Hellö!İyi okumalar!
Roselia'nın şatodan ayrılışının 8. Saatiydi.Bu sekiz saatte misafir odaları toplanmış ama ben onun odasını temizletmemiştim.
Odasına adımımı atar atmaz o mis kokusu burnumun direğini sızlattı,hala oradaydı karşımda dikiliyor ve o kocaman boş gözleriyle yüzüme nefretle bakıyor gibiydi.
Nadiren yaptığım gibi bana tavırlarını anımsadığımda gülümsedim.Ardından ellerimi boş yatağında ağır ağır gezdirdim.O zaman aklımı edepsiz düşünceler sarmaya başladı ve bir anda hızla pencereye yaklaştım.
Aklımdan geçenler benim için bile fazlaydı ama engel olamamıştım.İradem konu o ve onun hakkında düşünce ve isteklerim olunca saf dışı kalıyordu.
Gözlerimi bahçede çalışan bahçıvan ve birkaç hizmetçiye çevirdim.Yüzleri gene yerde eğik bir biçimdeydi.Benim onlara baktığımı biliyorlardı ve kimse başını 15 dakika boyunca yukarıya kaldırmamıştı.
Canım oyun istiyordu.Bunu bana verebilecek potansiyeli gördüğüm kişi ise şu an büyük ihtimalle ülkesine giriş yapmak üzereydi.
Bir lanet savurup kapıyı büyüm yardımıyla açıp odadan çıktım.Sinirlerim bozulmuş ve durduk yere tüm eğlence anlayışım kaçmıştı.
Başlarını saygıyla eğen çalışanlar topluluğunun arasından hızla geçip tekrar odama çıkmıştım.Kendimi yatağa sırt üstü bırakmış ve bir süre öyle kalmıştım.
Şu siktiğimin kulakları fazla hassas olduğundan bahçede fısıltıyla konuşulan konular kulağıma geliyor ve deli oluyordum.Tam kalkıpta onlara ders vereceğim sırada bir şey duydum.
Aşçı bayan Câliyn oldukça sessiz olduğunu sanarak ki benim lanetimi ve duyacağımı bildiği halde şöyle demişti;
"Sanırım prenses Roselia bir şeytan değil baksanıza gözleri maviydi ve yemek yiyordu."
Kaşlarımı çatmış ve hiddetle ayağa kalkmıştım.Ardından insan üstü bir hızla pencereden aşağıya atlamış herkes tek sıra olurken korkularını iliklerime kadar hissetmiştim.
Kırmızıya dönen gözlerimi direkt o sürtüğün yüzüne çıkarmış ve ellerimi arkamdan birleştirip ona yavaş yavaş adımlarken;
"Câliyn son zamanlarda çok rahatsızım uyuyamıyorum biliyor musun?"
Sesi titrerken benimde sinirlerim aynı şekilde tepemde titriyordu.
"H-Hayır efendim bir probleminiz mi var?" Demişti.
Ona daha çok yaklaşmış ve kulaklarımı işaret ederken; "Kulaklarım fazla hassas duymamam gereken en küçük sesi bile duyuyorlar." Demiştim küçüğü vurgulayarak.
O adeta korkudan sallanıp diğerlerine eşlik ederken devam ettim;
"Ah biliyor musun?" Dedim tek kaşımı alayla kaldırıp sonra o titreyen ve korkudan kıçına kaçmış sesiyle; "Neyi?" Diyebilmişti.
"Şeytanın var olmadığını düşünüyorum,bence insanlık onu yarattı,kendi hayalinde ve tasvirinde."
Bu cümlemle birlikte herkes ağzı açık ve kıpkırmızı şekilde bakışlarını adeta taş zemine çakmışlardı.
Bense bu acizlikleri karşısında kahkaha atmış ve yavaş yavaş geri adım atmaya başlamıştım.Sonra durdum ve "Bir daha türümü yada insan dışı varlıkları şeytan adıyla anarsanız hepinizin boğazını tek hamle ile parçalara ayırır ve kadehimi kanınızla doldururum.Unutmayın en büyük şeytan sizsiniz,acizlikten şeytan dediğiniz kişilerin karnınızı doyurmasını bekliyorsunuz.Nankörler." Demiştim.
