S.İ.V 12. Bölüm

485 30 6
                                    

Merhaba sevgili okuyucularımm ♡♡

Geçen bölüm ilk kez Derin'in ağzından yazdım. Bu bölümün hepsi Derin'den olacak :D

Sizi seviyorum...

Yorumlarınızı bekliyorum ♡♡♡

~ ○ ~ ○ ~ ○ ~ ○ ~

Derin'den

Gözlerim inatla kapanırken açık tutmaya çabaladım. Kaç saattir aynı yerde öylece duruyordum. Öylece camdan onun kıpırdamasını bekliyorum.

Ama yok, beni yanına çağırmasını bir şeyler de olsa mırıldanmasını bekliyorum çaresizce. Ama şu lanet camlardan öte, içeri girip çıkan doktor ve hemşirelerden başka hareketsiz bir resim gibi orada kıpırtısız yatıyor.

Bekleme odasındaki koltuk takımı ne ara Mira için doldu bilmiyorum. Dilara bir köşe de ben camların önünde durmaktan heykel kesilmiştik. Böyle beklemek fazla garip. O motorsikletliyi bulup öldürmem en doğrusu olur. Evet! Burada beklemek bir işe yaramıyor. Yaslandığım camdan kendimi çektim. Dilara'ya kısa bir bakış attım. Bekleme odasına görünmem fazla aptalca olurdu. İçeride herkes vardı. Lanet olsun orada Mira ' nın ailesi beklemeliydi. Ama onlar kim bilir ne bok yiyorlar.

İçerisi düğün salonu gibi tıklım tıklımdı. Annem ,babam , Deren, Dilara' nın annesi adı neydi? Sema teyze mi? Evet Mira öyle diyordu. İçeri de ağlamaktan bitmiş durumdaydı kadın. Annesi yerine o kadın ağlıyor. Koca bir lanet...

Arkamı Dilara ve bekleme odasına verip ilerlemeye başladığım sırada Dilara boğuk sesiyle "Derin nereye?" Diye çığırmasıyla arkamı döndüm. Kızarmış gözlerle bana bakıyordu. Ağlamaktan gözyaşı bitmişti.

Bana doğru gelirken bekleme odasından bir kafa dışarı çıktı. Deren ,küçük cadı o adamı dövmeye gittiğimi duysa herhalde gitmeyeyim diye kendini yerden yere atardı.

"İşim var." Kısa bir cevap verip konuşmasına izin vermeden ilerledim. Söyliyeceği her söz beni tekrar oraya put gibi dikerdi. Hızla merdivenlere yöneldim. Inişim ayaklarımı görmemi engelliyordu. Dışarı çıkınca derin bir nefes aldım. Hava ne ara güneş tepeye gelecek kadar aydınlanmıştı. Arabanın yanına ulaştığım da kumandadan açtım. O sıra da Mira 'yı hastaneye getirdiğim sarışın kadın arabanın yanında ki bankta oturuyordu. Kimdi bu allah aşkına?

Yanına ilerledim. Kadının omzuna nazikçe dokundum. Mira' nın bi akrabası olabilir miydi? Ya da tanıdığı?

"Siz neden buradasınız? " kadın gözleriyle beni bulduğun da tam gözlerime baktı. Bu gözler, mavi gözler tıpkı Mira' nın gözlerinin aynısıydı. Yoksa ben mi hayal görüyorum? Hayal görüyor olabilir miyim?

"Mira' nın yakını mısınız?" Kendimi tutamayıp tekrar sordum. Kadın başını olumsuz anlamda salladı.

"Genç ,o kadar pişmanım ki o kadar çaresizim ki. Adı Mira mı?" Lanet olsun bu kadın neden çaresiz oluyor? Neden pişman oluyor? Motoru süren o değildi herhalde buna eminim. Ne saçmalıyordu?

"Siz kimsiniz?" Sesim usanmışça çıktı.

Kadın bir süre bana baktı. "Bana yardım eder misin?"

Ahh... hadi ama ben önce kendime yardım etmeliyim.

"Ne konuda?"

"Sana güvenebilir miyim?" sınırlarımı mı zorluyordu bu kadın? Sakince "Evet" dedim. Fırtına öncesi sessizliği bu oluyordu sanırım.

"Bunu ben söyle diyene kadar kimse bilmeyecek."

"Lanet olsun bilmeyecek, kimsin de buradasın?"

Sana ihtiyacım varHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin