"Böceğim, bu kıskançlık işini hallettiğimizi sanıyordum."
***
"Yani Usta Fu ile o gün mü tanıştın?" diye sordu Adrien.
"Öyle olmalı- Bekle, sen onu biliyor musun? Kim o?"
"Mucizelerin gardiyanıydı," dedi Adrien gözleri dışarı kayarken. "Senin sayende tanışmıştım ben de onunla."
Günlüğü kenara bırakıp ayağa kalktığında oturduğum yerden sordum, "Gidiyor musun?"
"Saat biraz geç oldu, babam merak edecektir. İstersen ben yokken günlüğü okumaya devam edebilirsin, zaten gereksiz yere burnumu sokmuş gibi hissetmiştim."
El sallayıp kapıya ilerlerken ayağa kalktım ve elinden tutarak onu durdurdum. "Hiçbir şekilde gereksiz yere burnunu sokmuyorsun. Bana bir şey önerdin ve kabul ettim. Madem arkadaşız ve mucizelerin gardiyanına kadar biliyorsun, günlüğümü okuman bana zarar vermez." Elimi geri çektim, "Hafızam yok, dolayısıyla kaybedecek bir şeyim de yok. Ayrıca... Sen okurken gözlerimi kapatarak daha kolay hayal edebiliyor ve odaklanabiliyorum. Teşekkür ederim."
Bir süre şaşkınca baktı ancak sonra gülümsedi başını yana eğerken, "O zaman... Yarın geldiğimde devam edelim mi?"
Başımla onayladım ve o giderken el salladım. Onu bekleyecektim, böylesi daha kolay oluyordu.
Söylediklerimde tamamen ciddiydim; hafızam yok ise kaybedecek bir şeyim de yoktu.
O gittikten sonra dışarıdaki gürültüler dikkatimi çekmişti. Balkona çıkıp baktığımda ise yeni bir akumanın ortaya çıktığını gördüm. Adrien'ın gitmek için bu zamanı bulması garip gelmişti.
Aniden Kara Kedi'nin önüme atlamasıyla geri sıçradım, onun önümde durarak sopasını ikimize siper etmesine izin verdim.
Uğurböceği, akumatizenin dikkatini başka yöne çekerken Kara Kedi bana döndü. "İyisin, değil mi?" diye sordu.
"Eğer bir şeyim olsaydı bile Uğurböceği, özel gücünü kullanarak her şeyi eski haline döndürürdü," diyerek göz devirdim ve kollarımı kavuşturdum.
"Böceğim," dedi Kedi sırıtırken. "Bu kıskançlık işini hallettiğimizi sanıyordum."
"Sana kıskanmadığımı söylediğimi sanıyordum."
"Ve buna inanmamıştım," diyerek güldü.
Dudak büzdüm ve kollarımı indirdim, "Sen bana yürüyor musun?"
Bakışlarını kaçırırken cevapladı, "Benim doğal halim bu."
"Doğal halin utangaç sanırım? Tanrım, görüyorum, bakışlarını kaçırdın!" Kahkaha atmaya başladım.
Kollarını kavuşturdu ve kaşlarını çattı, "Ben utangaç değilim."
Parmağımı yanağına götürüp yüzünü dışarı döndürdüm, "Buna sonra döneriz, baksana, akumatize seni bekliyor."
Gözlerini kıstı ve cevap bile vermeden balkonun korkuluklarının üstüne çıktı. O, gitmeye hazırlanırken aklıma gelen şeyle kuyruğundan tutarak onun gitmesini engelledim. Neredeyse düşüyordu ve bu yüzden geri sekerek bana tutundu.
Başta ikimiz de şaşırdık ancak o hemen eski haline dönerek sırıtmıştı bile, "Gitmemi istemiyor musun yoksa?"
"Sana bayılıyordum, biliyor musun," diyerek göz devirdim. "Adrien az önce buradan ayrıldı ve ona bir şey olacağından endişeleniyorum. Buralarda olmalı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Finifugal
Fanfic"Gardiyanlığı bıraktığım an hafızamı kaybedeceğimi zaten biliyordun." "Yine de bunun bitmesinden nefret ediyorum." -xing, 2021