15. Bölüm

1.5K 280 219
                                    

Evet ben geldim , bence çok güzel bir bölüm oldu. Artık bazı şeyler gerçek oluyor.

Bi de artı on sekiz yazmayı düşünüyorum, her zaman olmasa da arada olucak, ve ilk artı on sekizli bölüm bir sonraki yeni bölüm de olucak.

Ben daha önce artı on sekiz yazmadığim için biraz düşünmem lazım onun için de sınırı biraz yükselttim.

İnşallah bölümü beğenirsiniz. Keyifli okumalar 🥰🥰

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın 👻👻🌺

______________________________________

Biz

Eda Bolat

İstanbul, bu şehir benim için çok farklıydı. Mardin doğup büyüdüğüm yerken İstanbul benim için özgür olduğum yerdi. Her zaman bu şehri ayrı severdim, şimdi aylar sonra yeniden bu şehre ayak basmıştim ama bi farkla Eda Bolat olarak.

Serkan İstanbul'a gideceğimizi söyleyince önce bir şaşırmıştım. Neden gideceğimizi sorduğumda bana iş için gideceğini ve beni de yanında götürmek istediğini söylemişti.

Benim için güzel bir fırsattı bu ,hem kızları görürdüm hem de özgür olduğum şehri.

Uçaktan inmiş , havalanında bizi bekleyen Serkan'ın arabasına binmistik. Şimdiyse ben o çok özeldiğim havasını içime çekerken aynı zamanda etrafı seyrediyordum.

Bu şehirden nasıl ayrıldığım gelmişti aklıma , bi gece ansızın babaannemin beni çok önemli bir şey olduğunu söyleyip Mardin'e cagirmasiyla ansızın ayrılmıştım bu şehirden , beni neyin beklediğini bilmeden.

"Ne düşünüyorsun " diyen sese döndüm. "Hiç, sadece bu şehirden nasıl ayrıldığımi " demiştim. Sonrasında aramızda bi konuşma olmadı yol boyunca.

Araba beyaz ve kocaman bir evin önünde durdu. Ben eve hayranlıkla bakarken Serkan'ın "burası benim İstanbul da ki işlerimi halletmek için geldiğim zaman kaldığım evim, artık evimiz" demişti. Evimiz bizim demesine gulumsemistim.

Biz arabadan inince şoförde valizleri içeriye götürmüştü. Yavaş adımlarla etrafa bakarak eve doğru ilerledim. Evin bahçesi bi tarafı güller ile kapalıyken diğer tarafı ise papatyalar ile kaplıydı. Merak etmiştim neden bahçenin bi tarafının gül diğer tarafının papatya olduğunu.

"Neden papatya ve gül "diye sorduğumda önce hafif bir şekilde tebessüm etti. Yaa her şey bu adama bu kadar yakışır mıydı. Şuanda o ettiği tebessümle ne kadar yakışıklı olduğunun farkında mı acaba. Off ne düşünüyorum ben yaa adam zaten yekisikli, düşünme düşünme unut unut!

"Annem gülleri sever, Selin de papatyaları" ne yani sadece annesi ve kardeşi istediği için miydi.

"Nasıl yani"

"Benim bu yaşıma kadar hayatım da en değer verdiğim iki kadın vardı. Bu evi aldığımda bahçesi bomboş ve kötü durumdaydı, bende bu hayatta en değer verdiğim iki kadının sevdikleri çiçeklerle bahçeyi süslemek istemiştim. Ama artık pek bi önemi yok "

Bu adam gerçekten çok güzel seviyordu. Sevgisini dile getirmese de yaptığı her harekette bunu gösteriyordu. Bu adamı sevmek bu hayatta yaptığım en güzel şeydi.

Neden artık önemsiz olduğunu anlayabiliyordum . Bu sorunun tek cevabı var o da Selin . Şimdi Serkan'ın Selin'e olan sevgisini , onda olan değerini çok daha iyi anlıyordum.

"Senin en sevdiğin çiçek hangisi" diye soran adama döndüm. Ne yani benim de mi sevdiğim çiçeği bahçeye dikecek ti.

"Ben aslında tüm çiçekleri severim ama içlerinden en çok menekşeyi seviyorum"

BERDELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin