Ertesi sabah Atiye Hakan'ın söylediği saatte dış kapıda onu bekledi kalbi patlayacak gibi atıyor midesindeki kelebekler durmak bilmiyordu neredeyse hiç uyumamıştı.
Üzerine giydiği siyah dar pantolonu ve siyah tişörtü Atiye'yi modern bir şehir kadını havasına bürümüştü, giydiği bu sıradan kıyafetler bile bu genç kızın üzerinde bambaşka duruyordu. Selen hanım geçen ay artık kendisine beden olarak uymayan sevdiği birkaç parça kıyafetini Atiye'ye vermeyi teklif etmişti köyden getirdiği kıyafetler ve kısacık üniformalarından başka elbisesi olmayan Atiye'nin canına minnet olmuştu. Pek dışarıya çıkmadığı için kıyafetleri giyme fırsatı olmamış fakat geceleri bazen deneyip Hakan Bey'in onu böyle göreceği zamanı hayal edip duruyordu.
Hakan ise Bade'nin uyumasını fırsat bilerek mavi gömleğini düzeltti. Aynadan son bir kez kendine bakıp sessizce dışarı çıktı, eğer elinden kaçıp sertçe ses çıkaran kapıya uyanmasa dahi şu kalbinin gümbürtüsüne kesin uyanacaktı Bade.
Kendi kendine şaşarak dışarı adımını attı, derin bir nefes verdi. Gizli saklı ,sevgilisiyle okul arkasında buluşan yeni yetme delikanlılar gibi hissediyordu kendini.
Yüzünde bi gülümseme belirdi, 'Ne farkı var ki ? Gizli saklı evin arkasında karımla buluşuyorum.' diye düşündü.
Arabasını çalıştırıp dış kapıya doğru sürdü.
Arabasına binen genç kız, adama frenin gazın yerini unutturdu. Siyahlar içinde çok asil çok genç çok taze görünüyordu. Her şeyden ziyade bugün gülümsüyordu.
Sessiz ve heyecanla geçen yolculuk denize nazır İstanbul'un en güzel yerlerinden birinde son buldu.
Harika bir sofra ve tatlı küçük küçük sohbetlerle geçen bir kahvaltıydı.
Hakan, elinde ki sıcak çayından içerken bir yandan da , köy anılarını anlatan esmer tanrıçayı seyrediyordu.
Derin gamzeleri ışıl ışıl gözleri ile heyecanlı heyecanlı köyde ki ineklerini, kuzularını , küçükken yaptığı çobanlığı anlatıyordu. Kendisi anlamasa dahi , kızın ne kadar ezildiği ve kullanıldığı aşikardı. İçi ezildi adamın. Ayrıca genç kadınla gerçek bir evliliği olsaydı nasıl olacaktı diye düşündü.Onu sahiplenecek kimsenin ona eskisi gibi davranmasına müsade etmeyecekti muhtemelen. Dünyanın en güzel elbiseleriyle donatacak, elini sıcak sudan soğuk suya sokturmayacaktı. Elinden gelse karısını cam bir fanusa koyup saklayacaktı, şimdi bile etraftaki erkeklerin çaktırmadan genç kız her küçük kahkaha attığında , hoş tınısına kulak verdiklerini ufak ufak kaçamak bakışlar attıklarının farkına varıyor ve bu durum adamın tüm damarlarını geriyordu.
Kahvaltı çoktan bitmişti , bir kaç saat daha oturup çay, kahve içmişlerdi. Hakan'da , Atiye'ye mesleğinin eğlenceli yönlerini anlatmış bu mesleğe nasıl başladığını, yurt dışı anılarını uzun uzun anlatmış genç kızın kendisini hayran hayran dinlediğini farkettikçe hiç susmak istemedi. Bu kızla oturup sohbet etmek, böylesi yakın olmak adama çok çekici çok keyifli gelmişti. Aklının bir köşesine bunu sık sık yapmaları gerektiğini de yazdı. Bu kızı kendine bağlamak istemiyordu aslında. Bir gün kendisinden uzaklaştığında karşılıklı kırık kalpler en istemediği durumdu.
Yine de kendisine hakim olamıyordu.Birlikte bir kaç kitapçı gezip , kızın ihtiyacı olan tüm soru bankalarını aldılar. Ayrıca genç kızın kitap okumayı çok sevdiğini de farketti. Kıza bir sene yeterli olacak en güzel yazarlardan onlarca kitap aldılar.
Zamanın nasıl geçtiğini anlamamışlardı ama neredeyse akşam olmak üzereydi. Evdekiler Hakan'ın nerede olduğunu düşünmezlerdi ama Atiye'yi çoktan merak etmişlerdir diye düşündü Hakan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATİYE
Romanceİç anadolunun küçük bir kasabasına doğru , hükümete isyan eden bir anarşiyle yapacağı röportaj için yola çıkan ülkenin en önemli gazetecisi Hakan.. Kadınların ötekileştirildiği bir köyde babasız büyüyen ,horlanan aşağılanan buna rağmen dimdik durmay...