[✓] ᴍɪᴅᴅʟᴇ ɴɪɢʜᴛ ʟᴏᴠᴇ » 𝘪𝘵𝘢𝘧𝘶𝘴𝘩𝘪

Three|Fushiguro Family

Sabah hiç olmadığı kadar güzel uyanmıştı Yuji. Ama gözü duvarındaki kesinlikle bozuk olmadığını düşündüğü saate ilişince, saatin çoktan öğlen ikiye yaklaştığını görmüştü. Kalkıp dün geceyi hatırladığında sırıtmasına engel olamamıştı.

Tekrar balkona çıktığında karşı bahçede koşuşturan köpekleri görünce mutlu olmuştu. "Benimkileri sevebilirsin." demişti Megumi. Belki de bugün gidip köpekleri sevmek istediğini söylemeli ve birlikte geçirecekleri zamanı daha da iyi değerlendirmeliydi. Balkondan biraz eğildiğinde mayolarını giymiş Nobara ve Maki' nin yüzmeye gittiklerini görmüştü. O uyurken çoktan kahvaltı etmiş olduklarını tahmin edip kendine bir şeyler hazırlamak için mutfağa indi. Açlığını bastıracak bir şeyler atıştırsa yeterdi.

Salonda Toge' yi denize girmek için ikna etmeye çalışırken cebelleşen Okkotsu' yu görmüştü. Ama inatçı çocuk yerinden bir santim bile kıpırdamıyor, sürekli gitmek istemediğini yüzmeyi sevmediğini, denizi izlemenin daha güzel olduğunu söyleyip duruyordu.

Okkotsu ve Toge' nin arasındaki inatlaşmada takılmak, o köprüden geçmeye çalışan iki keçinin arasında sıkışmak gibiydi. Birisi pes edinceye kadar susmak bilmiyorlardı ve... ikisinin de kolay pes ettiğini söyleyemeyiz sanırım.

"Sana geliyorsun dedim! Ne var ayaklarını bari soksan denize? Bak Nobara ve Maki bizi beklemeden gittiler bile."

"Yuji' ye neden baskı yapmıyorsun? Geliyor gibi bir hâli yok baksana!"

"Çünkü Yuji yeni uyandı ve daha kahvaltı bile etmedi. Ayrıca o canı ne zaman istese gidip giriyor, sen beni yalvartmaktan başka bir şey yapmıyorsun!"

Okkotsu, kolundan tuttuğu çocuğu evden dışarıya sürüklerken Yuji' ye güzelce kahvaltı etmesini ve daha sonra yanlarına gelmesini tembihleyerek kapıyı çarpıp çıktı. Evden uzaklaşmış olmalarına rağmen hâlâ tartışmaların seslerini duyabiliyordu Yuji.

Ocağın altını açıp tavasını koyduktan sonra üzerine iki yumurta kırıp su kaynatmaya başladı. Çekmeceden bir tane sallama çay çıkarıp kupasının içine yerleştirdikten sonra yumurtalarına baharat atıp kaynamış olan suyu, çayın üzeirne döktü. Tepsisine yerleştirdiği kahvaltısını odasına, balkonuna taşırken manzaraya karşı yemek için sabırsızlanıyordu.

Tepsiyi, sehpanın üzerine bırakıp sandalyesine yerleşti ve bir yandan telefonunu karıştırırken, bir yandan yemeğini bitirmeye koyuldu. Kafasını biraz uzatıp gözlerini kıstığında, zar zor Toge' yi tekmeleyerek denize sokan Okkotsu' yu görebilmişti. Bir süre sonra karşı evin sürgülü kapısı açılıp siyah-beyaz çizgili tişörtü ile Megumi dışarıya çıkıp köpeklerini besledikten sonra esneyerek tekrardan içeriye girdi. Yuj onu fark etmesi için elini kolunu sallayıp ağzı yemek dolu olnasına rağmen seslenmeye çalışmış olda da, Megumi duymamıştı.

Alel acele bitirdiği kahvaltısından kalanları mutfak tezgahına fıydırdıktan sonra tam dışarıya çıkmak için terliklerini giyiyordu ki kapının çalınmasıyla hemen açmaya gitti.