Merhaba ve oy sınırı 100
Sabah gözlerimi açmış ve nerede olduğumu düşünmüştüm bir anlığına ama arkamda nefes alıp veren adamı fark ettiğimde tebessüm etmiş ve kafamı hafifçe ondan tarafa döndürüp bakmıştım.
Çok güzel ve huzurlu uyuyordu, ama aklında ne tür meşgaleler vardı bilmiyordum.Bir süre onu izledim, sonra da düşündüm. Acaba gerçekten de beni sevebilir miydi?
Elimi yanağına çıkarıp hafifçe sürttüm, yavaş yavaş çıkmaya başlayan sakalları elime battığı için avuçlarım gıdıklanmıştı ve buna tebessüm edemeden duramamıştım.Kaşlarını çatıp yüzünü buruşturduğunda elimi geri çektim ve onu izledim, gözlerini açıp bana baktığında hiçbir tepki vermemişti. Onun bu tepkisizliğine daha da gülümsemiş ve dudaklarına uzanıp öpmüştüm, geri çekilip ona baktığımda hâlâ tam uyku modundan çıkamadığını anlamıştım.
"Güzelim..." Bakışları yüzümün her yerini tek tek taradığında belime dolamış olduğu kollarını daha da sıkılaştırmıştı. Kasıklarını kalçama doğru bastırdığında gözlerim kapanmış alnımı onun göğsüne yaslamıştım.
Şuan gerçekten de ikimizin sevgili olduğunu düşünmüştüm, fakat bu düşüncelerim yarım saat sonra püf diye uçup gidecekti biliyordum. Bu yüzden kendimi şuana kaptırmamaya özen gösterdim.
"Okula gitmek istiyor musun?" Kollarını gevşettiğinde dudaklarıma bakıyordu, gözlerini bir saniye bile ayırmadan dudaklarımı izliyordu. Bende onun ince dudaklarına baktığımda sorduğu soruyu bile aklımda tutamamıştım.
"Dudaklarını öpmek istiyorum." Yüzüme yaklaşıp net ve sert bir şekilde konuştuğunda gözlerim kapandı, ben dayanamıyordum... Gerçekten ben bu adama dayanamıyordum, Tanrı aşkına ne yapacaktım, ya gerçekten beni hiç sevmezse ne yapardım?
Yanında kalmaya devam eder miydim, veyahut arkama bile bakmadan. Adını unutup hiç onu tanımamış gibi yaparak çekip gidebilir miydim? Bu kadar basit miydi benim içimde ki duygular, bu kadar önemsiz olabilir miydi. Aşkım gerçek miydi benim, çünkü bazen öyle anlar oluyor ki sevgimin gerçek olduğuna inanamıyorum. Bazen ise öylesine özlem duyuyorum ki, bağırıp çağırmak, her yeri yıkmak istiyorum.
Fakat elden ne gelir ki, sevmiyorsa... Her hikaye mutlu son ile bitecek diye bir şey yok evet, ama mutlu son ile bitmesini öylesine çok istiyorum ki. Yaşadığım bu kaos ortamında elimden tutup çıkarmasını, onun karanlığına el feneri tutmayı... En çok da karanlığında boğulmayı o kadar çok istiyorum ki, fakat yanımda o olmayacaksa benim bir önemim yok.
Varsın sevmesin beni, varsın görmesin duygularımı. Hissetmesin. Yanımda dursun yeter ki, sıradan bir çocuk olarak kalayım gözünde ama gitmesin, terk etmesin. Çünkü biliyorum ki, bazenleri öylesine öfke doluyorum. Hüzün ile kaplanıyor içim, siktir olup gitsin istiyorum. Daha fazla acıtmasın beni.
Geceleri basıyor en çok özlemim, gündüzleri bir şekilde hallediyorum. Fakat geceleri geçmiyor, gözüme bir gram uyku girmezken ben uyuyorum... Bu ne kadar zor biliyor musunuz? Her yanım senin ile kaplı, beni senden başka kim kurtafabilir ki senden?
Öylesine acı dolu ki her yanım, yaralarım kaşıdıkça açılıyor. Oluk oluk kanıyor, ama biliyorum kollarını bana dolayan bu adam iyileştirecek beni. Bugün değil belki, yarın da değil biliyorum. Bir gün olacak ama, bunun umudu ile yaşıyorum. Bir yerde duymuştum, 'ümidini kaybeden insanlar, ağır hastalara benzer.'
"Öp öyleyse..." İnce dudaklarını benimkilere bastırdığında burnumdan nefes alıp verdim, benim ona ölesiye ihtiyacım vardı...
Bir süre dudaklarımızı hiç oynatmadan bekledik, sanki öpmeye başlarsak ikimizde eriyip giderdik ve biz ikimiz bunu göze alamazdık. Ardından dudaklarını çekti benimkilerden, elini saçlarıma daldırıp okşadı. Bana nazik olmasını seviyordum evet ama bana karşı sert olmasına bayılıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
touch//jikook
Fiksi PenggemarBdsm "Soyun, bekliyorum" tekrar karşıma geçip kollarını göğsünde bağladığında kafasını yana yatırarak beni izliyordu, oturduğum yerde üzerimde ki kazağı çıkarıp yere bıraktım ayaklanıp üzerimde kalan bütün parçaları çıkardığımda onları da yerde dura...