Birkaç onaylama mırıltısı eşliğinde tekrar yukarı kata çıkmıştım.Bu güzel olmuştu biraz olsun atmıştım enerjimi ama hala bitmemişti.
Ona şeytan demeleri beni acayip delirtmişti.Öyle ki akşam zavallı Câliyn'in zayıf ve aciz bedeni parçalara ayrılacaktı hemde bunu zevkle yapacaktım.
Krakozhia~
Doğup büyüdüm şatoya adımı atar atmaz içim adeta ferahlamıştı.Ağır adımlarla Jisoomyln'i beklemeden geniş mermer kaplı koca giriş salonununa varmış ve artık büyü işe yaramadığından gözlerim ve gücüm eski haline dönmüştü.
Böylece kapıyı parmağımın ucuyla açmıştım.Beni gören yoldaşlarım ki ben onlara hizmetçi demeyi sevmiyordum,beni karşılamışlardı.Hepsiyle kucaklaşmış ve bensiz eğlenip eğlenmediklerini sorup durmuştum.
Sonra bir anda bir açlık bastırdı beni.Beslenmem gerekiyordu.Bunu zaten bilen yoldaşlarım şatonun avcı birliğinin avladığı hayvanların kanını bir kadehe doldurmuşlardı.
Onlar avlanan hayvanların et,süt,derisinden yararlanırken benim işime sadece o muazzam başımı döndüren kırmızı sıvıları yarıyordu.
Hala kendimi kötü hissediyordum.Normalde insan kanıyla beslenmem gerekiyordu ancak dadım kimseye zarar vermemem için küçüklüğümden beri hayvan kanına alıştırmıştı bu yüzden insan kanının tadını hiç mi hiç bilmiyordum.
Ve şimdi herkesin önünde böyle kan içmem bana garip hissettiriyor ama onlar bana sevecenlikle bakıyordu.Bu yüzden gerçekten rahat ve minnettardım.
Üst kata oldukça yavaş adımlarla çıkmış ve misafir salonunun bulunduğu sağ kanada yönelmiştim.En çok burada oturmayı seviyordum çünkü önümde uçsuz bucaksız şehrimi görüyordum devasa pencerelerinden.
Bir sandalyeyi alıp hızla camın önüne koymuş ve derin bir nefes alıp oturmuştum.Bacaklarımı pembe saten elbisemin kabarık eteklerinin izin verdiği kadarıyla zarif bir biçimde üst üste atmıştım.
Ardından notu koyduğum yerden tekrar çıkarmış ve her bir harfini defalarca okumuştum.Yazdıklarıyla ne demek istiyordu bilmiyordum.Hayır aslında biliyordum herşeyin birebir farkındaydım ve seziyordum ama korkuyordum çok korkuyordum.Böyle bir şey yaşamaktan,ondan ve yaptıklarından,gerçeklik olasılığından ve en çok'da kendi hislerimden korkuyor ve bunları içime atıp yok saymaya başlıyordum.
Yavaş yavaş yok saymaya alışıyordum.Herşey çok yeni gelişse'de dahi ben hissediyordum Jennietta farklıydı.Onun yanında yabancı hissetmemiştim.
Garip bir durumdu ilk kez gördüğüm ve ailemin katili olduğunu bildiğim kadından gram şüphe yada korku duymuyordum.Onu tanıyormuşum gibiydi.Çok yakınım gibiydi.Gerçekten var olan ve engel olamayıp yok saydığım duygularımı ortaya çıkartacak kadar yakın hissediyordum.
Ve bu o zaman ki aklıma göre korkunç bir şeydi.Hikayemizin başında dediğim gibi ben onun deliliği ve cesur açık duruşuyla benliğimi bulacak ve bu eski düşüncelerime lanet okuyacaktım.
Hislerimiz bir zorunluluk ve talihsizlik eseriyken sonrasında bu neyle sonuçlanacak ikimizde bilmiyorduk.
•Bölüm sonu,vote ve yorum plz:)
![](https://img.wattpad.com/cover/244191562-288-k570916.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
entre vous et moi
Fanfiction"Krakozhia prensesi Roselia ve Valeria kraliçesi aynı zamanda azılı lanetli Jennietta Kim'in birleşimi."