Hakan çevik vücuduyla hemen toparlanıp karşısında ki çocuğu da kaldırdı . ' Bir yerine bir şey olmadı inşallah ufaklık, öyle bisikletle atlanır mı koca traktörün önüne ? ' Haklı serzenişi karşı tarafta pek de etki etmemişti. Kız menekşe mavisi gözlerini adama dikmiş bir konuda karşı çıkmaya hazırlanıyordu.
Atiye sonunda istediği bursu almış , öğretmeninin eline verdiği içinde hayalleri olan zarfla bisikletine binip mutlu haberi annesine yetiştirmenin derdindeydi. Bir yandan da avaz avaz bağırıyor , köy meydanında herkese bursu kazandığını haykırıyordu. Ta ki görmeyen gözlerine inat boz bulanık gözlükleriyle yine herkesin canını tehlikeye atan murad amcası traktörünü genç kızın bisikletine doğru sürene kadar.
Aniden kaybettiği dengesiyle kendini toz yığının arasında buluverdi , toparlanmaya çalışırken karşısında hiç tanımadığı bu köyden olmadığı belli olan adamı gördü, kolundan çekilip bir bebek gibi doğrultulmasına mı şaşsın adamın boyuna posuna endamına mı , o güzel saçlarına kavisli güzel kaşlarına mı bilemedi. Silkelenip kendine geldi elinde duran bursa sıkı sıkı sarılıp kendine ilk hedefini hatırlattı. Adamın kendisine ufaklık diye hitap etmesi içinde bir şeyi kırınca gözlerini adama çevirdi ' Sen bana ufaklık diyene kadar dön de bir kör murad amcayla bu işlek yolda ne yapıyorsun onu de hele bana .'
Hakan karşısında ki kızın şiveli komik konuşmasını beyninin arka taraflarına itip söylediği tek cümleye takılı kaldı ' kör murad, kör ' nasıl yani diyerek adama döndü olağanca hızıyla. Adamın şişe dibi gözlüklerinin ardında ki şaşı gözlerine nasıl olurda dikkat etmedim diye düşündü. İçinde bir yerlerde de gülme isteğini bastırmaya çalıştı.'Ben, ben bilmiyordum nerden bileyim canım , bu köye yeni geldim.' Diyerek çıkıştı karşısında ki küçük kıza.
Atiye adama bakışlarından kendi utanıp gözünü adamın ardına dikti. 'Peki öyle diyorsan, ne için geldin bu köye ? Turiste benziyorsun ama bu köyde turistin işi ne ?'
' Turist değilim ufaklık, buraya biriyle görüşmeye geldim. Belki sen tanırsın , köy küçük böyle yerlerde herkes birbirini tanır.'
' hele sadede gel hele sen, ne diyeceksin de diyemiyosun'Kızın çıkışı adamı duraksayarak gülümsemesine neden oldu.
'Rıza diye birini arıyorum, bir görüşmem olacaktı.Haberi var lakin nerde bulacağıma dair bir fikrim yok.'
Genç kızın gözlerinde ki ışıltı adamın doğru kişiye doğru soruyu sorduğunun kanıtıydı.
'Bilmez miyim , Rıza abim o benim . Dağlarda yaşar köyün tek umududur. Benim okumama destek olan tek kişidir abim. '' iyi ya nerde bulurum? Dağlar diyorsun da hangi dağ bu ? '
Genç kız biraz düşünür gibi oldu. ' Ben götürürüm seni.'
Ani çıkışı adamı şaşırttı .
Genç kız Rıza abisini uzun süredir görmemişti , biraz düşününce bu fırsat abisini görebilmek için son şansı olabilirdi . Ona burs kazandığını söylemeli sevincine ortak etmeliydi.' Önce bize gidelim , anneme durumu anlatayım ,izin alayım.Bir otur soluklan dinlen yemeğini aşını ye iç sonra yola çıkalım olur mu ?'
Adam olumlu anlamda başını salladı. Bu küçük kız hem yardım sever hem misafirperverdi doğrusu . Uzun süredir yemek yemeyi unuttuğunu acıktığını farketti . Kız önünde kendi arkasında geniş tarlalardan büyük bahçelerden geçerek 15-20 dakika sonra küçük , bir insanın zor yaşayabileceği derme çatma toprak yapımı bir evin önünde durdular.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATİYE
Romansaİç anadolunun küçük bir kasabasına doğru , hükümete isyan eden bir anarşiyle yapacağı röportaj için yola çıkan ülkenin en önemli gazetecisi Hakan.. Kadınların ötekileştirildiği bir köyde babasız büyüyen ,horlanan aşağılanan buna rağmen dimdik durmay...