selamin aleykumm
nabersinizz
ben harikayim 31K olmusuzz
uzun bir bolum oldu, keyifli okumalar!
| Derya
Attığım tokat ile Resul gözlerini araladı ve avuç içlerini asflata yaslayarak oturur pozisyona geldi. "İyi misin?" diye sordum, merakla yanıtını beklerken Resul tek elini asfalttan ayırıp avuç içini yanağına yasladı ve "Yüzüme kuş çarptı!" diye mırıldandı.
Yanımdaki Tolga, "Kuş değildir o, kuş olsa duramazsın," dedi. Dayak istiyordu. Bir ara dövse miydim? Neden bu kadar yakışıklısın diye dövebilirdim bence. Kızarmış Tolga kesinlikle çok daha yakışıklı oluyordu.
Resul'un iyi olduğundan emin olduktan sonra Savaş, "Ben kaleye geçeceğim," dedi ve hiçbirimiz itiraz etmediğinde Resul'u Hazal'ın güvenilir ellerine teslim ederek yerlerimize geçtik.
Top bu sefer Tolgaların takımından Elif denen bir kızdan başladığında Hazal öne doğru çıktı ve direkt olarak topu Elif'ten alıp Zeynep'e pasladı. Zeynep topu sürerek İrem'e pasladığında Tolgaların kalesinin önü açıldı.
Birkaç adım öne atılarak, "Hey!" diye bağırdım İrem'e. İrem gülümseyerek uzun ve isabetli bir pas atarak topu önüme attığında topla beraber kaleye koştum. Tolga tam solumdaydı ve ayağıma uzandığında topu ona kaptırmadan hızla kalenin önünde Tunç'a yavşayan Resul'e iteledim.
Resul topu ayağıyla tutmak yerine yere eğilip tutacağı an, "Sakın!" diye hırladım. Resul irkildi ve topa ayağıyla yön verip kaleye doğru vurduğunda top o kadar yavaş bir şekilde asfaltta ilerledi ki Tunç topa uzanmak yerine yere çömeldi ve sanki top çok uzaktaymışçasına tek elinin işaret parmağını yan bir şekilde kaşlarına doğru kaldırıp, "Füze gibi mübarek!" diye mırıldandı.
Top yavaş yavaş kendisine gelirken topa doğru uzandı ama topu daha tutmadan bir anlık gafletle Ayşe'ye baktı ve o an top, kaleye girdi.
Resul yerinde zıplayarak, "Gol!" diye bağırdı. "Nasıl attım ama! Nasıl da gol oldu?" Tunç'a doğru el hareketi çekerek güldü ve yanıma gelip bana sıkıca sarıldı. "Elticiğim! Kazandık! Gol attım!"
Gülerek, "Evet gol attın," dedim. "Ama daha kazanamadık, son bir gol kaldı."
Ayşe ıslık çaldı ve "İki bir!" diye bağırdı. "Eltiler iki, Garibanlar bir!"
Savaş'ın gülerek Tunç'a, "Sakin ol küçük enişte," dediğini duydum. "Alt tarafı önündeki topu tutamadın."
Hızla tekrar yerimize geçtik ve top bu sefer Hazal'dan başladığında topu direkt olarak Resul'e pasladı. Resul topu ayağıyla durdurup elini beline yasladı ve "Bu gol senin için," diye fısıldadı Hazal'a.
Hazal gülümsedi. Resul ise kendisine doğru gelen Ece'yi fark ederek vakit kaybetmeden kaleye doğru koştu. Nasıl yaptığını anlayamadan önüne çıkan Elif'i ve Birol'u çalımlayıp Tolga'da tıkandığında topu bana pasladı. Elif ve Birol, Resul'u küçümsemişlerdi ve önemsemeyerek ilgilenmemişlerdi bile.
Tolga hızla bana doğru koştu. Kaleye doğru döndüm ve güçlü bir şut çektim.
Topun gol olmasını beklerken beklemediğim bir anda Resul topun önüne atladı ve top, Resul'e çarptı ardından Birol seken topu önüne alarak bizim kaleye koştu.
Birol'un peşinden koşmaya başladım ve "Resul!" diye tısladım. "Ne yaptığını sanıyorsun? Top bu, top! Düğün arabası değil! Önüne atlayınca sana para falan vermeyecekler!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hiç kimse || •texting•✔️
HumorGariban Prenses Hiç Kimse ve onun Güzel Prens'i olan Derya'nın komedi??? dolu hikayesi. cringe buluyorum artik bu hikâyeyi.. karakterlerin uzulmesini istemem ama OKUMAYİN YA UTANC İCİNDE EKRANA BAKİYORUM rica ediyorum, bu hikâyede başka bir hikâyede...