20.

2.2K 129 18
                                    

"Maalesef Hakan Bey. Kötü haberlerim var. Bade hanım boşanmaktan vazgeçti."

Hakan elinden telefonun düştüğünü farketmedi dahi.

Yanında ki hareketlilikle gözleri Atiye'ye kaydı. Şimdi ne yapacaktı ?

Atiye gözlerini açtığında , yanında ki ağırlığı fark edemedi. Tek kişilik yatağında ne kadar sıkışık uyuduğunu da. Gözleri önce aralık perdeden sızan güneş ışığına takıldı. Sonra yavaş yavaş gece yaşanan anılar zihnine dolmaya başladı. Rüya değildi.

Onu o kadar çok rüyalarında görüyordu ki, gece yaşadıklarını da rüya sanmıştı.
Yanına döndü. Işıl ışık siyah gözler gülümseyerek bakıyordu kendisine. Pikeyi başına kadar çekti. Dışarıdan genç adamın tok kahkahasını duydu.

Ve zorlanarak açılan pike. Kendisine sıkı sıkı sarılan mis kokulu bu adam. Kendisinin değildi ki hiç olmamıştı. Ne diye kendini bu adamın koynuna atmıştı yine.

"Aşkım. Kadınım. Bana dünyaları verdin. Atiye, her şeyi düzelticem biliyorsun değil mi ? Her şeyi zor da olsa düzelticem."

Atiye kendine dolanan kollardan bir çırpıda kurtuldu. Gözü sadece saatteydi. Annesinin gelmesine dakikalar kalmıştı. Bugün annesi gelecekti, yıllar sonra onu kendi evinde ağırlayacaktı .ilk kez deniz görecek annesini düşündü.

"Hakan çabuk, çabuk otogara bırak beni. Annem gelmek üzere , nasıl unuttum Allah kahretsin."

Hakan, küçük kadınının kendisini itmesine başta üzülse de haklı telaşı genç adamın içini rahatlatmıştı.

Üzerine pantolonunu ve gömleğini geçirdi. Bir yandan da hızla giyinen Atiye'nin güzel vücudunu izliyordu. Bu kadın onundu. Sadece onun olarak kalmıştı. Yıllar sonra ilk birleşmelerinde yine acı çekmişti. Ona acı verdiği tek yer yatak olarak kalacaktı artık. Her şeyi ikisi içinde güzelleştirecekti.

Atiye mavi gözlerini genç adama çevirip banyoya girdi sadece yüzünü yıkadı. Başka da vakti yoktu zaten , duşa giremedi.

Bu yaptıkları şey zinaydı, günahtı. Onlar artık karı koca değillerdi ki.
Eskiden de olmamışlardı ya neyse.

Evden çıkarken sessizlerdi. Hakan sürekli Atiye'ye baksada , Atiye bir o kadar üzgün görünüyordu.

"Yüzün böyle olacaksa bir daha dokunmam sana. Senin üzülmene katlanamam Atiye. Seni üzen ben bile olsam katlanamam. Ne olur yapma böyle."

İstanbul trafiğinde yavaş yavaş ilerlerken yavaşça uzanıp kadının elini tuttu. Avuç içlerinde kaybolan küçücük ele bakıp dudaklarına uzattı. Koklayarak öptü. Hasret kaldığı ten hasret kaldığı koku. Tam hasretim bitti derken bu da neydi böyle. Atiye pişmanlıktan ölüyor gibiydi.

Genç kadının dolu dolu gözleri genç adama çevrildi.

"Biz iki yabancıyız artık. Senin çocuğun var. Çok yanlıştı. Yapmamalıydık. Çok üzgünüm, ben bir başka kadına bunu nasıl yaptım."

Genç kadının için için ağlaması yakıyordu adamı.

"Yapma böyle ne olur güzel gözlüm. Uzun süredir hatta sen gittiğinden beri Bade ile Karıkoca adına bir ilişkimiz yok. Yani duygusal anlamda hiçbir ilişkimiz yok."

ATİYEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin