18.

2.3K 123 11
                                    

"Atiyeyleydik derken ne demek istediğini anlayamadım."

"Yani diyorum ki. Yıllar önce elimden yitip giden güzellik meğer burda hemen yanı başımızda öğretmenlik yapıyormuş."

"Biliyorum. E şimdi neredeymiş peki ?"

"Çünkü ergen liseliler gibi okul önünde beklemekten sıkıldım 1 haftadır."

"Sen biliyor musun ki ? Ne alaka , siz seneler önce koparttınız tüm bağınızı. Oğlum kendine gel saçma sapan hareketler yapma. Seneler önce sana tamam dedim ama aranızda bahsettiğin gibi bir evlilik olsaydı koz çekip gitmezdi. Belli ki hayal dünyasındaymışsın."

"Şimdi neredeymiş okulu dedim sana Sarp, ne gereksiz uzattın meseleyi."

Sarp arkadaşının kati ve sert çıkan sesinden rahatsız olmuştu. Atiye'den etkileniyordu evet ama Atiye'nin Sarptan zerre kadar etkilenmediği gün gibi ortadaydı. Bu ikisi hala birbirini deli gibi seviyor diye düşündü içi sıkılarak.

"Tam burnunun dibinde. Sizin semtin girişinde bir vakıf okulu var. Orada."

Hakan utanmasa, sevinçten Sarpa sarılacaktı. Menekşe gözlüsünü bugün yeniden görmeliydi. Onu görmeden varlığını bilmek başkaydı ama bir kere gördükten sonra yeniden durduramazdı kendini. Bu kadar yakınındayken olmazdı.

Ofisten eve geçti. Akşam olmayacağını söyleyip üzerine spor rahat şık bişeyler giyip çıktı. Çıkarken kapıdan giren Selen'in seslenmesiyle hızını yavaşlattı.

"Kuzen ne bu mutluluk. Hayırdır ? İlkokul çocukları gibi sekerek gideceksin araba sandım."

"Uzun uzadıya sonra anlatırım, şimdilik sadece Atiye'ye gittiğimi bil."

Selen'in gözleri şaşkınlıkla açıldı.

"Aaa şaka yapıyo olmalısın. E Bade ? Hakan doğru bişey yaptığına emin misin?"

"Bişey yok Selen abartma sadece çalıştığı yeri buldum okuş çıkış saatine az kaldı sürpriz yapmayı planlıyorum. Sen evdekileri idare et. İşlerin yoğun olduğunu falan söyle ?"

"Alemsin Hakan . Ergen aşıklar gibi sırıtmayı bırakta git hadi."

Selen, arabasına uçarcasına giden kuzeninin arkasından baktı. Adam 8 yıldır ikinci kez böyle oluyordu. 8 yıldır suratsız , negatif adam olup çıkmıştı. Bir kızı Eylül doğduğunda birde Atiye adı geçince böyle gülüyordu kuzeni. Keşke aşkını çok önceden farketse de hiç bu hallere gelmeselerdi. Üçüne de üzülüyordu. Hakan'a ayrı. Aşkından gözü kör olan Bade'ye ayrı. Atiye'ye ise apayrı.

Hakan aracını okul kapısının girişine park etmiş. Arabasına yaslanırken gözü sürekli saatindeydi. Acaba zil çalmış mıydı ? Kaçırmış mıydı tatlı miniğini. Okulda hareketlilik yoktu. Derken zil sesi duyuldu. Kalbi,okul çıkışı sevgilisini görecek yeni yetme heyecanıyla çarpıyordu.

Ve gördü...

Çocukların saçlarıyla oynayarak büyük gülücükler saçan tatlı meleğini.

Atiye, gözlerine uygun bahar mavisi bir elbise gitmişti. Elbisenin etekleri uçuşuyordu. Saçları hafif meltemde dalga dalga gözlerini kapatıyordu. Elleriyle saçlarını geriye itip yüksek topuklularının çıkarttığı hoş tınıyla çocukları servise bindirişini gördü.
Ve o an göz göze geldiler.

Belki yıllardır birbirlerine sarılamamışlardı ama bu özlemi en yakın sürede bitirecekti Hakan. Kafasında her şeyi planlamıştı.
Ailesiyle konuşacak tüm gerçekleri anlatacaktı. Kızı kafasına takılan tek soruydu ama kızı şimdide mutsuz bir ailedeydi. Anne babasının birbirlerini sevmediği çürük bir ilişki de büyüyordu. Kızını da mutlu edecekti ama artık kendi de mutlu olmak istiyordu. Bade zaten  gerçekleri bilmese dahi , seneler önce Hakan'ın duygularının farkına varmış, geçen gün ki törenden sonra çıldırmış gibi huzursuz etmişti herkesi. Hakan'ın bakışlarından rahatsızlık duymuş, Atiye ile sürekli ,yıllardır gizli gizli görüştüğünü ileri sürmüş sabaha kadar ağlayıp, Eylül'ü de korkutmuştu.

ATİYEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin