Right Here

374 25 11
                                    

Bölüm şarkısı: Chase Atlantic - Right Here

Bölüm 7: Rüzgarla savrulan yaprakla, taşıyacağım bedenimi toprağa.

Dışarıda yağmur yağıyordu. Yeri usulca döven yağmur damlaları, gözlerime damlıyordu. Karanlık gökyüzü içime işleyip, arka fon da çalan şarkıyla aynı havayı yaşatıyordu. Hava artık daha erken kararmaya başlamıştı. Ciddi bir görünürlük yoktu fakat benim fark edebileceğim bir ayrıntıydı. Eylül ayına girmemize az bir süre kalmıştı. Bu yüzden artık yavaş yavaş günlerin düzeni değişiyordu.

Bu olaydan memnundum. Günler kısalacaktı ve artık yaz aylarına oranla hava daha erken kapanacaktı gün. Küçükken bu durumu sevmezdim. Gün çabucak geçer giderdi. Ben anneme bu durumdan yakınır dururdum. Daha seninle uzun vakit geçiremeden gece oldu yine diye sitem ederdim. Haklıydım da sitem ederken. Zaten vakit geçireceğim bir babam yoktu, annem ile olayım uzunca derdim.

O varken ben, günlerin her bir anını uzunca yaşamak isterdim.

O yokken ki ben ise, artık zamanı unutuyordum.

Elimde ki kurumuş boya izleri, kahve kupama da kurumadan önce izini bırakmıştı. Önümde ki şövale üzerinde duran tuvale bakıyordum ara ara. Dışarıda yağan yağmur ile beraber resim fırçalarımdan tuvale sıçrayan boyalar, uzun yollar çizerek yere akıyordu. Daha kurumamış olan, plansızca çizilen, tamamen ruhumdan gelen bir istekle oluşan bu tablo şu an renk patlamasıyla başımı ağrıtıyordu.

Okuldan geleli saatler olmuştu belki de. Klasik bir okul gününün ardından, yapılacak bir başka işim olmadığı için eve geçmiştim direkt olarak. Yorgundum ve şansıma Jimin'in dersi erken bitmişti de beni eve bırakmıştı hızlıca. O olmasaydı otobüste eziyet çekecektim. Sabah arabamla gidecektim okula fakat yine de yürümeyi istemiştim. En azından durağa kadar.

Yapılacak olan etkinlikler hakkında konuşmuştuk yine küçük bir toplantıyla. Kimlerin hangi sırayla sahneye çıkacağını beraber belirlemiştik. İlk üçe beni ve Taehyung'u koymak isteyen Chan hocaya karşı bir ricada bulunup daha geç çıkmamızın olasılığını sormuştum umut dolu gözlerle. 

Tabii ben sahneye daha geç çıkmamız için hocayla konuşurken Taehyung'un yan bir sırıtışla beni izlediğini bilmiyordum bile. Heyecanlıydım çünkü yine de. Her şeye rağmen heyecanlıydım. Gerçekten bunu yenemiyordum.

Aslında Chan hocaya bu ricada bulunduğumda sırayı biraz daha ileriye alacağını düşünmüştüm ama kapanış sahnesinde olacağımızı tahmin dahi etmemiştim. En azından ilk üç de değiliz diye kendimi avutmaya başlamıştım dersten çıktığım anda. 

Yoongi ve Karin açılış sahnesini yapacaktı. Henüz parçalar seçilmemişti ama ilk performans daha canlı olsun istemişti herkes. Fakat Yoongi ve Karin ne söyleyeceklerdi belli değildi. Kuşkusuz harika bir etkinlik olacaktı müzik açısından.

Siyah tişörtüm ve siyah bol eşofmanımla oturduğum küçük sayılan sandalyede rahattım. Ruhumu dinlendiriyordum. Camdan dışarıya bakıyor, düşünceler zihnime uğrarken kahvemi yudumluyordum.
Sarsıcı bir baş ağrısı ile mücadele ediyordum.

Bugün üçüncü ağrı kesicimi içmeme rağmen bir gram bile kesilmemişti ağrım. Yaptığım şeyleri kısıtlayan bir şeydi bu. Yeterince rahat değildim. Stresliydim, bu yüzden başım ağrıyordu. Ve ne saçmalıktır ki başım ağrıdıkça daha da stresleniyordum. Bu da ağrının katlanarak artmasına sebep oluyordu ve gereksiz bir döngü içerisinde yuvarlanıyordum.

Arka fonda çalan müzik değiştiğinde hafifçe gülümsedim. Kahve kupamı camın kenarına yerleştirip, paleti ve fırçayı tekrar aldım elime. Tuvale baktım sakin gözlerle. Kulağıma ulaşan sözler zihnimi çoktan ele geçirmeye başlamıştı. 

After The Match •Taekook•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin