24. Bölüm "Annen kim?"

140 24 32
                                    

Yorum, vote , okunma o kadar düştü ki :'( niye böyle oluyor anlayamıyorum. Benden mi sıkıldınız, veya yazım dilimden mi ?

Sınır bu seferlik 60 okunma. Beş bin okunma olmak istiyorum. Ve bunun için gerekirse beklerim. Ama kitap bitmeden olmak istiyorum...

Bundan sonra en çok etkileşimde bulunanlara (etkileşim = vote, bolca yorum..) bölümleri ithaf edeceğim bu kitabımda da.

Bölüm sonu sorularına da bakarsanız sevinirim:')

Bu bölümlük buraya benim için beni temsil ettiğinizi düşündüğünüz bir emoji bırakabilir misiniz? Ben sizin için bir tane bırakayım🧠 lwğdmwğdöwğdö şaka şaka 🍯👈

İyi okumalar dilerim. ^^

🦇🌚🦇🌚🦇🌚🦇🌚🦇🌚🦇🌚

Her aşk insana iyi mi hissettirirdi?
Olmaz mıydı canı yakan, yarayı sızlatan?

Benimde olmuştu, geçmişim peşimi bırakmamıştı hiç.

Sevdiğim adama, korkularımı yenmemin sevinciyle sarılamamıştım bile doyasıya.

Hayat, herkese aynı imkanları sağlamıyordu. Bu bariz belliydi.

Peki ne olurdu? Onunla bir lise sıralarında tanışsak, o herkesin ergenlik olarak tanımladığı aşkı biz doruklarda yaşasak?
Önümüzde bir engel olmasaydı, gençlik yaşlarımızda olsaydık. Belki de biraz toy, bilgisiz olsaydık hayata karşı.

N'olurdu Kaan beni böylesine kırmamış olsaydı? aynaya baktığımda sadece silik bir silüet değil de, mutluluğu göz bebeklerinde beslemiş bir kadın görseydim.

Olmadı işte anne,
Kızını bin bir yerinden bıçakladılar kimse yardım etmek için el bile uzatmadı.

Bir kişi hariç, kırdığım bir kişi hariç.

Gözleriyle tüm sözleri unutturan adam hariç anne.

O bana kırılır, alınırım diye kıyamadan konuştu. Dokunmadı çoğu zaman, Sözleriyle hissettirdi sevgisini.

Ama anne, hiç senin kızın olamadım ki ben. Hiç senin kadar güçlü olamadım...

Gözümden süzülen yaşla beraber kafamı yastığa gömdüm. Bu iğrenç duyguların içinde kendimi kaybolmuş hissediyordum.
Ama birisi çok ağır basıyordu aralarından,
Çaresizlik.

Siz hiç çaresizlikten ağladınız mı?
Ben ağladım, belki saatlerce susamadan ağladım.

Anne sen bilmezsin, ben karanlıktan da korkuyordum.

Hayatım karanlığın tümünü içinde kapsamadığı zamanlarda.

Şimdi ışığı göremiyorum anne, bana yardım et!

Baba, biliyor musun beni bıraktığından beri ben hiç doyasıya gülemedim.

Asıl çocukların sana yokluğumu hissettiriyor mu?
Hissettirmiyorlar değil mi?

Kırgınlığım sana değil baba, ben de sahip olmak istemezdim inan bana.

Gözlerimden bir sağanak dudaklarımın boşluğunda kaybolurken, ağzıma gelen tuzlu tat ile yüzümü buruşturdum.

Araf bilseydi bu durumda olduğunu, sana çok kızardı!

Kızar mıydı?
Ah artık sanmıyorum.

Cehennemden kaçışHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin