Günler birbirini kovalıyor evde hummalı bir düğün telaşı sürüyordu.
Ev sakinleri pahalı gösterişli abiyeler deniyor, Hakan Beyin odası yeni gelin için düzenleniyordu.
Tüm bu telaşı bir kabusun ortasında gibi izleyip birde üstüne bu durum için koşturuyordu Atiye.
Bu günlerde aklına sık sık köyü ve annesi geliyor bu ev hariç sokakta dahi olmayı yeğliyordu, ne zordu Allahım.
Ayşe Hanım çalışanlar için de elbiseler sipariş etmiş hepsine tek tek elbiselerini vermiş geriye sadece Atiye kalmıştı.
Eski deponun kapısını tıklattı , içeri girdiğinde derli toplu bu depodan hiç beklenmeyecek bir düzen ve hoş bir görüntü ile karşılaştı.
Bu kız hem tatlı hem becerikli üstüne birde çok derli toplu bir kızdı.
Aslen Kayserili bir aile olmaları sebebiyle Anadolu insanının el becerisini çok iyi bilir çok taktir ederdi.
Küçük Atiye'ye elbisesini uzatırken
'Al bakalım güzel kızım , mavi mavi gözlerine en yakışacak rengi seçtim bizzat kendi seçimim . Bu düğün yıllardır beklediğimiz bir düğün ,bir tanecik oğlumuz evleniyor hepimiz güzel olalım hepimiz eğlenelim.'
Yaşlı kadının tatlılığına ,kibarlığına mı sevinsin , kocasının düğünü için süsleneceğine mi yansın gülümseyerek aldı kadının elinden elbiseyi.
Hayatında hiç giymediği tarz elbiseler giyer olmuştu iki haftada.
Yaşlı kadının dediği gibi gözlerine yakışacak bir elbise seçmişti gerçekten.
'Çok teşekkür ederim Ayşe hanım , biliyor musunuz bir tanecik annem var şu hayatta . Onun ismi de Ayşe , bana onun şefkatiyle yaklaşıyorsunuz. Çok teşekkür ederim her şey için .'
Sesi sonlara doğru titreyerek çıkmıştı.
'Ah anneciğim sana şimdilerde nasıl da ihtiyacım var bilsen ' diye geçirdi içinden.
Bu aileyi öyle çok sevmişti ki tüm çalışanlarına ailenin birer parçası gibi davranıyordu hepsi.
Hakan Bey hariç , o herkese soğuktu kendi ailesine dahi .
Özellikle Atiye'yi ne zaman evde görse yolunu çeviriyor , Atiyenin elinden bir bardak su dahi içmiyordu.Atiye kendini onun yanında vebalı gibi hissediyor gördüğü yerde kaçıp saklanacak delik arıyordu ondan,kocasından kaçıyordu ne de komikti.
Ayşe hanım Atiyenin omzuna anaç bir kaç kez vurmuş ve dışarı çıkmıştı.
Atiye elinde ki elbiseye bir kez bile bakmadan kalkıp demir borulara asmıştı . Şimdilik dolabı yoktu, ama düğünden sonra ilgileneceğini söylemişti Ayşe Hanım.
Düğüne iki gün kala misafirlerin boşalttığı bardakları toparlayıp büyük salondan çıkacaktı ki başı geniş ve sert bir göğse çarptı.
Aslında görmesine bile gerek yoktu,bu konunun sahibini metrelerce öteden bilirdi tanırdı. Kocasıydı.
Genç adam öfkeyle ,üzerine sıçrayan alkol parçalarını elinin tersiyle savuşturup söyleniyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATİYE
Romanceİç anadolunun küçük bir kasabasına doğru , hükümete isyan eden bir anarşiyle yapacağı röportaj için yola çıkan ülkenin en önemli gazetecisi Hakan.. Kadınların ötekileştirildiği bir köyde babasız büyüyen ,horlanan aşağılanan buna rağmen dimdik durmay...