Selamın Aleyküm asklar
nasilsiniz iyisinizdir insAllah bir derdiniz varsa dm kutum sizler icin her zaman acik🤭
bi sorun olmazsa yarin efsane bi bolum geliyor 🥰
keyifli okumalar diliyorum guzellikler
|Derya
"Hayır!"
"Oğlum al şu parayı ver anahtarı!" dedim önümdeki güvenlik görevlisine parayı uzatırken.
"Olmaz, yasak!" dedi. Tepemin tası atıyordu!
"Canımcığım, canım benim," diyerek yanına yanaştım. "Vereceğin bir anahtar onu da burnumdan getirme. Sana para da veriyorum kendine çikolata alırsın! Hadi ver şu anahtarı."
"Derya veremem."
"Annen annemin ortaokul arkadaşı, bir kıyak filan yapamaz mısın?" diye sordum nazikçe.
Dudağımı öne büzmüştüm ve ona alttan alttan bakmaya başlamıştım.
Biraz acıtasyon hallederdi!
"Hayır." dedi, sesi gayet netti.
"İyi be," dedim ondan uzaklaşırken, "sana yalvaramam." elimdeki parayı cebime yerleştirdim ve benden birkaç yaş büyük Samet abiye göz devirdim.
Kendisi okulu bırakmış ve bizim okulda güvenlik görevlisi olarak çalışmaya başlamıştı.
"Sen niye işini bu kadar büyütüyorsun ki?" beyaz ceketimi masanın üzerinden alıp giyindim. "Sanki Osmanlı kalesini koruyor amına koyayım. Afralara tafralara bak hele! Alt tarafı bir anahtar!"
Ona dil çıkartarak okuldan çıktım.
Alt tarafı bir anahtardı!
"Götüne girsin," diye mırıldanarak kaldırımdan aşağı incecekken aklıma gelen fikirle gülümsedim.
Okulun önüne geldiğimde Yiğit'e işim olduğunu söyleyip yollarımızı ayırmıştım, o şu an kafede olmalıydı. Dediği kafe Resul'un dediği Avşar kafeydi ve 'tanıdığımı düşündüğü bir arkadaşım' diye bahsettiği kişi eltim yani Resul idi. Bunu yolda öğrenmiştim.
Şaşırmış mıydım? Hayır.
Yiğit ile aynı okuldaydık ve okulda tanıdığım sayılı kişi vardı. Bunu tahmin etmek zor olmamıştı. Kimse benle arkadaş olmak istemiyordu çünkü egolu olarak görünüyordum onların gözünde.
Sizce egolu muydum?
Düşüncelerime bir an önce son verip hızla okulun arka bahçesindeki kapıdan geçerek okula girdim ve dikkatlice güvenlik kulübesinin arkasından dolaştım.
Samet oradaydı, yeni gelen Edebiyat hocası ile konuşuyordu.
Güvenlik kulübesinin camından içeri elimi uzatarak masanın üstündeki anahtarı aldığım gibi karnıma soktum ve okulun kamera odasına ilerledim.
Kısa sürede okulun kamera odasına girmiştim ve şu an senenin başındaki kamera kayıtlarına bakıyordum.
Biri gelmezdi çünkü Samet ağzından bugün okulda Edebiyat hocası dışında pek kimsenin olmadığını kaçırmıştı.
Kantinde yer alan kamera kayıtlarında çocuğu biscolata adama çevirdiğim zamana, bu yılın başı saat 07.50 civarına geldim.
Kamera kaydında, elimdeki ödevim ile okul kantinine giriyorum ve hocaya bakıyorum tam o sırada da elin dangalağı üstüme kahve döküyordu. Videoyu durdurup bilgisayar ekranına yaklaştım.
Arka masada yakın olmasamda arkadaşlarım ve onun arkasında da bir grup arkadaş oturuyordu, içlerinde Ayşe'nin sevgilisinin olduğu arkadaş grubuydu. Yan masada bir öğrenci kafasını test kitabına koymuş uyuyordu. Diğer masa da ise Ramazan vardı.
"Şerefsiz," diye mırıldanarak onun yüzünü görmeye tahammül edemeyip Ayşe'nin arkadaş grubuna bakındım.
Tolga...
Telefonumu elime alarak bilgisayar ekranının fotoğrafını çektim.
Hiç Kimse'ye haddini bildirmenin zamanı gelmişti.
O kim köpek benim fotoğrafıma bakardı?!
•
Seviliyorsunuz
Mutlu kalın♡
instagram: eskimisprangalar
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hiç kimse || •texting•✔️
HumorGariban Prenses Hiç Kimse ve onun Güzel Prens'i olan Derya'nın komedi??? dolu hikayesi. cringe buluyorum artik bu hikâyeyi.. karakterlerin uzulmesini istemem ama OKUMAYİN YA UTANC İCİNDE EKRANA BAKİYORUM rica ediyorum, bu hikâyede başka bir hikâyede...