"Ona olan sevgini hissedebiliyor musun?"
***
Birilerinin beni bu ortamdan kurtarması gerekiyordu. Hem de hemen...
"Kara Kedi ile sevgiliymişsiniz, doğru mu?"
"Aman Tanrım, benim için Kara Kedi'den imza alabilir misin?"
"Dupain-Cheng, Uğurböceği'nin gölgesiyle çıkıyormuş, öyle mi? Şaşırdım doğrusu."
Dirseklerimi sıraya koyup çenemi de ellerimin üstüne yerleştirip onları dinlemeye devam ettim. Birinin beni buradan acilen kurtarmasını diliyordum. Alya, çabuk gel lütfen.
"Marinette, Kara Kedi ile çıkmıyor. Bu sadece bir medya oyunu. Bunu göremiyor musunuz yani?"
Kapının önünden gelen sesle herkes o yöne dönmüştü, ben de dahil. Kahverengi uzun saçlı bir kızdı bunları söyleyen. Alya'nın bahsettiği Lila bu olmalıydı.
Gözlerimi kıstım, "Çok üzgünüm, peki neden böyle saçma bir medya oyunu oynayalım?"
"Benimle oyun oynamana gerek yok, Marinette. İlgi odağı olmaya bayılıyorsun."
O gülerken ben de güldüm, "Buradan bakınca sen ilgi odağı olmaya bayıldığın için bu olaya karışıyormuşsun gibi görünüyor." Sıradan kalktım, "Kara Kedi ile aramdaki ilişki kimseyi ilgilendirmiyor. Sevgili olduğumuzu medyaya duyuran kişi o olduğuna göre soru sormanız veya eleştiride bulunmanız gereken kişi de o olmalı."
Derin bir nefes verip sınıftan çıkarken Alya ile karşılaştım. "Marinette, üzgünüm, geciktim."
"Açıkçası beni o ortamdan kurtarman için acilen gelmeni bekliyordum ama sen gelmeden de hallettim, yani sorun değil." Onu kolundan tutup dışarı yönlendirirken fısıldadım, "Akuma mı vardı?"
Başıyla onayladı, "Okula gelmeden önce ortaya çıkan akuma olayları hiç güzel değil, derslere geç kalmaya başladım. Şimdi seni daha iyi anlıyorum."
"Hatırlamıyorum aslında," diyerek güldüm. "Bir gün mucizeyi geri aldığımda seni kurtaracağım."
"Ne kadar kaldı günlüğünün bitmesine?"
"Çok az kaldı, çoğu şeyi öğrendim bile."
"Acele edip geri dönmelisin, sevgilin seninle daha fazla vakit geçirebilmek için can atıyor," diye sırıttı o kelimeyi tırnak içine alırken.
"Alya."
"Mesaj alındı, ben susuyorum."
Koridorda yürümeye devam ederken aklıma yeni gelen şeyle ona döndüm ve koluna dokundum. "Hey," dedim bana dönmesini sağlarken. "Adrien'a sen mi anlattın?"
Alya bir süre düşündü, "Neyi?"
"Kara Kedi ile gerçekten çıkmıyor olduğumuzu ve rol yaptığımızı."
"Marinette, ben kimseye bir şey anlatmadım," derken kaşlarını çattı.
"Ama o zaman..." Adımlarımı duraklattım, "Nasıl yani? Yoksa ona Kara Kedi mi anlattı?"
"Adrien ve Kara Kedi'nin arkadaş olduğunu mu söylemeye çalışıyorsun?"
"Bilmiyorum ama eğer öyleyse günlüğümü okuma fikrini Adrien'a o vermiş olmalı, yani aslında bana yardım ediyor."
"Bunu öğreneceğiz, merak etme."
***
Eve döndüğümde ebeveynlerim pastanede müşterilerle ilgileniyorlardı. Annem beni görünce gülümsedi, "Marinette, hoşgeldin, tatlım. Birazdan odana biraz kruvasan getiririm atıştırman için. Geldiğimde biraz konuşabilir miyiz?"
Annemin sorusunun verdiği gerginlikle dudaklarımı dişledim, konuyu az çok tahmin edebiliyordum. "Eh, tabii," dedim sahte bir gülümsemeyle.
Odama çıkıp biraz dinlendiğimde annem gelmişti. Yavaşça odaya girdi ve hiç eksik olmayan samimi gülümsemesini tekrar yerleştirdi yüzüne.
"Günün nasıl geçti?"
"Gayet iyi ama biraz da yorucu. Derslerdeki eksiklerimi kapatmak zor oluyor."
"Neden böyle olduğunu anlamıyorum," dedi başka yöne bakarken. "Geçici hafıza kaybı olduğunu sanıyordum."
"Bu konu üzerine daha fazla konuşmayalım, anne, ben gayet iyiyim." Gülümsedim, "Hem anılarımın çoğunu hatırlamasam da öğreniyorum en azından. Derslerdeki eksiklerimi de tamamlarsam her şey daha iyi olacak."
Bana baktı, "İyi hissetmene sevindim. Aslında seninle konuşmak istediğim başka bir konu daha vardı."
"Kara Kedi ile ilgili mi bu konu?"
Sözlerini tamamlamam onu rahatlatmış olacak ki derin bir nefes verdi ve başıyla onayladı. "Kara Kedi ile çıkmanıza şaşırdım açıkçası çünkü ona daha önce de duygularını itiraf etmiştin ama o seni reddetmişti."
Biliyorum, anne.
"Ama aynı zamanda karşılık bulmana sevindim. Sadece merak ediyordum... Ona olan sevgini hissedebiliyor musun? Anıların tamamen yok olmuş durumda çünkü."
"Her şey yolunda, anne, benim için endişelenmene gerek yok."
Gülümsemesini bozmadan devam etti, "Dediğim gibi, karşılık bulmana sevindim. Seni her zaman destekleyeceğim."
"Teşekkür ederim, anne."
***
Sıcak havanın biraz dinmesi ve güneşin batmasıyla dışarı çıkmaya karar verdim ve Alya'yı sinemaya davet ettim.
"Alya, erkenden söylüyorum ki, Kara Kedi ile ilgili en ufak bir şey duymak istemiyorum."
Alya az önce açtığı ağzını kapattı ve dudak büzdü, "Daha konusunu bile açmamıştım."
"Ama açacaktın."
"Evet, her neyse, bu doğru," dedi omuz silkerken. "Ama neden sinemaya davet edilen kişinin ben olduğumu anlamıyorum, onu davet edebilirdin."
"Alya."
"Hangi filme gideceğiz?" dedi yürümeye devam ederken konuyu aniden değiştirerek.
"Bilmem, Uğurböceği ve Kara Kedi'nin filmine ne dersin? Onu daha önce izlemişim ama hatırlamıyorum. İyi bir fırsat."
Alya güldü, "Konuyu her şekilde Kara Kedi'ye çevirmeyi nasıl başardığını merak ediyorum doğrusu."
"Alya, akuma."
"Evet, akuma olaylarında da Kara Kedi var."
Sinirle onun başını baktığım yöne çevirdim, "Akuma var, diyorum, ayrılmalıyız."
Başını çevirdiğim yöne bakarken kaşlarını çattı. Gitmeden homurdandı, "Bu konuşma burada bitmedi."
Alya gittiğinde gülümsedim, "Sanırım en sevdiğim köşeye gidip onları izleyeceğim; özellikle de favori süper kahramanımı." Olay yerinden ayrılırken kıkırdadım, "Kara Kedi bunu duymasa iyi olur."
-xing, 2021
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Finifugal
Fiksi Penggemar"Gardiyanlığı bıraktığım an hafızamı kaybedeceğimi zaten biliyordun." "Yine de bunun bitmesinden nefret ediyorum." -xing, 2021