu hissetmemiştim, ama El'le birlikte farklıydı. Ondan uzak kalamıyordum. Dudaklarım onun için yalvarıyor. Kollarım onun için uzanıyor. Kalbim onun için çarpıyor. Aslında, hala Hannah'yla ne yapacağımı bilmiyorum. Ondan ayrılmayı planlıyorum.

Till-li-li-lit! Telefonum çaldı. Hannah Banana <3 arayan kişiydi.

"Hey... bebeğim!" Neşeli seslenmeye çalıştım, ama sesim kuru ve boğuk çıkmıştı, ve tamamen suçlu.

"Selam aşkım! Senin için harika bir süprizim var!" diye çığlık attı. Bu beni daha da suçlu hissettiriyor.

"Neymiş?" Sesimi normal tutmaya çalıştım.

"Bu bir süpriz! Ama yakında öğrenirsin!" Basitçe cevap verdi. "Seni seviyorum bebeğim!"

"Ben de... seni seviyorum!" Yapamam. Bunu yapamam.

Telefonu kapattıktan sonra, göğsümün ağırlaştığını hissettim. Ondan ayrılırsam nasıl hissederdi?

Odamdan ayrılmaya karar verdiğimde, Liam'ın yatak odasından sesler geldiğini duydum.

"Evet!" dedi tanıdık bir ses. "Louis'i seviyorum. Ama çoktan bir kız arkadaşı var ve bilmesine gerek yok. Beni sadece kız kardeşi gibi gördüğünü hissediyorum. Hannah'a üzmek istemiyorum. Yanlız kalıp, birinin senin yerini doldurmasının nasıl hissettirdiğini biliyorum. Beni sadece bir arkadaş gibi görüyor ve bu sorun değil. Lütfen ona söyleme..." Cümlesini bitirmek üzereydi ama elimin yanlışlıkla kayıp kapı kolunu çevirip açması yüzünden yarıda kesilmişti.

Güneş yüzüme parıldarken uyandım.

"Of," Diğer tarafa doğru, yüzüm örtüye bakacak şekilde döndüm.

Bütün bu zaman boyunca, sadece bir rüyaydı. Siktimin bir rüyası.

Neden böyle hissediyorum? Çoktan birisine aşıktım. Hannah. Onu seviyorum. Hayır, hepsi sadece bir rüyaydı. Asla gerçekleşmeyecekti.

Ama neden hayal kırıklığı hissediyorum? Eleanor'un beni sevmediği için mutlu olmalıyım, onu üzmeyeceğim, onu üzemem.

Dün akşam, Eleanor harikaydı... Sam'in çoktan bir kız arkadaşı olduğu için memnunum. Ama neden? Eleanor'un gerçekten biriyle birlikte mutlu olmasını görmek istiyorum, ama ben olmayan birisini sevme fikri düşünülemez.

"Lou?" Kapıda bir tıklatılma vardı. Kapı yavaşça, El'i karışmış sabah saçı ve pijamasıyla göstererek açıldı.

"Günaydın." diye mırıldandım.

"Günaydın!" dedi mutluca. "Nasıl uyudun?"

"İyi." diye cevapladım doğrularak. Tanrım, büyük ihtimalle çöp kutusu gibi gözüküyordum.

"Oh, Simon Amca Li'yi aramış. Bu gün saat 1:00'da Ellen Show'da röportajımız varmış."

Saate baktım. Sabah 10:00

"Tamam, teşekkürler. Hazırlanmaya gideceğim." Gülümsedim.

Eleanor, bana ne yapıyorsun?

---

(The Ellen Show)

-Eleanor-

"Ve şimdi," Ellen'ın sesi sahnede yankılandı. "One Direction'dan Louis Tomlinson ve kız arkadaşı, Eleanor Calder'ı karşılayalım!"

Lou ve ben sahneye gürültülü, çılgın bir kalabalıkla, parmaklarımızı iç içe geçirerek girdik. Nefes almak çok zormuş gibi hissettim, çocuklar sadece Lou ve benim olacağamızı söylememişti!

Ellen'ın yanına oturduk. Kalabalığa doğru gülümsedim, ki bu bana büyük bir alkış sağlamıştı.

"Peki Louis, Bayan Elanor ve sen nasıl tanıştınız?" diye sordu Ellen.

"Okulunda tanışık. Üniversitesinde."

Yalanlar. Yalanlar. Yalanlar.

"İlgi çekici!" Ellen sırıttı. Yere doğru düşünür bir şekilde baktı.

"Larry shipperlar hakkında ne düşünüyorsunuz?"

"Onlara 'Larry'nin sadece dostluktan ibaret olduğunu söylemek istiyorum. El bizim gay olduğumuzu saklamıyor. O benim kız arkadaşım." diye vurguladıç. "Ayrıca, eğer Harry ve ben birbirimize aşık olsaydık, gayiz demek olurdu." Komik bir şekilde kıkırdadı.

Ellen ve seyirciler güldü. "Seni seviyorum Louis Tomlinson!" diye bir kaç çığlık ve bağırış duyduk.

"Peki Eleanor." Ellen beklenmedik bir şekilde bana döndü. İşte başlıyoruz. "Louis hakkında en çok sevdiğin şey ne?"

Louis hakkında en çok sevdiğim şey ne?

Seyirciler cevabımı beklerken sessizleşmiş gözüküyordu. Boğazım konuşmak için çok kuruydu, söylemek istemediğim için değil, Lou'nun ruhuma bakan çarpıcı gözleriydi.

"Bu zor bir soru, kabul etmeliyim Ellen," Sonunda demeyi başardım. "Louis hakkında sevdiğim bir şey yok. Yaptığı şeylere dikkatimi bile veremiyorum..." Seyirciler nefeslerini tuttular ve Lou kırılmış gözüktü.

"...Çünkü yaptığı her şey, ne olursa olsun, ona tekrar ve tekrar aşık olmamı sağlıyor." diye devam ettim.

"Aww!" Ellen'da dahil, seyirciler mırıldandı. Lou kırmızı-pembe yanakları ve camsı gözleriyle bana döndü. Ona doğru gülümsedim.

"Peki Louis'e dönersek, Eleanor'un en kötü kusuru ne?"

Tekrar, seyirciler sanki Super Bowl'un son dakikalarını izliyorlarmış gibi sessizleştiler.

Kalbim göğsümden çıkacak gibiydi ve ellerimin içi terlemeye başlamıştı.

Eleanor'un en kötü kusuru ne?

Ellen'ın sorusundan korkmuyordum, korktuğum şey Lou'nun vereceği cevaptı.

"Eleanor'un en kötü kusuru..." diye başladı. Kalbim sanki endişeden yerinden fırlayacakmış gibiydi.

"Onun bir kusuru yok, Ellen. Kusuru yok. Benim gözlerimde, gördüğüm en mükemmel kız. Model ya da değil, hala mükemmel olarak kalacak."

Lou'nun ağzından bu kelimeler çıktıktan sonra, kelebekler karnımda uçuştu. Çok fazlalardı. Bayılacakmış gibi hissediyordum. Gözlerim sulanmaya başladı. Nefesime zor tutunuyordum.

Daha demin bunu herkesin içinde söylemiş olamazdı. İlişkimiz tamamen bir yalan olmalı, ama sanki gerçekmiş gibi hissediyordum.

Davranışlar sözlerden daha etkilidir. Değil mi?

İnsanlar "Elounor, Elounor" diye bağırmaya başlayınca kendime gelebildim.

"Çok tatlısınız!" Ellen güldü. "Değiller mi?" diye sordu seyircilere.

"Herneyse, son soru Bayan El'e" dedi Ellen bana. "Eğer Louis ve sen ayrılsaydınız, (ki hayatta inanmam) gelecekteki sevgilisine mesajın ne olurdu?"

Kameraya bakabilmek için kendimi zorladım. Kalbim ağrımaya başladı. "Asla onun gitmesine izin verme. Bana olan en güzel şeydi o," dedim dürüstçe.

Artık daha fazla yalan söyleyemezdim. Louis'ten hoşlanmaya başladığım gerçeğini inkar edemezdim.

Change My Mind- An Elounor Fanfic  [outcastlyweird'den Çeviri]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin