Die For You

292 18 58
                                    

Bölüm Şarkısı: The Weeknd - Die For You

Bölüm 21: Daha iyi birini bulamayacaksın çünkü ben senin için en doğru kişiyim.

Hangi yanlışlar affedilirdi?

Hangi yanlışlar sanki hiç cinayet işlememiş gibi göz ardı edilebilirdi?

Ya da şöyle sorayım; Hangi yara kabuk bağlamadan kanamayı kesebilirdi?

Cevabı bilen yok mu? Ben biliyorum ama bazen aklım çok karışıyor. Günün biri geliyor diyorum ki, bunu affedebilirim. Olmamış sayıp yoluma devam ederim. Ama bazen de içime hiç sinmiyor.

Öyle ki, ruhumdan taşıyor nefretim. Asla, diyorum. Bunu affedersem asla rahat uyuyamam. Uyumayı bırak gözümü dahi kırpamam. Çünkü kanatıyor yaramı, kırıyor kanatlarımı. Nasıl olurda bu denli canım yanarken yanlışı doğru sayarım? Nasıl olurda yanlışı yaşatıp, doğrumu uçurumdan atarım?

Aklınız alıyor mu?

Benim almıyor. Bazı yanlışlar peşinde bir sürü doğruyu götürüyor ve geriye yalnızca acıyı bırakıyor. Şimdi hal böyleyken bazı yanlışlar nasıl affedilirdi?

Önceden kendime bu kötülüğü hep yapardım ama artık büyüdüm. Büyüdüm ve çok daha büyük yanlışlarla burun buruna gelmek zorunda kaldım. Ve bunlar beni yavaş yavaş daha da büyüttü.

Öğrendim.

Her yapılan hatanın bir karşılığı olması gerektiğini. Her kırıldığımızda o kırığın yeniden onarılamayacağını. Bazı kanayan yaraların asla durmayacağını. Bir kez gidenin bir daha geri gelmeyeceğini.

Ben öğrendim.

Her sevenin sevilmeyeceğini. Her ağlayanın gülmeyeceğini. Her öpenin öpülmeyeceğini. Her görenin görülmeyeceğini.

En acısıyla en düşüncesiziyle ben öğrendim.

Yine de benim hayatımda affeden hep ben oldum. Her zaman alttan alan, bekleyen ve çabalayan. Bir şeyler artık eskisi gibi olmasın isteyerek hareket etmeye başladığımda zordu ama yavaş yavaş çok daha iyisini yapabildim. Yapmaya da devam ediyordum.

Düşüncelerim deli bir rüzgar gibi zihnimin içinde oradan oraya savrulurken etraftan yükselen yoğun ses kalabalığıyla gözlerimi bir süre sıkıca kapatıp bedenimi önünde durduğum bara yasladım. Gürültünün yanında çok baskın bir müzikte vardı. Yine de şikayet etmek istemediğim için barmene seslendim, daha doğrusu seslenmeye çalıştım. Bir süredir diğer müşterileriyle işini bitirmesini bekliyordum ve bugün burası oldukça kalabalıktı.

"Kusura bakma, seni de baya beklettim." Dedi genç barmen sonunda beni duyabildiğinde. Yüzüme doğru yaklaşıp sesini zar zor duyurduğunda gülümsedim hafifçe. "Ayağınız uğurlu geldi, bugün baya müşteri var."

Başımı sallayıp, "Senin için iyi benim için baya kötü bir durum." Dedim kulağına yaklaşıp. "Katlanılmaz bir kalabalık, canımı sıkıyor."

Gülüp, "Biz de ekmeğimizi kazanıyoruz yakışıklı çocuk. Söyle ne istiyorsan da hazırlayayım hemen. Çok bekledin."

"Buzlu mojito." Dedim bir süredir aklımda olan şekilde. "Alkollü olsun lütfen."

"Hemen." Deyip geri çekilerek söylediğim içeceği hazırlamaya başladı. Uzunca bir süre nasıl yaptığını izleyerek vaktimi geçirdikten sonra teşekkür edip içeceği alıp bizimkilerin olduğu masaya geçtim.

Onlar buraya bir saat önce gelmişti fakat benim işim biraz daha uzun sürdüğünden geç kalmıştım. Normalde evde içmeyi teklif etmiştim ama Jee ve Taehyung bu söylediğimi reddedip herkesi buraya sürüklemişti. Dışarıda eğlenmek istemişlerdi. Evet, tüm yorgunluklarına rağmen istemişlerdi bunu.

After The Match •Taekook•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin