Lütfen yorum ve oylarınızı eksik etmeyin, yorum yapmadığınız ve hayalet okuyucu olduğunuz sürece içimden yazma isteği gelmiyor...
...
Çantaya bir kaç parça eşya koymuştum ve evden çıkmıştım, duş almam gerekiyordu ama almamıştım çünkü onu orda yanlız bırakamazdım her ne kadar yoongi güvenilir ve kardeşim gibi olsa da onu yanlız bırakmak şuan içime hiç sinmiyordu.
Pastanenin önünde durup üzerinde kuru çilekler olan kuru pastalardan sevdiği için onlardan almıştım yan koltuğa bırakmış ve tekrar arabayı kullanmaya başlamıştım belki de asık olan suratı sevdiği bir şeyleri yerken biraz olsun düzelirdi, kliniğin önüne geldiğimde biraz ileriye park edip arabadan indim kliniğe girdiğim anda seok jin'in bir kaç evrak incelediğini gördüm yanına gidip merakla baktığımda jimin ile ilgili olabileceğini düşünmüştüm.
"Jimin ile alakalı mı?" Meraklı çıkan sesime engel olamamıştım bu ses tonum onu biraz şaşırtsa da üzerinde çok fazla durmadı.
Genel olarak herkes beni sert düz sesli hiç tepki vermeyen birisi olarak bilirdi bu yüzden meraklı çıkan sesim bir hayli onu şaşırtmıştı "hayır jimin ile alakalı değil onun tahlilleri daha çıkmadı" hafif tebessüm ile konuştuğunda başımı sallamış ve arka tarafa doğru ilerlemiştim odanın kapısını açmadan önce elimde tuttuğum kurabiyelere baktım gerçekten çok sevinevekti...İçeriye adımımı attığım da hâlâ uyuduğunu gördüm yanında ki sandalye de oturan yoongi ile odanın kapısını kapatıp yanlarına adımladım "sen geldiğinden beri uyuyor mu?" Diyerek yoongi'ye soru yöneltmiştim o da kafasını umutsuzca sallayarak cevap vermişti. Hiç uyanmadığını düşünüyordu sanırsam o yüzden bu kadar umutsuz bakmıştı.
"Sen mekanları dolaş bir sorun var mı bak" yoongi ayaklanmış 'tamam' diyerek odadan çıkmıştı sandalyeye oturup kuru pastaları çekmeceli sehpaya bıraktım, gözlerimi ona çevirdiğimde incecik battaniyenin içinde büzülmüş battaniye açılmasın diye minik parmakları arasına almıştı.
Elimi saçlarına atıp okşadığımda onca kargaşaya rağmen saçlarının hâlâ yumuşacık olması çok huzur vericiydi ama beynimin içinde dolanan 'kendine gel ne yapıyorsun!" Diyerek ellerimi onun saçlarından çekmemi sağlamıştı.
"Jimin, uyan hadi" biraz sesli olacak şekilde ona seslendiğimde gözlerini avuçlayarak açmıştı bu o an için bana çok tatlı gelmişti ama kafamı hemen toparlayıp iki yana sallamıştım.
Uykulu ve güzel kokulu çiçekleri andıran gözlerini şaşkınca bana dikip bakmıştı daha sonra gözlerini kırpıştırıp tekrar bakmaya başlamıştı, inanamıyor gibi bir hâli vardı..."Çok mu fazla uyudum?" Çekinir gibi sorarken yattığı yerden doğrulmak için yanında ki sehpadan destek almaya çalışmıştı ve olmayınca da oflayıp geri bıraktı kendini, gözlerinin dolu dolu olduğunu gördüğümde canının yandığını düşünüp ne yapacağımı şaşırmıştım "canın mı acıyor?" Ayağa kalkıp doğrulması için yardım ettiğimde acı bir tebessüm belirdi yüzünde bu tebessüm...
Vurulduğu an son kelimelerini söylerken ki o acı tebessümü, içimden bir şeylerin koptuğunu hissediyordum. Neler oluyordu böyle bana? Ben bu çocuk için endişeleniyor muydum yoksa, ne saçma uykusuzluktan ve suyun vücudumdan bir kaç gündür uzak olmasından dolayı aklım bulanıyor olmalıydı.
"Seveceğin bir şey aldım" bacaklarını örten ince battamiyesini karnına kadar çekip kollarını göğsünde bağladı, meraklı meraklı etrafa bakıyordu. O uyanmadan önce yere bıraktığım paketi ellerim arasına alıp ona uzattım, ne olduğunu anlayamadığında sabır dilercesine nefes verdim "üzerinde çilek olan kuru pastaları seviyordun ya, onlardan aldım" paketin kapağını açtığımda üzerinde ki kuru çilekleri görüp sevinmişti emindim ki sadece üzerinde ki çilekler için seviyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
touch//jikook
FanfictionBdsm "Soyun, bekliyorum" tekrar karşıma geçip kollarını göğsünde bağladığında kafasını yana yatırarak beni izliyordu, oturduğum yerde üzerimde ki kazağı çıkarıp yere bıraktım ayaklanıp üzerimde kalan bütün parçaları çıkardığımda onları da yerde dura...