touch//jikook

yirmi dokuz

Olayların artık yavaş yavaş açığa çıkmasını istiyorum yılbaşına kadar olayların hepsini bir bir ortaya dökeceğim, ortalık bayağı bir karışacak.

Jungkook mekana vardığında derin bir nefes aldı ve emniyet kemerini çözerek arabadan indi, bağırış sesleri gelirken kaşları çatıldı, lüzumsuz konulardan ötürü mekanda abuk subuk olaylar çıkıyordu.

"Sonunda gelebildin ya." Yoongi mekandan dışarı çıkıp Jungkook'un yanına adımladığında onun çok yorgun göründüğünü fark etmişti, ama çok da önemsemedi. Şirket ve mekanlar onu oldukça yoruyordu, yine öyle bir şey diye düşündü.

"Bu saatte ne olayı çıktı yine." Kızgın çıkan sesine yoongi bir ürkse bile belli etmemeye çalışarak içeriyi gösterdi ve konuşmaya başladı.

"Orospu çocuğunun birisi küçücük çocuğa tecavüz etmeye kalktı, bizim çocuklar mekanın arka tarafında tutuyorlar." Jungkook duyduğu kelimeler karşısında daha da sinirlenirken belinden silahını çıkardı ve hızla mekanın arka tarafına geçti, arkasından da hızlı adımlar ile yoongi ilerlemeye başlamıştı. O da silahını çıkarmıştı.

Arka tarafta iri yarı bir kaç adam sandalyeye birini oturtmuş ellerini de bağlamışlardı, adam pişkin pişkin sırıtırken Jungkook'un kan beynine sıçramıştı ve hiç zaman kaybetmeden adamın üstüne yürüdü ve yumruğunu yüzünün tam ortasına geçirdi.

Yoongi adamın ağzından ve burnundan akan kanları gördüğünde yüzünü buruşturdu, Jungkook'un ise hiç durmaya niyeti yoktu ara sıra adam sandalye ile yere kapaklanıyor ama korumalar tekrar kaldırıp bırakıyorlardı.

Jungkook hıncını hâlâ daha alamamıştı ama yeteceğini düşündü ve adamlardan birine verdiği silahını eline geri alıp adamın ağzının içine soktu, adam hâlâ daha sırıtırken Jungkook'un hiçbir şeye sabırı kalmamıştı.

"Canın cehenneme." Tetiği adamın tam da ağzının içine çektiğinde adamın kafası geriye düşmüştü, Jungkook bir kaç adım geriledi ve silahını tekrar ölen adama doğrulttu.

Silahın şarjörü bitene kadar adama ateş ettiğinde silahı yere atarak tekrar adamın üzerine yürüdü.

Ayağı ile tekme attığında sandalye geriye doğru düşmüştü, jungkook hiç durmadan adamın karnına tekmelerini geçirmeye devam ederken yoongi ve diğer adamlar sadece izliyorlardı, müdahale etseler Jungkook'un kendilerine de saldıracaklarını biliyorlardı.

Adamın tüm vücudu kan gölü olduğunda pantolonunun paçaları, ve yumrukları kan içindeydi. Bunu hiç umursamadan adamlara işaret verdi ve yerde ki silahını alarak mekana girdi, arkasından da yoongi ilerlediğinde derin bir nefes aldı. Hiçbir zaman Jungkook kadar katı olamayacaktı.

"O çocuk nerede şuan?" Kendini masanın ardında ki koltuğa bıraktığında arkasına yaslandı ve yoongi'ye dikkatli bir şekilde bakmaya başladı.

"Çocuk esirgeme kurumuna gönderecekler bizimkiler, kimsesiz miş belki yiyecek bir şeyler bulurum diye girmiş buraya..." yoongi'nin sesi titrerken Jungkook duydukları ile gözlerini kapattı ve kafasını geriye atarak nefeslenmeye başladı.

Küçücük bir çocuğa elin nasıl varırdı, nasıl kıyardın hayalleri olan masum bir çocuğa? Jungkook düşündükçe çılgına dönerken kafasını kaldırdı ve kaşları çatık bir şekilde konuşmaya başladı.

"Çocuklara söyle cesedini yaksınlar." Yoongi kafasını sallamış ve dışarıya çıkmıştı, Jungkook odasında tek başına kalırken telefonundan saate baktı, 03:38'i gösteriyordu. Parmaklarını şakaklarına doğru bastırdığında masaj yapmaya çalıştı.