Kendilerini küçücük odada baş başa kalmış bulan iki genç birbirlerine bakmaktan çekinerek yatağın iki ayrı ucuna oturdular .
Atiye odada yanan sobadan mı yanın da ki esmer adamdan mı bilinmez ecel terleri dökmeye başlamıştı bile.
Genç adan arkasına dönerek utançtan bir avuç kalan kıza gülümsedi.
Sonra aklına sonra bakarım diyerek ertelediği yaraları geldi,
genç kız adam bileğini burkunca ilgilenmiş pansumanını şefkat ile yapmıştı.Şimdi onun sırasıydı, yerinden doğrulunca uzun boyuyla zaten küçük olan odanın yarısını dolduruyormuş gibi görünüyordu.
Genç kızın şaşkın bakışları arasında eğilerek kızın ayak bileğini tuttu yavaşça sıkarak ağrıyan bölgeyi tespit etmeye çalıştı fakat kızın tepkisiz yüzü adama hiçde yardımcı olmadı.'Geçti mi?'
Kız anlamazca başını sallayınca adam sorusunu yeniledi 'bugün topallıyordun belli ki ağrın vardı.Geçti mi?'
Genç kız bileğini hızla çekti adamın sert büyük ama nazik ellerinden.
'Geçse sana ne geçmese sana ne ? Ben diyorum ki git burdan sen evime geliyosun.
Şu düştüğümüz durum senin yüzünden.'
Genç kızın soluksuz söylediği sözler hızla inip kalkan göğsü sinirden kızaran yanakları şişen dudakları öfkeden koyulaşan gözleri birde üstüne bu soğuk havada sıcacık yanan şu küçük soba genç adamın aklına başka başka şeyler getiriyordu.
Üstelik ne kadar inkar etsede bu köye girdiğinde bu küçük kız artık onun karısı oluveriyordu.
Daha da ilginci ise genç adam şu an bu küçük kızı bir kadın hemde kendi kadını olarak görüyordu.
Bu ateşli düşüncelerinden sıyrılmasına sebep olan tam arka cebinde titreyen telefon olmuştu.
Telefonun ekranında kim olduğuna bakmadan cevap verdi . 'Alo'
Genç adam duyduğu titrek sesle kendini yatağın ucuna bıraktı o burda küçücük bir kıza uygun olmayacak şeyler düşünürken, karısını tamamen unutmuş hatta buraya gelirken dahi haber vermemişti.Kadının ne denli endişelenebileceğini düşünememiş yaptığı hatayı kadının ağlamaklı sesiyle dilediği özürlerden anlamıştı.
O burda bencillik yaparken karısı orda perişan vaziyetteydi.
Yaklaşık bir saat süren telefon konuşmasını kapattığında adam yeniden gerçek dünyaya döndü.
Karısı aramıştı , ona gerçeği söyleyememişti bu doğru değildi ama bu odada olmakta genç adama yanlış gelmiyordu.
Öyle büyük bir karmaşanın içindeydi ki şimdi buna son verecekti.
Yan tarafta uzanıp hafif hafif burun çeken kıza döndüğünde kızın ağladığını farketti.
Atiye genç adamı asla sahip olmayacağı kocası olarak göreli çok olmuştu , Bade Hanımın genç adamı araması tüm bu duygulara tuz biber Atiye'ye de bol vicdan azabı demekti.
Onların elinde değildi ki ama işte nedense kendini bir şekilde suçlayacak bir şeyler elbette buluyordu.
Hakan kıza yaklaşıp omzunu tuttu.
'Bak Atiye üzül istemiyorum , seni üzmek en son isteyeceğim şey. Çok küçüksün anneni görüyorsun , gerçekleri açıkladığında ne denli üzülecek düşündün mü ? Kendi ayaklarının üzerinde durmadan , anneni burdan çekip almadan bu kadına bu kötülüğü yapma, beni abin olarak gör.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATİYE
Romanceİç anadolunun küçük bir kasabasına doğru , hükümete isyan eden bir anarşiyle yapacağı röportaj için yola çıkan ülkenin en önemli gazetecisi Hakan.. Kadınların ötekileştirildiği bir köyde babasız büyüyen ,horlanan aşağılanan buna rağmen dimdik durmay...