Jungkook zamanında bazı yanlışlar yapmıştı ve en büyük yanlışlarından birisi de jimin'in annesi ile yatması olmuştu.
Düşündükçe acı çekiyor ve zamanı geldiğinde bunu jimin'e nasıl anlatacağını düşünüp duruyordu.Çıkış yolunu bir türlü bulamıyordu, önünde uzun bir yol vardı ama sonunu göremiyordu çatallı bir yol muydu? Yoksa gerçekten de sonu yok muydu bu yolun...
Ya şaka yapıyorum tabii ki de böyle bir şey gerçek olabilir mi ya ğüdmspülsms önce ki bölümde satır arası yorumlarınızı okudum ve bir yerde demişsiniz ki "oha, yuh jungkook jimin'in annesi ile mi sevgiliymiş??" Ona çok gülmüştüm ve birazcık oyun oynamak istedim size
(o´・_・)っ çok kızmayın...
Asıl bölüme geçelim şimdi de.Yanımda oturan beden hafif aşağıya doğru kaymış kollarını göğsünde bağlamış uykusuna devam ediyordu, ben ise uykusuzluktan ölmek üzereydim neredeyse.
Beş saat kalmıştı sanırsam varmamıza, ama beş saat daha dayanabilir miydim işte orasını bilmiyordum. Kenara çekip biraz kestirsem mi diye geceden beri düşünmüştüm ama eğer öyle bir şey yaparsam oldukça geç kalırdık, aslına bakılırsa acelem de yoktu.
Tabii büyük toplantıyı hesaba katmazsak acelem yoktu, biraz yavaşlayıp kafamda ölçüp tartmaya çalıştım. Bir saat uyusam ne kadar geç kalabilirdik ki? Bu kadar uykusuzken toplantıda olan biteni bile kavramam imkansız sayılırdı, ki toplantı bir gün sonra olacaktı yani yarın. Gece uyumak için fırsatım olacaktı, ama sabaha karşı olanları da göz önünde bulundurursam kesinlikle bir saat olsun gözlerimi dinlendirmem yeterli olurdu.
Torpido gözünden bir kağıt ve kalem çıkarıp üzerine 'uyanınca beni de uyandır güzelim' yazarak yanımda hâlâ uyumaya devam eden bedenin avuç içine sıkıştırdım, uyandığı anda illa ki fark edecekti ve uyandıracaktı.
Koltuğumu biraz arkaya yatırıp kafamı yasladım ve gözlerimi kapattım, o kadar yorgundum ki gözlerimi kapattığım hâlde acıyordu. Güneşin doğmasına rağmen otoban hâlâ çok kalabalık değildi ve bu ben uyandığım zamanda böyle olursa yolculuğumuz hesapladığımdan daha kısa sürebilirdi.
Sabaha karşı gözlerim benden habersiz kendilerini kapatmış ve uykuya dalmaya çalışmışlardı, o an için kaza yapıyordum ve yanımda ki beden bundan habersizdi. O da oldukça yorgun sayılırdı, bunca saattir uyuması onu biraz olsun rahatlatabilir diye düşünüyordum..
Annesini ziyaret etmesine gelirsem de, o iğrenç kadının mezarına gitmeyi hiç ama hiç istemiyordum, jimin'in gitmesini de istemiyordum. Gerçekleri öğrendiği anda belki de beni yarı yolda bırakacaktı, yada annesini var yada yok tamamen aklından silecek olmasıydı.
...
İki elimi yumruk yapıp gözlerimi ovuşturduğumda gözlerimin ağrıdığını hissettim, kaç saattir uyuyor olabilirdim ki?
O sırada elime batan kağıt parçası ile yüzümü buruşturdum, kenarı avucumun içine batmış ve canımı az bile olsa yakmıştı.
'uyanınca beni de uyandır güzelim.' yazan küçük bir kağıt parçasıydı, gözlerimi yan tarafıma çevirdiğimde kaşları çatık bir yüz ifadesi ile uyuduğunu gördüm.Bende farkında olmayarak kaşlarımı çattığımda bir kaç dakika aklımdan 'uykusunda bile sinirli' diye geçirmiştim, ama yorgun olduğunu biliyordum. Göz altları mor mor olmuştu ve bu onu biraz, pardon pardon fazlası ile daha çekici gösteriyordu..
Bu notu ne zaman yazıp elime koyduğunu düşünmeye çalıştım, keşke bir saat yazsaymışsın diye düşündüm. Belki de daha bir kaç dakika olmuştu uykuya dalalı? Nereden bilebilirdim ki şimdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
touch//jikook
FanficBdsm "Soyun, bekliyorum" tekrar karşıma geçip kollarını göğsünde bağladığında kafasını yana yatırarak beni izliyordu, oturduğum yerde üzerimde ki kazağı çıkarıp yere bıraktım ayaklanıp üzerimde kalan bütün parçaları çıkardığımda onları da yerde dura...