Blue and black crown

22 4 22
                                    

Ananız cb yaptı şükür o kadar beddua ve ah'a rağmen burdayız:)

İyi okumalar!

Yanımda kırmızı saçlarıyla uyuyan eşimle uyandığım ilk sabahtı.Neler olup bittiğini hala daha kestiremiyordum,sessiz sedasız evlenmiştik.Evet artık evli bir kadındım.

Yavaşça onun olduğu tarafa dönmüş kendimi hafif yukarı itip tahta başlığa sırtımı vermiştim.Omzunun hemen altında biten beyaz yumuşak örtüyü biraz daha üzerine çekmiş ve o mırıldanırken kıkırdamıştım.

Gözlerimi vücudundan alamıyordum ve ona baktıkça dizlerimin bağı çözülmeye devam ediyordu,hala titriyordum.Dün gece o kadar güzeldi ki gerçek mi değil mi hala idrak edemiyordum.Beni asla incitmemiş her attığı adımda isteyip istemediğimi defalarca kez sormuştu.

Onu bu kadar şehvetli ve çıplakken görmediğimden bir süre tepkisiz kalıp ayak uyduramadım.Ve bir şey fark ettim,bu fark ettiğim şeyi kendinin bile bilmediğine emindim.

Fark ettiğim şey bir olduğumuz vakit gözlerinin renk değiştirmesiydi.Evet gözlerinin bembeyaz olduğunu görmüştüm.Güzel göz bebekleri şeffaf beyaz olmuştu.

O an sadece bakakaldım dilim tutuldu.Ve bu anlık bir şeydi yaklaşık 3 yada 4 saniye sürmüştür.Ama o kadar güzel ve akılda kalıcı bir şeydi ki.Bu yüzden bir süre sadece gözlerine bakıp yeniden olacak mı diye bekledim ama olmadı sadece bir seferlikti.Gördüğüm şey için şanslı sayıyordum kendimi.Ona bu yüzden bir şey demedim,güzel gözlerini bile kendinden saklamak istedim.

~

"Hey burada bir çiçek bahçesi olduğundan bahsetmemiştin!"

Sesiyle birlikte ona dönmüş ve kaşımı kaldırıp ne diyorsun der gibi bakmıştım.O ise 15 20 adımlık uzakta durmuş gülümseyip heyecanla bana gel işareti yapıyordu.

Kendi kendime gülmüş ardından yanına gitmiş ve arkadan sarılıp; Neyden bahsediyorsun prenses?" Demiştim.

O ellerimi iyice boynundan aşağıya asılıp tutarken; Şu güzel çiçeklerin olduğu bahçeyi diyorum!" Demiş ve ben afallamıştım.

"Sen orayı görebiliyor musun?"

"Espri anlayışın çok kötü yaşlı olduğunu bu kadar belli etmemelisin."  Dediğinde  ondan ayrılmış ve o bana doğru dönmüştü.

"Şaka falan yaptığım yok Lia o bahçeyi görmen imkansız çünkü orayı bizzat ben kendim yarattım ve büyü ile gizledim kimse göremez!"

Gözleri şaşkınlıkla büyümüş ardından;

"Yemin ederim görebiliyorum Jennietta!"

Diye bağırmıştı.Bense hala anlamaya çalışıyordum,bunun olması mümkün değildi.Güçlü bir büyü ile gizlemiş ve burayı kendi özel alanım olarak yaratmıştım yani benden başka kimse göremezdi ki 50 yıldır'da bu böyleydi.

"Madem öyle gel benimle."  Elini tutup onu beyaz demir kapıdan içeriye doğru yavaşça çekiştirip özenle baktığım çiçeklerimin arasına sokmuştum.

O girer girmez benden kopmuş ve çiçeklerin içine dalmıştı.Bu haraketi beni yine güldürmüştü,en güzel çiçek olduğundan bi haberdi.Türlü yerden özenle seçip bulduğum çiçekler onun yanında anlamsızlaşmış,sokakta yerlerde bulunan çiçeklere dönüşüvermişti gözümde.

"Gelsene ne dikiliyorsun orada kraliçe!"

Yanıma birde beyaz güllerden oluşan bir demet yapmış ve havada süzülerek beni takip ederlerken onun yanına varmış buketi parmak işaretiyle ona uzatmıştım.

Gözleri heyecanla parlarken bayılacak gibi hissetmiş ve duraksamıştım.Nazik beyaz parmakları ile aynı renkteki gülleri okşamış ardından;

"Ah çok nazik bir haraketti teşekkürler.'' Demişti sessizce ve utanarak.

Önünde eğilip bir referans yapmıştım.

~

Bu yaptığı jest ile belli etmesem bile aşırı memnun olmuş ve bu çok hoşuma gitmişti.Yeni yeni alıştığım bu duygular beni bazen yani özellikle o gülümsediğinde yada böyle şeyler yaptığımda ölecekmişim gibi hissettiriyor,kalbimi ağrıtıyordu.

"Şu papatyalardan biraz alabilir miyim?"

Sorumla beraber önce bana sonra çiçeklere bakmış ve "Tabiki hangisini istiyorsan." Demiş ve ben komutu ile birlikte siyah ve mavi papatyaların olduğu bölüme gelmiş ikisinden de aynı miktarda toplarken o sadece beni seyretmişti.

Geri döndüğümde elinden tutup onu yere oturtmuş o daha ne olduğunu anlamaya çalışırken aynı adetlerde siyah ve mavi papatyaları ikimize pay etmiştim.

"Senin gibi hızlı ve süslü numaralarım yok biraz sabredeceksin."

Elime bir siyah bir mavi papatyayı alıp tac yapmaya başlarken söylemiştim.O bir iç çekmiş ve "Her zaman." Demişti sessizce.Sonra yine o çok bilmiş ifadesini takınmış ardından; "Ne yapıyorsun niye bağlıyorsun onları?" Diyince elimdekini bırakıp;

"Taç yapıyorum bağlamıyorum yoksa sen bilmiyor musun?"

Bir süre duraksamış ve gayet net bir şekilde; "Hayır bilmiyorum." Demişti.Bu benim komiğime gitmiş ve kahkaha atarken;"Koskoca Jennietta bunu bilmiyor!" Diye söylenmeye başlamıştım.

O sadece bana yargılar bir biçimde bakıyordu.Sonra kollarını çocuk gibi birleştirip: "Komik değil Lia.'' Demişti.

Sonra ben sakinleşmiş ama yinede her an gelebilecek gülme isteğimi bastırmıştım."Öğreteyim sana öyleyse." Demiştim.Onun da ellerine aynı benimki gibi papatyaları vermiş ve beni dikkatle takip etmesini istemiştim.

Ara sara takılıp bir çocuk gibi bana bakıp masumca; "Böyle mi?,Doğru yapıyorum değil mi?,Bence seninki ile aynı!" Demişti.Çok sevimli gelmişti bu hali.Bu Jennietta'yı seviyordum,öğrenmek için hırs yapıyordu ve bunu gözlerinden anlayabilirdiniz.

Mor gözlerini bugünde masum ve hırslı bir şekilde görmüştüm ve sanırım favorim hep bu olacaktı.



Can sıkıntısı ile olmasa asla atılmayacak bir bölüm sonu.

Vote ve yorum askolar!


Vote ve yorum askolar!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 12, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

entre vous et moiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin