🌙 8 'Bugün Bayram' 🌙

28.1K 1.8K 737
                                    

🎉Selamın aleyküm mümin kardeşlerim!🎉

⭐Aşağıda da küçük, minik, mini minnacık bir yıldız var. Onu da parlatırsanız mutlu olur.🌟

Aslında bu bölümü bayramın ilk gününde yayımlamak isteyen, ama yetiştiremeyen yazarınız geldi.

Ramazan Bayramınız mübarek olsun. Allah diğer Ramazanları sevdiklerimizle görmeyi nasip etsin.🤲🏻

••••••••••••••••••••••

(Bayram Günü)

"BUGÜN BAYRAM, ERKEN KALKIN MÜSLÜMANLAR!" diye bağırarak odama giren Arda'yı camdan aşağı sallamak istesem de, asla öyle bir şey yapmayacaktım. Çok günah.

Tek gözümü açıp başımı kaldırdım. "Seni var ya bak ne yaparım! TERK ET BURAYI!"

Göz devirerek kapıyı kapattı ve yanıma oturdu. "Seninki aşağıda." dediğinde gözlerim kocaman olmuştu. Muhtemelen dedem ve babaannemle konuşuyordu.

Normal ailelerde büyüklere gidilirken bizimkinde tam tersiydi. Onlar bize gelip bayram boyunca kalırlardı.

Hızla üzerimdeki yorganı çekip Arda'ya tekme attım. Yere düşmüştü ama pekte umrumda olmadı. Kim bilir, aşağıda ne konuşuyorlardı!?

Dolaptan haki rengindeki beli kemerli elbisemi ve bej renginde düz bir şalı çıkarıp kapağı kapattım.

Arda yerden hiç kalkmamış bana öylece bakıyordu. "Ah, siz kadınlar! Hep kendinizi beğendirmek istiyorsunuz."

"Ya salak salak konuşma! Ben etrafıma değil kendime giyiniyorum. Beni beğenecek olan bu halimle de beğenir!"

Beni baştan aşağı süzdü ve gülerek ayağa kalktı. "Yusuf seni böyle görse, arkasına bakmadan kaçar! Tipe bak."

Kaşlarımı çatarak aynaya baktım. Saçlarım kavgadan çıkmış gibiydi. Kedili pijamalarımı saymıyorum bile. Galiba doğru söylüyor. Yusuf senin tipine değil, içine bakar. Ayrıca bu halinle bile gayette güzelsin yani.

Ona döndüm ve elimle kapıyı gösterdim. "Yallah!"

Gülerek dışarı çıktı. Hiç vakit kaybetmeden bende tuvalete gidip işlerimi hallettim. Saate bakmak aklıma bile gelmemişti. Telefonumu elime alıp saate baktım. Tam 9'du. Erkenmiş.

Vakit kaybetmeden üzerimi değiştirdim. Şimdi çok daha güzeldim... Böbürlenme!

Dolabın alt kısmından kahverengi sandaletlerimi alıp dışarı çıktım. Aşağı nasıl geldim, büyüklerin elini ne ara öpmeye başladım hiçbir fikrim yoktu.

En sonda annemin elini öpüp yanına oturdum. Oh, hazır sofra. Bütün Ramazan boyunca sahur da ben kurdum, biraz da onlar kursun.

Yusuf tam karşımdaydı. Heyecandan elim ayağım titriyordu.

Yusuf'u dedem dün görmüş ve 5 dakikalık sohbetleri olmalarına rağmen çok sevmişti. Ve onu kahvaltıya çağırmıştı. Sevilmeyecek adam değil vesselam.

Dedemin, "Buyurun, başlayın. Afiyet olsun." demesiyle kahvaltı etmeye başlamıştık.

Kuşların cıvıltısı ve rüzgarla gelen çiçeklerin hoş kokusunda kahvaltı etmek çok güzeldi. Tabii Yusuf karşımda olduğu için biraz zor oluyordu. İnşAllah bir gün yanında olur. İnşAllah...

Müezzin Beyciğim ||𝚝𝚎𝚡𝚝𝚒𝚗𝚐||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin