"Megumi!" diye bağırdı Yuji odanın kapısını yumruklarken. Yaklaşık beş dakikadır yumruklamasına rağmen kimse açmıyordu kapıyı. "Giyiniksindir umarım? Kapıyı açıyorum!" diye bağırdı harekete geçmeden önce son kez.
"Açıyorum, ciddiyim!" kapı kolunu yavaşça indirdi ve araladı tereddütlü bir biçimde. Gözlerini yummuş, kapıyı açıp içeriye girmiş, elleriyle etrafını yoklarken ayağı yerdeki kıyafetlere takılınca düşüp istemsizce açmıştı gözlerini.
Megumi üzerine yeni kıyafetlerini geçirmiş, elinde telefonu, şok içinde yatağın üzerinde oturuyordu. "Sorun ne?" dedi Yuji meraklı bir biçimde. Megumi yavaşça kaldırdı kafasını. "Tsumiki de öğrenmiş." dedi. "Eve geliyor. Konuşmak için, babamla."
Yuji yanına oturup kolunu onun omzuna attı hemen. "İyi gidecektir, eminim. Üzme kendini."
"Çok büyük kavga çıkacak." dedi burnunu çekerken. Ayağa kalkıp etrafına bakındı ardından. "Sen eve git istersen Yuji. Ben gelir alırım seni yine."
"Gitmiyorum!" diye çıkıştı Yuji. "Kötü günlerinde yanında olamayacaksam neden varım o zaman?"
"Sikik sokuk aile meselelerim yüzünden başın ağrısın istemiyorum."
"Ağrırsa ağrır. Kendi seçimim. Yanında durmak istiyorum, gerekirse seni savunurum bile."
Megumi gözlerinin dolduğunu hissedebiliyordu ama bozuntuya vermeden gülümsedi. Ardından Yuji de ayağa kalktığında kısa bir süre sarıldılar birbirlerine ve Yuji yine onun kokusunu yakından duyabilmenin mutluluğunu yaşadı tıpkı o geceki gibi.
Ardından ayrılıp birkaç kez ensesini kaşıdı Megumi. "Öyleyse birlikte kaçalım mı? Ne dersin? Cidden hiçbirini çekecek durumda değilim." dedi. Yuji tatlı bir gülümsemeyle karşılık vermişti buna. "Akşam yemeğinden önce gelip hazırlanırız!" deyip bileğini kavradı Megumi'nin.
Onu olabildiğince uzaklara götürmek istiyordu, olabildiğince koparmak istiyordu bu evden. Her şeyden uzaklaşmasını ve kafasını dinleyebilmesini istiyordu. Bunu gerçekten hak ediyordu.
Onu evden sürükleyerek odasından çıkardı ve içeride magazin dergilerini okuyan babasının yanından geçirdikten sonra bahçe kapısından dışarıya çıktıkar hemen. Köpekleri Megumi' yi görünce havlamaya başlamış, Megumi ise onları sevmeye fırsat bile bulamadan Yuji' nin onu götürdüğü yere gitmek için direnmemesi gerektiğinin farkına varmıştı.
"Seni güldüreceğim!" dedi Yuji kararlılıkla. "Neşelenmeni istiyorum artık!" diye devam etti. Megumi kafasını öne eğip gülümsemiş ve yürümeye bir son vermişti. Yuji çekiştrip durduğu kolun gelmediğini fark edince döndü hemen arkasını. "Beni güldürmek için özel bir şey yapmana gerek yok ama." dedi. "Beni zaten ne yaparsan yap hep neşelendiriyorsun sen. Seni bu yüzden çok seviyorum."
Yuji de duraksadı onun gibi. Eliyle sıkı sıkı kavramış olduğu bilek düşüverdi yere. "Ama mutlu değilsin." dedi. "Mutlu görünmeye çalışıyorsun, ama hepsiyle başa çıkamadığını biliyorum." Megumi' nin suratındaki gülümseme düşüverdi aniden. "Sorun değil, mutlu gözükmeye çalışmak zorunda değilsin. Hepsiyle başa çıkmak zor, buna eminim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
[✓] ᴍɪᴅᴅʟᴇ ɴɪɢʜᴛ ʟᴏᴠᴇ » 𝘪𝘵𝘢𝘧𝘶𝘴𝘩𝘪
Fanfictionİtadori Yuji için, geceleri yapabileceği en güzel şey sahilde Megumi ile buluşup denizi izlemekti. Siyah saçlı çocuk denizi izlerken, Yuji ise gözlerini onun üzerinden hiç ayırmazdı. O gece mavisi gözleri ay ışığında parlarken, Yuji kendini kutsanmı...