16. Bölüm "kim o?"

165 34 37
                                    

Bool bol etkileşim bekliyorum, vote ve yorum bekliyorum. Her pasaja yorumunuzu bırakabilirsiniz. Sınır 25 okunma.

|Uyarı! argo kelimeler içeren bir bölümdür, rahatsız olanlar biraz aşağı insin.|

"Araf?" Karşımda gördüğüm simayla donakalmıştım. Onun burada ne işi vardı? Bahsettiği davet bu muydu? Görkem neden beni böyle bir yere getirmişti?

Yanımıza doğru gelen Araf'a baktım. Gerçekten şaşkın ve kırgın duruyordu. Hızlı adımlarla yanımıza ulaştı. "Ahenk, salonda kal." Dedi tıslarcasına dişlerinin arasından.

"Hayır, bende geleceğim." Güldü. "Görmek istemeyeceğin şeyler olacak, gelmeyeceksin!" Somurttum. "Ne haliniz varsa görün!" Arkalarından bağırsam da fayda etmeyecekti belliki. Ama Araf Görkem'i böyle sinirlice nereye götürecek olabilirdi ki ?

Araf'tan;
"Lan piç, inadına mı yapıyorsun? Gözümün önünde kızla cilveleşiyorsun! Sen kimsin lan kim? Babana mı güveniyorsun? Çünkü o küçük beynine güvenmediğin ortada." Sırıttı. "Senin baban yok diye mi böylesin, hadi ama çok acınasısın."

Yüzüne indirdiğim yumrukla yere düştü. "Sen babanın kim olduğunu biliyor musun acaba?" Attığı yumrukla sendeledim.

"Senin hayatını sikeceğim oğlum bekle sen bekle! O kıza bir daha yaklaş, ben senin hayatını nasıl berbat edeceğim sen gör." Dedim dişlerimi sıkarak. Kahkaha attı.

"Ahenk'ten hoşlandım he, taş gibi hatun!" Afallamamla yüzüme yumruk yemem bir oldu.

"Taş gibi hatun öyle mi?" Yüzüne geçirdiğim sert yumrukla yere düştü. "Şimdi siktir git! Ha bir daha Ahenk'in peşinde dolaştığını göreyim, o zaman elimden bu şekilde kurtulamazsın!"

Arabaya binip dudağımın kenarını sildim. Muhtemelen moraracak yanağıma krem sürüp arabayı kullanmaya başladım. Görkem'lerin evine sürmeye başladım. Ahenk'i orada bırakamazdım.

Kapıya geldiğimde Ahenk'i aradım ve dışarı çıkmasını, gideceğimizi söyledim.

"Bu ne hâl Araf? Ya pansuman yapmamız lazım, dudağın patlamış. Of yanağın da şişmeye başlamış. Siz niye bu kadar kavga ettiniz? O burada olacağını bile bile beni buraya niye getirmek istedi? Neyse ne ya önce bir pansuman yapmam lazım. Bizim eve sür, annem bugün Esra teyzelerde kalacaktı yarınki hazırlıkları için, bende sana bir pansuman yaparım evde." Gülümsedim. Beni düşünüyordu ve bu kesinlikle hoşuma gitmişti.

Elinin tersiyle dudağımın kenarına dokundu, "çok mu acıyor?" Gülümsedim. "Acımıyor, korkma." O da gülümseyip arabaya bindi. Sürmeye başladım. Elini radyoya uzatıp bir şarkı açtı. "Ses etmem, susarım anıların hatrına." Bu şarkıyı seviyordum. Ve onun da sevdiği bariz belliydi. Dans etmeye başladığında gülümsememi gizleyemedim. Gerçekten çok güzel gözüküyordu.

"İşte geldik! Zaten biliyorsun evi bende ne şaklabanlık yapıyorsam." Dedi omuz silkerek. "Neyse işte benim odam ileride sağda sen git bende bir su içip geliyorum. Sende istersin değil mi?" Kafamı onaylarcasına sallayıp odasına doğru adımladım. İlk defa odasını, eşyalarını görecektim. Zevkli biri olduğunu tahmin edebiliyordum, ama böylesine yakından görmek beni heyecanlandırıyordu.

"Heh, getirdim suyunu da. İç de pansuman yapacağız. Of ya ağzın kan toplamaya başladı. Yanağın da iyice şişmiş. Acaba doktora falan mı gitsek?" Gülümsedim. Beni düşünürken ne kadar da tatlı oluyordu.

