Evde oradan oraya koşuşturmaktan bi hal düşüp kendimi odamda ki koltuğa attım.
Annemle hala konuşmadığım için evden gitmişti. Sema teyze ile buluşacağını söylemişti.
O gitmeden önce de ben bu akşam Derin'in ailesinin beni akşam yemeğine davet ettiğini söylemiştim ve hemen ardından annemin vereceği tepkinin ters olacağını düşünüp 'Sana sormuyorum gideceğim' demiştim ve sevinçten neredeyse el çırpacak olan Annemin hevesini kursağında bırakmıştım. Bunun üzerine Annem çantasını alıp ben Sema teyzenle bulaşacaktım deyip kalkmıştı.
Dilara odamda yatağa yatmış tavanı seyrediyordu. Koltukta dikleştim ve ona
"Hey Delira neyin var?"
"Hiç, hiç birşeyim yok içimde kötü bir his var."
"Allah allah demesene öyle kızım."
"Ya Mira birşeyler düşünüyorum sen burnunu sokma"
"Pekala" ellerimle dizimden destek alıp koltuktan kalktım.
Acayip bir heyecan vardı üzerim de benden büyüklere saygıda kusur etmezdim ama bu aile Derin'in ailesiydi.
Dün cumartesi günüydü yani resim odasına gitmiştim. Ve Derin beni orada basıp ' yarın akşam bizde yemeğe davetlisin, Deren senin için odasını taşıtmaya başladı, seni gezdirecekmiş.' Dediğinde ne diyeceğimi bilememiştim. Başlarda gelemem falan desem de Derin öyle bir bakış atmıştı ki korkudan bütün organlarım erimiş hatta üstüne de vücudum toz halinde bi dağ oluşturmuş gibi hissetmiştim. Açıkçası korkmuştum. Sonra geleceksin demişti ve konuyu kapatmıştı. 19.30'da da beni alacaktı.
Uzun kollu beyaz, üstüne sarı, turuncu çiçekli elbise mi giyecektim. Elbiseyi askıdan alıp hala yatakta yatan Dilara'ya baktım. Beni umursamıyordu. Ya da herhangi bir şeyi de umursamıyordu.
Ten rengi çorap giyip elbisemi üstüme geçirdim. Makyaj masasına geçip biraz rimel sürdüm.
Saçımı at kuyruğu yaptım Dilara hala yatıyordu.
"Nasıl oldum?" Kendi etrafımda dönerken Dilara bi elini başının altına koyup bana bakmaya başladı. Boşta kalan eliyle dön işareti yaptığında kendi etrafımda döndüm.
Eteğimi havalandı ama açılacak kadar değil. Aşağıdan korna sesi duyduğum da pencereye koştum. Derin şoför koltuğu açık arabanın tabanına bir eliyle yaslanmış diğer elini içeriye sokmuş korna çalıyordu. Erken gelmişti. Pencereyi açıp
" çanta mı alacağım bekle , neden erken geliyorsun ki of" diye söylenip içeri girdim.
Dilara cama çıkmış Derin ile sohbet ediyordu. Hanımefendi yerinden kalkma zahmetine girmişti.
Kahverengi montumu giyip eteğimde ki çiçeklerle aynı renk olan minik çantayı aldım. İçine telefonumu mendil ve ne olur ne olmaz diye cüzdanımı attım.
Aşağıya koşup kahverengi bilek botlarımı giydim.
Koşarak Derin'in yanına geldim yolcu koltuğun un olduğu kapıya dayanmış beni görünce bir ıslık çaldı. Bende bi eteğimin ucunu tutup yavaşça eğilip selam verdim.
Belimden tutup yanağıma bi öpücük kondurdu. Pencereden bize bakan Dilara'ya dönüp "sende gel Annem çok hoş sofra hazırladı." Dilara başını yok anlamında sallayıp "Siz erken çıkın akşam kahvesi içelim Cem'i de çağırırım" deyip başını olumlu sallama başladı bu kez.
Derin " anlaştık" baş parmağını ona doğru kaldırdı ve sürücü koltuğuna geçmeye döndü. Bende Dilara'ya kocaman öpücüğümü fırlattım. O da aynı şeyi bana yapıp kocaman gülerek el sallamaya başladığında gülerek arabaya bindim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sana ihtiyacım var
Genç KurguHayatların değişebilir olduğuna inanıyorum artık. Bir kaç saniye, birkaç gün... Duymak, öğrenmek, terk edilmek Eğer tek başıma olsaydım bunları kaldıramazdım. Mira adında genç bir kız. Annesi ile arası bozuk babasını ise neredeyse hiç görmüyor. L...