YASAK TUTKU (+18) | DÜZENLENECEK

6. BÖLÜM- HAZZIN TUTKUSU(+18)

Herkese merhaba, bölüme başlarken konuşmak tercihim değildir lâkin bu bölüm bir uyarı yapmak zorunda hissettim.

Kitap zaten +18 bir kitap ama bu bölümde daha öncekilerine nazaran ekstra daha sansasyonel sahneler görebilirsiniz.

Ben uyarımı yapıyorum ve gidiyorum. Sonra "midem bulandı, ne biçim sahneler bunlar" tarzı yorumlar görmek istemiyorum. En başta size belirtiyorum, ona göre okumanızı tavsiye ediyorum.

Bir de bölümde fazlaca +18 gifleri olabilir, dikkat diyorum.

Bu arada lütfen oy vermeyi unutmayın.

İyi okumalar 🔥
______________________________________

Korku.

Parmak uçlarımdan saçlarıma kadar hissetmem gereken bir duyguydu. En azından şuan için bunun olması gerekiyordu fakat ben yine hiçbir şey hissetmiyordum.

Hiçbir şey hissettmediğim için kolayca yalan söyleyebilir, karşımdakini de buna çok basit bir şekilde inandırabilirdim.

Bilerek yapmıştı.

Asil'in bana olan ilgisini fark etmiş ve yanına gidip "benimle beraber" mesajı vermişti. Bunu yaparken de yakalanma ihtimalinin olacağının farkındaydı lâkin nasıl bu kadar rahat, bilmiyordum.

Belki o da korkmuyordur.

Şu zamana kadar boşuna mı saklandık o zaman? Benimle olduğunu bu kadar çok belli etmek istiyorsa neden bunca oyun oynandı?

Seninle olduğunu mu düşünüyorsun?

Yatağımda ve kollarımda. Evet, benimle beraber olduğunu düşünüyorum.

Bu yaptığına mantıklı bir açıklama bulamıyordum. Ona ait olduğumu falan göstermeye çalışıyor ise büyük bir yanılgıya düşüyordu çünkü ben kimseye ait değildim.

Sorduğu sorunun cevabını dilimden döküleceklerden çok, gözlerimden almaya çalışan bu adama boş boş bakıyordum. Onunla bir ilişkin mi var, diye soruyor. Cevap istiyor, cevabını veriyorum. Dinlemiyor.

Kendine inandırdığı şeyin gerekliliğinden emin duruyordu ama ben kafasında bile şüphe bırakmadan bu işten kurtulabilirdim.

"Bu sorduğun soruya cevap dahi vermeyeceğim. Sabah olduğunda, aklın başına geldiğinde ve bu olanları hatırladığında çok pişman olacaksın" diye net bir şekilde konuştum.

Gayet inandırıcı...

"O zaman neden ceketinden senin kokun geliyordu?" Diye sordu.

Gözlerimi kıstım ve sinirli olabileceğini düşündüğüm bir ifade ile yüzüne baktım. "Onunla bir iş yapıyoruz, sabah yanımdaydı. Ceketimi ceketinin üzerine rastgele attım. Belli ki üzerine sinmiş, bu kadar basit" dedim ve derin bir nefes alarak "bir kokuyla yola çıkarak kapıma dayanıyorsun, yetmezmiş gibi bana hesap soruyorsun." Diye konuştum.

"Git burdan Asil çünkü sen durdukça bu konuşma saçma sapan yerlere gitmeye başlıyor." Dedim.

Yutkundu ve gözlerini ovalayarak pişman bir ifade ile bana baktı "ben ne dediğimi bilmiyorum" diye mırıldanıp bana doğru bir adım attı.

Öylece durup ona baktım. Bir anda elini belime atıp bana sarıldı. Yüzünü boynuma gizleyerek içine derin bir nefes çekti. "Kokunun birinin üzerine sindiğini görmek bile beni deli ediyor" diyerek burnunu boynuma yasladı.