Cehennemden kaçış

18. Bölüm "çok mu soğuk?"

Sınır 40 okunmadır. Lütfen emeğe saygı için yıldıza basmayı unutmayın beybiliboylar💙🗝️

Bu bölümü, ilk bölümden bu zamana beni yalnız bırakmayan iki bebeğe hediye etmek istiyorum zelvidyolar6 melodi_0803:))

Hareketsiz durup öylece onu izledim. Saçları yumuşacık, kirpikleri bir kaydırak misali kıvrımlıydı. Küçük ve kavisli burnu yüzüyle orantılı, gerçekten yüzünün her bir detayı dikkat çekiciydi. Onu bir süre izledikten sonra bu yaptığımın ne de olsa yanlış olduğunu anımsayıp yavaşça kafasını göğsümden ayırdım.

Onun naif bedenini yavaşça kollarıma alıp yatağına doğru taşıdım. Yatağına bırakıp Üstünü hafifçe örttüm ve parmak ucunda odadan çıktım.

gerçekten de o kusursuz kalıbına sığdırabileceğim tek kadındı.

Ev kapısını örtüp arabaya doğru adımladım. Arabanın kapısını açtım. Ve sürücü koltuğuna geçtiğimde ağzımı kapatan elle hızlıca arkamı döndüm.

Bu Görkem'di ve yanında iki adamı daha vardı. "Şimdi elimi çekeceğim. bağırırsan bayıltırım." Deyip ağzımdan elini çekti. şuan ona dirensem de bir faydası olmayacağını bildiğimden sessizce konuştum.

"Ne istiyorsun piç!" Güldü. "Bir, bana hakaret etmemeni. İki yarın Ahenk'i sınava ben götürüp getireceğim..." Sırıttım. "Ee ben götürürsem ne olur? Bana işkence mi edersin?" Dediğimde meşhur piç gülümsemesini takıp konuşmaya devam etti. "Sözümü keseceksen ağzını bantlattıracağım? Kes o boktan sesini!" sıkılmaktan kırılacak el kemiklerimi az da olsa serbest bıraktım.

"Heh, şöyle be. Bütün gün hav hav olmuyor böyle. Ne diyordum? Hee şey eğer Ahenk'i illa ben götüreceğim dersen ölüsüyle beraber götürürsün. Seçimi sana bırakıyorum yine. Kıymetimi bil koçum." Dedi sırıtırken. Kızaran gözlerime küçük bir küfür savurdum. Ah pezevenk tek gelseydin ben gösterirdim sana ölüyü, diriyi.

"Seni tek yakaladığım yerde si*eceğim! Tamam sen götür getir Ahenk'i, ama o kızın saçının teline zarar gelsin, seni o kaldırıma taş yaparım anladın mı pezevenk? Ayrıca ne yaparsan yap o kız seni sevmeyecek çünkü onu sana bırakmayacağım! Duydun mu beni it?" Dedim hırlarcasına. O da bana karşılık kahkaha attı.

"Bakalım o sana mı gelecek bana mı? Bunu zaman gösterecek aslanım. Ha bide, eğer bu konuştuklarımızdan Ahenk'e bahsedecek olursan bir daha onu göremezsin. Haberin var dimi?" Dedi dişlerinin arasından. "Şimdi siktir git nereye gidiyorsan." Dedi ve köpekleriyle arabadan indiler.

Allah'ım bana bir çıkar yol göster. Kıza da o kadar söyledim ben götüreyim diye, ha bide gerek yok demesine rağmen ısrar da ettim. Şimdi bunun konusunu bile açsam bu piç ona zarar verebilirdi. Çünkü Görkem dediğini yapan bir şerefsizdi. Salak Araf aptal Araf...

Kendime ağıtlar yakarken kafamı direksiyona vurmaya başladığımın farkında bile değildim. Kornaya kaç kez basmıştım bilmiyorum, kapıdan Ahenk çıktı. Onu uyandırmıştım.

"Araf, uyuya kalmışım. Noldu? Neden geldin sen?" Gülümsedim. "Hiç gitmedim ki." Anlam veremezce kaşlarını çattı. "Şaka mı yapıyorsun? Saat üç olmuş. Ne yaptın onca
zaman?"

Nasıl söylerdim ki onu izlediğimi? Onun her bir detayını ezberlemek için tekrar tekrar yüzüne baktığımı...

"Ya bir ara bende uyuya kalmışım işte uyandım şimdi gidiyordum. Hadi sende içeri gir de uyu güzelim yarın sınavın var." Dediğimde gülümseyip daha fazla kurcalamadan "tamam, iyi geceler prens bey." Dedi ve eve girdi.