✧✧✧ Beril'den✧✧✧
"Is that true?Yes! okey dokey yo"diye bağırarak günlerdir ağzıma takılan ve asla dilimden düşüremediğim şarkıyı söylemeye devam ettim evde kimsenin olmamasının rahatlığıyla.Evde benden başka biri olmayınca istediğim gibi takılıyordum.Annem ve babam sabah erkenden işe gittikleri için okula gitmeden önce rahatça evde takılıyordum.Odamdan çıkıp mutfağa doğru ilerlerken şarkının nakaratanı 28374465774 daha söylüyordum.Böyle bir illetti işte buda.Bir giriyor aklıma hiç bir şekilde çıkaramıyorum.
Şarkıyı söylemekten kısa süre vazgeçip ekmek dolabına doğru ilerledim.Açıp baktığımda hiç olmadığını görünce istemsizce dudak büzdüm.
Bana bir şey vermiyorlar...Ben gariban...Ben fakir...Ben mülteci...
ŞAKA ŞAKA
Benim gibi boğazı değerli bir insan için ekmeksizlik dünyanın en büyük facialarından biri olabilirdi.Kardeşim olsa ekmeğe onu yollardım ama olmadığı için üşengeçliğimden kalkıpda ekmek almaya gidemiyordum.
İçimdeki enerjiyle hoplaya zıplaya buzdolabına doğru ilerlemeye başladım.Önüne geldiğimde hiç zaman kaybetmeden içini açtım ve gözlerimi boş boş yemeklerde dolandırmaya başladım.Bunu neden yapıyordum bilmiyordum ama her açışımda ne var ne yok kontrol ediyordum.İçimde sabah kahvaltımın olmasının rahatlığıyla dün okuldan gelirken aldığım ve eve gelince buzdolabının en kuytu köşesine sıkıştırdığım on tanecik olan lahmacunumun paketini çıkardım.Onu hemen yanımda olan tezgaha koyarken,dolaptaki tencereleri karıştırmaya başladım.Açtığım tencerelerin birinin içinden en sevdiğim yemeklerden biri olan soslu tavuk çıkarken şokla tencereyle bakışmaya başladım.Ben nasıl böyle bir aptallık yapardım?
Dolapta böyle bir şaheserin varlığından nasıl haberdar olmazdım ben ya?
Hemde kendi ellerimle yapmıştım onu.Ne kadar güzel olduğu tartışılırdı ama sırf anneme güzel olduğunu inandırmak için üç tabağı tek başıma yemiştim.Ne de olsa ben yapmıştım değil mi,bu ellerden nasıl kötü bir şey çıkabilir ki?
Dolabın kapağını kapattıktan sonra elimdeki tencereyi masaya bıkmıştım.Kucağımda tuttuğum lahmacun paketlerinden birini açıp mikrodalgaya attım.O ısınıncaya kadar bende canım tavuklarımı mideme indirebilirim.
Oturup elime aldığım çatalla tavukları tek tek mideme indirirken çikolatalı sütümü de içmeyi ihmal etmiyordum.Lahmancunlarım da ısındıktan sonra muhteşem bir üçlü olmuşlardı.Benim canım bestlerim bir aradaydı.Bu da demek oluyor ki güne bir sıfır önde başlamıştım.
Mutfaktaki işlerimi hallettikten sonra mutfaktan çıkıp askılıkta olan gri kot ceketimi üstüme giydim.Kenardaki beyaz ayakkabılıkta bulunan siyah-beyaz çok sevdiğim sneekerlarımı ayağıma geçirdim.Asla hazırlamadığım ve her zaman kapının yanında duran siyah okul çantamı da alıp dışarı çıktım.Evin kapsını umursamazca sertçe çarpıp kapatırken oldukça mutluydum.Sonuçta kırılırsa yeni bir kapı taktırırlardı ve eve yenilik gelirdi.
Benim gibi değişim meraklısı bir insan için bu süper bir şeydi.
Zaten kapıyı da kitlememiştim.Hırsız girerse olan onlara olurdu.Benim kaybedecek özel bir eşyam yoktu.Buyursunlar gelsinler hırsız amcalar.Zaten eve hırsız girse onlara teşekkür amaçlı bir çay kahve ikram eder,güzel güzel tatlılar yapıp kendi ellerimle yedirirdim.Gönüllerince eşya çalabilirlerdi.
Kulaklıklarımı takıp ellerimi kot ceketimin ceplerine attım.Parmak uçlarıma değen bir kaç sert cisim ile durakladım ve ellerimle sıkı sıkı tutarak cebimden çıkardım.Gözlerim elimin içindeki bir top çekirdek ile buluşurken onun orada ne aradığını sorguluyordum.Çok düşünmeyerek avucumun içindeki çekirdekleri ağzıma götürüp tek tek çitlemeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
New New New Family
Genç Kurgu17 yaşına gelene kadar tek çocuk olup,kafasına göre yaşayan Beril acaba birden bire ortaya çıkan abilerine ve oldukça geniş olan ailesine alışabilecek miydi?