touch//jikook

sekiz

I'm missing you beğendiğim bir şarkı bu yüzden medya için onu seçtim <3

Garaja doğru arabamı park ettiğimde kapıya doğru ilerledim cebimden anahtarı çıkararak kapıyı açtım o sırada merdivende inmekte olan bedeni gördüm, beni fark etmemişti dalgın yürüyordu bir şey düşünüyor gibi...

...

Odamda bir kaç soru çözdükten sonra kitabın kapağını kapatarak dolabıma geri bıraktım, banyoya girerek yüzümü uzun bir süre aynada inceledim sanki bu hayatı istemiyormuşum gibi sanki bunları hiç yaşamamışım gibi olmak istiyordum.
Yüzüme çarptığım bir kaç avuç sudan sonra yüzümü havlu ile kurulayarak odadan çıktım merdivenlerden inerken tuttuğum ahşabı izleyerek adımlarımı atıyordum o sırada merdivenin önüne gelen iri bedeni görünce gülümsedim, özlemiştim gerçekten özlemiştim ve onun beni hiç özlemeyeceği gerçeği yüzüme her defasında sırtıma bırakılan taşıyamayacağım büyük taşlar kadar sert çarpıyordu.
Basamakları tamamen indiğimde bir basamağı inmeden karşısında durdum boyum ondan biraz kısa olduğu için kafamı kaldırarak bakmam gerekiyordu ama o kadar da kısa değildim yada bunu kabul etmek istemiyordum birbirimizi sanki ilk kez görmüşüz gibi inceliyorduk dakikaları saymadım ama yarım saat öylece kalmış olmalıyız "iyi misin?" Sayamadığım dakikaların sessizliğini bozarak bir basamak daha geriye çıktım şuan tam olarak yüzlerimiz birbirine bakıyordu "iyiyim, okuldan geliyorum sorunumuz yok artık." Dediği şey ile gülümsememi tutamadım nasıl bir yalan uydurduğunu gerçekten merak ediyordum güzel yalan söyleyebiliyordu sanki yaşadığımız bunca zaman büsbütün bir yalanken doğruluğunu kanıtlar gibi.

"Ne anlattın?" Oturduğumuz koltukta kafasını yasladığı yerden gözlerini açarak bana baktı yorgun görünüyordu çok fazla yorgun "kavga ettiğini söyledim işte." Detaylı anlatmayacaktı çok önemli olmadıkça detayları sevmezdi çoğu zaman bana ait olan şeyleri merak etmezdi zaten, koltukta biraz kalçamı yana kaydırarak kafamı koltuğun koluna yasladım ve gözlerimi kapattım en azından aynı koltukta oturmak, uyumak, gözlerimizi kapatmak yada yaptığımız her ne ise onun var olduğu her yerde huzur bulabilirdim, belki bir süre sonra değişirdi belki kendimi onu seviyorum diye kandırıyordum onun bu duygusuzluğuna karşı benim olan duygularımı yalanlıyordum.

Ne kadar süre geçtiğini bilmediğim bir anda kolumun dürtüklenmesi ile gözümü araladım "hadi kalk yatağına, boynun tutulur." Burukça gülümseyerek boynumu kaldırdığımda koltuğun kolunun boynumda iz bıraktığını ağrıması ile anladım hâlâ karşımda kalkmamı bekleyen bedende gözlerimi gezdirdim ayaklandığımda ona biraz yaklaştım "baba, bir şey isteyebilir miyim?" Hafif loş aydınlanmış odada birbirimize bakarken sabit bakıyordu "ne isteyeceğine bağlı." Birbirimize yakın olan yüzlerimiz yüzünden fısıltı ile konuşuyorduk "benimle uyur musun?" Buna hayır diyerek çıkışacağını biliyordum ama denemekten bir şey kaybetmezdim.
"Bak küçük..." Hâlâ fısıltı ile konuşurken gözlerimi kapatıp bıkkınca nefes verdim istemeyeceğini biliyordum sadece belkilerle yaşamak zor olmasın diye kesinleştirmek istemiştim "aramızda duygusal bir bağ yok, böyle şeyler isteme çünkü yapmayacağım." Bildiğim bir şeydi değişmedi gözlerim hâlâ kapalı olarak kafamı salladım.

Yukarıya çıktığımda odama girdim ve kapımı kapattım boy aynasının karşısına geçip gözlerime bakmaya başladım, gözlerimde ki çaresizliğin belli olup olmadığını kontrol ediyordum aklıma aniden gelenler ile kapattığım kapımı açıp onun odasına doğru ilerledim kapıyı tıklattığımda aniden açtı ve kaşlarını kaldırıp ne diyeceğim diye yüzüme bakmaya başladı.
"Bana oyuncak bir ayı alır mısın? Fark etmez ona benzer bir şey olabilir..." Parıldayan gözlerim ile tepkisine bakarken havalanan kaşları çatılmış yüzüme 'ciddi misin?' bakışları atıyordu kafamı salladığımda gözlerini kapattı ve düşünür gibi yaptı "yarın eve gelirken alırım, niye istiyorsun?" Gözlerini açıp yüzümü incelemeye başladığında söyleyip söylememek arasında gidip gelmiştim ama söylemezsem de almayabilirdi "onunla beraber uyuyacağım." Cansız bir oyuncak olsa bile en azından birisine sarılarak uyuyacaktım bunu düşünmek bile tebessüm etmemi sağladı, gözlerini ve kafasını 'tamam' anlamında salladıktan sonra odasının kapısını kapattı o sırada bende odama geri dönüp yatağımın içerisine girip uyumaya çalıştım...