Teddy bears and "I'm sorry" letters

33 5 18
                                    




İyi okumalar!

Jisoomlyn ve prenses Roselia saraydan ayrılırken uğurlamaya yüzüm olmadığından bahçede bulunmamıştım ancak tüm kalbim,aklım ve'de ruhum oradaydı.Onunla birlikte çıkıp gitmişti.

Jisoomlyn iki günlük aynı ortamda olmamızın ardından artık yoktu.Onunla en çok görüşebileceğim zamanda olanlar tamamen benim aptallığımdı.Onunla buluşmayı bırakın göz teması bile kuramamıştım ben.

Ve artık görünen o ki bana ağır gelen vicdanım yüzünden buluşmaya'da gidemeyecek bu suç ve özlemimin ağırlığıyla ölüp gidecektim.Sevdiğim ve uğruna öleceğim kadına böyle iğrenç şeyler yapmıştım.Ben tüm bu ağırlığı hakediyor,onu haketmiyordum.

Onun bakışlarını,sevgisini,sözlerini artık haketmiyordum.Sanırım ben onun acısıyla ölmeyi hakediyordum.Odamda bulunan piyanoyu görünce aklıma şarkımız gelmişti.Bizzat onun için yazdığım şarkımızı o gece ona burada çalmıştım.Zaten en son bakışlarımı doyasıya güzel yüzünde'de o zaman gezdirmiştim.Beni gözleri dolu bir şekilde tekrar ederken onu seyretmiştim.

Oturduğum sandalyeden yavaşça kalkıp piyanonun başına geçmiştim.Biraz beklemiş ardından şarkımızı minik melodilerle canlandırmıştım.Sözlerin arasında gözümde fark etmediğim yaşlarla beraber fısıldadım;

"Hallasz engem,Lyn,drágám?"

("Beni duyuyor musun Lyn,sevgilim?")

Ardından zorlukla yutkunmuş ve sessizce "Gyere oda velem,ahol nincsenek angyalok." 

("Benimle oraya gel,meleklerin olmadığı yere." ) Demiştim.Bu onun bana söylediği benimse şarkımıza döktüğüm özel bir sözdü.

Piyanonun hüzünlü melodisine ayak uyduran gözyaşlarım artık nefes almama engel olmaya başlamıştı.Şimdi gerçekten sarsılarak ağlamaya başladığımı fark etmiştim.Yavaşça parmaklarımı piyano'dan çekmiş ve boşluğa doğru bırakıvermiştim.

Ardından başımı piyano'ya yaslamış ve ağlamaktan şişen gözlerimi kapatırken elimi bana gitmeden verdiği kolyeye atmış ve sıkıca tutmuştum.

Gözlerimi açtığımda şiş ve acıyordu ve elim kolyeden bir an bile ayrılmamış bu yüzden parmaklarım uyuşmuştu.

Derken o anda kolyemde bir sıcaklık hissettim,elime alıp baktığımda ise minik mavi taşının parladığını görmüştüm.Ardından kalbimdeki acı bir anda hafiflemişti.

İşte o an anladım Jisoomlyn ben kötü hissettiğimde yanımda olamadığı,beni rahatlatamadığı zamanlar için iyi hissedeyim diye büyülü bir kolye yapmıştı bana.

Gülümsedim.Beni böylesine düşünmesi yüzüme bir tokat gibi çarpmıştı yeniden.Sonra masamın üzerinde duran bilekliğe baktım.Onun gönderdiğini biliyordum.Bu yüzden dokunamamıştım,dünden beri orada ondan geldiği bariz bir şekilde parıl parıl parlıyordu.

Sıkıntıyla tekrar oflamış ve ayağa kalkıp tekrar masama oturmuştum.Ona mektup yazacak,durumu bildirecek ve artık onunla görüşmek istemediğimi söyleyecektim.

Masaya oturur oturmaz içimdeki pişmanlık ve acı dahada büyümüş ve yemin ederim nefes dahi alamamıştım.Zorlukla masamdaki söz yazmak için var olan kalem ve kağıtlardan önüme birer tane almıştım.

Söze her zaman ki notlarımda olduğu gibi "Sevgilim Lyn'im" ile başlamak yerine sadece "Jisoomlyn" diye başlamıştım ve ne yalan söyleyeyim bana böyle yabancı gelen bir kelime kim bilir ona nasıl bir etkide bulunacaktı.

Gözlerimden yaşlar tekrar dökülmeye başlarken öylece kalakalmıştım.Ben şu an resmen sevdiğim kadından kısa resmî bir kağıt parçasıyla ayrılıyordum.Sırf yüzüne söyleyemiyorum,onu görmeye cesaret edemiyorum diye kısa ve basit bir yolla terk ediyordum onu.

Sonra artık ne kendime ne ona böyle davranmayı ki tabi çoğunlukla ona karşı istemediğim ve zorlandığımdan lafa girdim.Çok uğraştım,bari ona son vedam bu kadar kısa ve varla yok arası olmasın dedim ama yapamadım.Şu an bakıştığım sayfada sadece;

"Jisoomlyn;

Nem akarok többé az őszi esője lenni. Kérem, ne kérdezze, miért, mert elmúlt. Csak nem akarom, hogy többet lásson.

-Lisal."

("Jisoomlyn;

Artık senin güzünün yağmuru olmak istemiyorum.Ne olur sebebini sorma,yok çünkü.Sadece beni artık görmeni istemiyorum.

-Lisal.")

Yazıyordu.Aslında aklımdan "Sana sağanak bir halde yağmak isterken,senin için sırılsıklam bir haldeyken kendi pisliğimle hislerini ve saflığını kirletemem,senin güzünün yağmuru olmaktan vazgeçtiğim için hem mahrum ve yarım bırakılmış hemde bu kirli sudan seni arındırdığım için biraz daha iyi biri gibi hissediyorum." Demek istiyordum.

Ama yapamazdım,bu satırları diğerleriyle beraber yakınca elimde sadece o kaldı.Ama asıl istediğimi kendi ellerimle hayatımdan kaldırdım,bile isteyerek yaptım bunu.

Kendimi ondan mahrum bıraktım.Güz yağmuru değil günah yağmuruydum artık.O benim berrak sularıma alışmışken,benim derin berrak sularım,ki gözlerimdi bahsettiği ve bahsettiğim.Artık masum berrak yada derin değillerdi.


•Bölüm sonu.

•Bölüm sonu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
entre vous et moiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin