Bölüm Şarkısı: Isak Danielson - Ending
Bölüm 17: Sınırın sonundayız.
Bazı sınırlar vardır.
Tüm dünya kalksa ayağa, tüm insanlık tek yürek olsa yine de cesaret edip geçemez o sınır çizgisini. Çünkü hemen ileride, orada bir kıyamet olduğunu bilirler.
Ve hiçbir güç, ne olduğu, nasıl olduğu önemli değil, bu kıyamete göğüs gerecek kadar cesur olamaz. Eğer olursa, sonucu ölüm olur.
İnsanlar bu yüzden kendilerine sınırlar koyarken çok dikkatli olurlardı.
Eğer bir zaman sonra bu sınırı geçmek istersem ve geçersem sonrasında olacak olan şeylere dayanabilir miyim, diye düşünürlerdi. Eğer şimdi bu sınırı çizersem ve sonrasında her şey için geç olursa buna katlanabilir miyim, diye sorgularlardı.
Bu sınırlar çoğu zaman kötü bir olayı engellemek için çizilirdi.
Ne kadar zor ve dayanılmaz olsa da o sınır çizilirdi. Çünkü fazlasını istersek ve buna engel olamazsak çok daha kötüsünü yaşayacağımızı bilirdik. Sınırlar daha kötüsünü engellemek için vardırlar.
Peki benim bu hissettiğim neydi?
Tüm bu yaralara, tüm bu kanamalara rağmen hissettiğim bu duygu neden kalbimi hunharca büyük darbelerle eziyordu? Neden yalnızca geçmişten ders çıkarmaktan aciz bir şekilde aynı şeyleri yaşamaktan çekinmiyordu kalbim?
Tüm bu koyduğum sınırlar kısa süre içerisinde yerle bir olurken ben nasıl buna izin verip kıyamete adım atabilirdim, anlamıyordum.
Sanırım bazı sınırlar vardı.
Ardında ne olursa olsun, ölüme değecek kadar özel.
"Arkadaşlar, sanırım bir sorunumuz var."
Taehyung'dan çekilen gözlerim onunla beraber aynı anda bizimkilerin olduğu yere döndü. Hepsi aynı yere, karşılarında ki topluluğa bakıyordu.
Onlara uyup baktıkları yere baktığımda gördüğüm kişiler kaşlarımı çatmama sebep oldu. Bunun olacağını tahmin eden bir yanım şaşırmazken, diğer yanım burada neler olduğunu anlayamıyordu.
Gerçekten mi? Kreş çocukları bile bunu gülünç bulurdu.
"Demek yollarımız kesişti, ha?" dedi Young başını sersem bir ifade ile omzuna eğerken yavaşça. Yanındakilerde ona uyarak pis bir gülüş takındılar dudaklarına.
Bir süre onlarla bakıştık. Hepsini tek tek gözlerimin süzgecinden geçirerek zavallı hallerine güldüm usulca küçük bir dudak kavisiyle. Yaptıkları şeyin aslı astarı yoktu. Buraya bilerek ve isteyerek ne için geldiklerini biliyorduk.
Akıllarınca bizi sıkıştırmak istemişlerdi. Hiçbir kusurumuz ve yanlışımız olmadığı halde bunu yapmaya kalkışmışlardı. Belki de onlara bunu yapması gereken kişiler bizlerdik?
Yine de ne olursa olsun biz onlar gibi küçük düşecek insanlar değildik. Haklı ya da haksız, böyle bir aptallığı yapmaya kalkışmazdık.
Arkama dönerek gözlerimi Taehyung'a çevirdim yavaşça. Onunda yüzünde tıpkı benim ki gibi bir tebessüm vardı. O kadar alaycıl, o kadar küçük düşürücü bir tebessümdü ki bu, karşı tarafın yerinde olmayı yalnızca bu sebeple bile istemiyor olabilirdim.
Ona baktığımı fark edince bana çevrilen gözleri daha eğlenceli bir hal aldı. Bu anı bekliyor gibi parlayan gözleri gözlerime tutunduğunda bir an önceki olan olaylar zihnimde yavaşça gezinmeye devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
After The Match •Taekook•
Fiksi PenggemarÖyle tutkulu sevişiyoruz ki Aklım başımdan gidiyor her zerren için. Başka aşk tanımıyorum ben. Sadece seni biliyorum. •●•