yirmi dokuz

1.7K 124 304
                                    

Selamın Aleyküm asklarim

nabersinizz

tatlis bi bolum oldu keyifli okumalar

💃

|Tolga

"Alttan hava giriyor bu ne ayol!" dedi Resul giydiği kabarık eteğin kabaran yerlerini eli ile bastırırken.

"Kızlar bunları nasıl giyiyor lan?!" Birol eteği yere doğru çekiştirmeyi bıraktı ve aynanın karşısına geçip sarı peruktan olan saçlarını elleri ile düzeltti.

"Hep prenses olmak istemişimdir," diyerek kendi etrafında dönen Resul boyalı dudaklarını öne büzdü, havadan bana doğru uçan bir öpücük attı.

Edebiyat hocası tiyatro yaptırıyordu ve prenses olmak isteyen gönüllüleri kulise davet etmişti. Biz gönüllü değildik ama Resul ve Derya'nın parmağı yüzünden burdayık!

Beni prenses kostümü ile görmeyi çok istiyor olmalıydı.

Şu an hepimizin üstünde mavi prenses elbisesi ve sarı peruk vardı.

"En çok sana yakıştı," dedi Birol Tunç'u göstererek.

"Vay anasını ne kadar büyük göğüsleriniz var beyefendi!" dedi Resul aynanın önünden Tunç'un yanına gelip elbiselerin içine sıkıştırdığımız pamuk ve elmaları sıkarak.

"Tacize uğruyorum şu an! Yardım edin, imdat!" diye bağırarak yanıma yanaştı Tunç.

"Aşkom aramızda göğüslerin lafı mı olur? Gel elle benimkileri! Yumuşacık bak!" diyen Resul olduğu yerde durup göğsündeki elmaları sıktı. Gerizekalı.

Kuliste diğer erkeklerin kahkaha sesleri duyulurken Tunç kafasındaki peruğu karıştırdı, peruğun üstüne takılı tokayı eline alarak onu kovalayan Resul'a doğru uzattı. "Uzaklaş lan! Höst! Deşerim böbreğini!"

Onlara gülmeyi bırakıp Resul'u omzundan tutarak Tunç'tan uzaklaştırmak için kendime çektim, o da dünden razı gibi hemen kollarını belime doladı ve mırıldanarak benle dans etmeye başladı.

"Bana ellerini ver! Hayat senle sevişince- ay hayat seni sevince güzel."

Hızla ondan uzaklaşıp ensesine vurdum.

"Rahat dur!"

"Tamam be!" diyerek ensesini kaşıyıp dudaklarını büzerek tekrar aynanın karşısına geçti.

"Hazır mısınız gençler?" kapıdan bize bakan Edebiyat hocası dudaklarındaki gülümseme ile bizi inceledi.

Birkaç saniye bize bakıp güldü. "Emin misiniz prenses olmaya?" diye sordu gülüşünün arasından.

"Elbette hocam," diyen Resul elbisesini ucundan tutarak kaldırdı ve kıvıra kıvıra hocaya yanaştı.

"Tam bu rol için seçilmişim," diyip saçlarını eli ile savurdu.

"Tamam çocuklar bu kadar gevezelik yeterli," hoca kulisin kapısının önünde dikilmeyi bırakarak içeri girdi ve makyaj masasının üstündeki kağıtları tek tek hepimize dağıttı.

"Bunlara çalışın, birkaç replik zaten hemen ezberlenilebilir."

"Hocam hemen mi sahneye çıkıyoruz?" Tunç ellerini belinin üstüne koydu. "Hayır yavrum bu sadece prova. Birkaçınız sahnede olacak diğerleri koltuklarda izleyebilir. Asıl tiyatroya daha var."

Edebiyat hocası bize son kez bakıp kapıyı da arkasından kapatarak gitti. Bedenimi makyaj masasının yanındaki sandalyeye bırakarak giydiğim elbisenin altına uzandım.

"Ayıp ne yapıyorsun oha!" Resul'un bağırması ile kafamı ona çevirdim. "Telefonumu alacağım," dedim sakince ve elbisenin altındaki pantolondan telefonumu aldım.

Derya: Kuliste misin prenses

Hiç Kimse: Sana inanamıyorum

Hiç Kimse: Erkekler kuliste şu an ve çoğunun üstünde prenses kostümü var

Hiç Kimse: Nasıl ikna ettin onları cidden hiçbir fikrim yok

Hiç Kimse: Çok fenasın kızım sen

"Sahneye çıkıcağız Tolga hadi."

"Tamam," diyerek telefonu masaya koyup kağıtlara göz attım.

Bizi ne bekliyordu?

neler neler bekliyor ask ah bir bilsen

Seviliyorsunuz

Mutlu kalın ♡

instagram: eskimisprangalar

hiç kimse || •texting•✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin