Perşembe sabahı sonbahara inat ışıl ışıldı parlıyordu.
Kahvaltı masası hızla hazırlanırken Hakan'ın gözleri ufak tefek kızı aradı ama bulamayınca mutfakta olduğunu düşündü.
Kahvaltılar yapılıp yaklaşık bir saat sonra masa kaldırılırken de yoktu.
Dün çok ağır konuştuğunu bir kez daha anlamış oldu.
Odasına geçmeden göz ucuyla mutfağa baktığında da görememişti kızı.
Bir ümit odasının kapısını çalıp içeri baktığında bomboş bir oda gördü.
İçeride genç kızın daha önce kaldığın tek kanıtı mis gibi kokuydu.
Tam çıkacakken yatağının kenarında annesine ait olan fotoğrafların da artık olmadığını gördü, içine şüphe düşmüştü artık, hızla kızın dolabına baktı elbiseler duruyordu. Yalnız valizi de yoktu. Dolaba yeniden bakınca, eski kıyafetlerinin artık olmadığını farketti. Geldiği gibi çıkıp gitmiş aptal diye söyleniyor bir diğer yandan da arabanın anahtarlarını arıyordu.
Bade'nin sorularına cevap vermeden akşam konuşuruz diyerek hızla çıktı evden.
Hız sınırını aşsa dahi önemseyecek durumda değildi. Küçücük kız ne yapardı bilmediği yerde , gara girdi .
Bir görevliden en yakın saatte kalkacak veya kalkmış olan otobüslerin saatlerini istedi , genç kızın ismini soyismini de verince henüz kalkmamış bir otobüste olduğunu öğrendi.
Büyük bir gardı burası ve doğrusu ikinci kez gelişiydi bulmakta zorlanıyor zorlandıkça siniri artıyordu.
Genç kızın içinde bulunduğu 10 dk sonra kalkacak otobüse bindi aceleyle genç kız arka taraflardan bir koltuğa oturmuş dışarıyı izliyordu mahzun mahzun.
Genç adamın içi burkuldu.
Şu küçücük bedeni hiç bir yere sığdırmıyordu.
Kızı nasıl incittiyse kız bir an bile düşünmeden o ölüm kokan köyüne dönmeye karar vermişti.
Genç kız Hakan'ı gördüğünde şaşırdı. Rüya görmediğinden emin olmak için gözlerini bir kaç kez açıp kapattı.
Kolunun tutulup çekilmesiyle başta ona uysa da , şoktan çıktığı an kendini geri çekti. Bu Hakan'a ilk baş kaldırışıydı. İlk karşı koyuşu.
Hakan şaşırarak geri çekilen kıza baktı.
'Beni tamamen yanlış anladın sen , oraya yeniden dönmeni istemiyorum . Sen daha iyi biliyosun o insanları seni yaşatmazlar, delirdin mi sen?'
siniri kimeydi niyeydi bilmiyordu ama öfkesi şu otobüsü ateşe verebilirdi .
'Bakın Hakan Bey şimdiye kadar ne dediyseniz yaptım hiç birine sesim çıkmadı ama şimdiden sonra sizden ricam bana karışmamanız. Ölümüm de beni ilgilendirir ,okulumda ,kalacağım yer de yeniden evleneceğim kişi de , tüm bunlar sizi ilgilendirecek şeyler değil. Artık sorumluluğunuzda değilim , artık kimseye yalan söylememize de gerek kalmadı.
Şimdi siz kendi yolunuza ben kendi yoluma ilerleyeceğim.'
Genç kızın kendinden emin sözleri Hakan'ı sersemletti.
Hiç beklemiyordu doğrusu böyle şeyler duyacağını, genç kız her zaman ki gibi kuzu gibi sesini çıkarmaz ve genç adam ne derse yapar diye düşünmüştü hatta bir ara ne de olsa çocuk ilgimi çekmeye çalışıyor bile demişti içinden ama şu an karşısında gördüğü genç bir kız değil ne istemediğini gayet iyi ifade eden genç bir kadındı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATİYE
Romanceİç anadolunun küçük bir kasabasına doğru , hükümete isyan eden bir anarşiyle yapacağı röportaj için yola çıkan ülkenin en önemli gazetecisi Hakan.. Kadınların ötekileştirildiği bir köyde babasız büyüyen ,horlanan aşağılanan buna rağmen dimdik durmay...