"Yok ben aşığım ya." Aşığım derken? Alışığım olmasın o gerizekalı Araf? "Yani alışığım diyecektim dilim sürştü kusura bakma." Allah'ım ne kadar rezil bir insanım ben ya. "Yok yok sorun değil. Şimdi başlıyorum, acırsa söyle hemen çekerim." Tentürdiyota yavaşça batırıp dudağıma sürtmeye başladı pamuğu.

Canım elbette yanıyordu ama onun üzülmesini istemiyordum. Biraz fazla bastırınca içgüdüsel bir şekilde geri çektim kendimi. Sanırım acıdığını anlamıştı. "Ya Araf! Acıyorsa söyle dedim sana." Yavaşça dudağımın kenarına üflemeye başladı. Onunla böylesine yakın olmak beni yakıyor, her bir hücremi küle çeviriyordu.

"Tamam Ahenk, acımıyor devam et." Dedim dayanamazcasına. Çünkü ikimizde bu tarz temaslardan şuanlık kaçınmalıydık . Devam ettiğinde yanağıma geçti. Orası çok acımıyor, sadece biraz sızlıyordu. "Buraya pansuman iyi gelmez, buz torbasını getirmem lazım. Beni bekle." Dedi hızlıca ayağa kalkarken.

Odasını incelemek için vaktim olmuştu. Hızlıca ayağa kalkıp masasına baktım, defterleri, kitapları gayet düzenli bir şekilde gözünde duruyordu. İçinden bir okuma kitabını çıkardım, ve arkasını çevirirken yere birşey düştü. "Gönlümün prensesine. 21.07.19" bu kimdi? Veya kimin yazısıydı?

Ahenk'in ayak seslerini duymamla hemen notla kitabı rafa bırakıp yerime oturdum.

"Bunu en az bir saat koyman gerek. Daha çok şişmemesi için. Ee şimdi anlat bakalım. Ne bu halin? Sen bu haldeysen karşı taraf ne hâlde?" Dedi sorgularcasına. "Önemli bişey değil ufak bir kavga işte. Abartmaya gerek yok." Kahkaha attı. "Tabi canım bayağı ufak alt tarafı dudağın patlamış, bir yanağın botokstan şişmiş gibi gözüküyor."

Gülümsedim. "Karşı tarafın hasarı daha çok." Gözlerini devirip sinirle ayağa kalktı. "Hayır yaşınızı bilmesem lisede bir kız için kavga ediyor olduğunuzu düşüneceğim. Ne bu ergen ergen tavırlar? Birbirinizi dövmek ne demek?" Dedi sert bir şekilde.

"Sadece liseliler mi kız için kavga ediyor? Mesela ben ortaokulda da bir arkadaşımla kavga etmiştim bir kız için Allah Allah!" Dalgaya aldığımı anlamış olmalıydı ki kızmaya başladı. "Aynen dalga geç sen. Ama ağzın burnun dağılsaydı o zaman görürdüm ben dalga geçmeyi!" Gülümsedim.

"Güzelim ya, öyle bişey mümkün mü? Ben ve dayak yemek." Dedim sırıtırken. Kahkaha attı. "Gören de dokunulamadan dudağının patladığını sanacak he." Somurttum. "Ee bende yani Muhammed Ali değilim sonuçta, kelebek gibi uçup arı gibi sokamıyorum. Tabi iki üç tane dokunduracak." Sırıttı. "Tamam prens bey ya sakin sinirlenmeyin." Dedi sırıtmasına devam ederken.

"Neyse ne işte! Ben kalkayım artık, saat de geç olacak yanlış anlamasınlar komşular falan şimdi. Teşekkür ederim pansuman için."dedim gülümseyerek o da içten bir şekilde Gülümsedi. "Rica ederim. Bende beni düşündüğün için teşekkür ederim." Dedi gözlerini kaçırarak.

Gelen zil sesleriyle irkildik. "Kim bu saatte acaba ya?" Ahenk'in korktuğu belli oluyordu. "sen odada bekle canım, ben açıp geleyim." Kafasıyla onayladı. Bende kapıya doğru ilerledim. "Kim o?"

Tanıtım filmini yapmaya gidiyorum:) geceye onu da ilk bölüme ekler panomda paylaşırım.

Kitap akıcı gidiyor mu? Sıkıldığınız birşey var mı? Merak ediyorum...

İyi geceler. Ya da günler. Öpüldünüz.

Cehennemden kaçışHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin