Merhabaa kuzulaar ♡♡
Multimedya da ki şarkıyı dinlemenizi tavsiye ederim.
Gabrielle aplin - The power of love
Herkese kocaman kocaman Derin'li okumalar... ♡♡♡
Okul binasının önünde daha ne kadar bekleyeceğim bilmiyorum ama sanki herkes bana ya da parmağımda ki yüzüğe bakıyormuş gibi geliyor. Aslına bakarsanız herkes kendi halinde, Derin onu tüm oyalamalarımı anlamayıp ne istersem yapmıştı ve şu anda carte d'or kurabiye güzeli çekmemiş ama gittiğimiz markette olmadığını öğrenince çeken canım için okulun ilerisinde ki markete ,bana dondurma almaya gitmişti.
Beni yavaşlatıyorsun deyip de beni de okulun önünde bıraktı. Durduğum yerde sallandım. Dilara'ya hala nişan olayını anlatmamıştım. Gerçi kavgadan hemen sonra Derin'in kendi kendine parmağıma takıp kurdeleyi kesmesi pek de eğlenceli bir nişan anısı gibi değil.
Dilara'ya ne diyecektim ki. Ona bunu anlattığım gibi başımın etini yiyecektir eminim. Bunu Derin ile konuşmak en iyisi.
Derin beni tekrar ailesinin evine götürmeyeceğini söylemişti. Ne kadar ciddi bilmiyorum. Bazı bariyerleri yıkmak zor. Bazılarını yıkmak ise imkansız.
O söylediklerinden sonra cidden beni tekrar oraya götürmeyeceğine eminim.
İleriden bana doğru gelen muhteşem insansı sevgilime bakıp gülümsedim. Yerimde kıpırdandım. O dondurmayı görünce canım daha çok istemişti.
"Al bakalım." Diye dondurmayı uzattığın da elini cebine atıp kaşık çıkarttı.
"Teşekkür ederiim." Deyip yanağını öptüm.
"Dondurman yüzünden ellerim dondu. Ver de senin de elin üşümesin. " Deyip sırıttığında,
"Üşümez benim elim ver de elini ısıtayım. Bir de benim elimi düşünüyor." Deyip elini kavradım. Peluş ceketimin geniş cebine dondurmayı koydum ve kaşıkları omuz çantamdan içeri salladım. Derin'in elini iki elimle kavrayıp okul bahçesine çekiştirdim. Sanırım ilk dersi Derin gelene kadar kaçırmıştık. Biz de oturup dondurma yeriz.
Banklardan birine oturup dondurmayı cebimden çıkarıp yanıma koydum. Derin'in soğuk elini iki elime alıp ısıtmaya çalışırken beni izlediğini anlayabiliyordum. Elini nefesim ile ısıtmak için ağzıma yanaştırdım. Nefesimi eline doğru üfledim. Yüzüğü o kadar güzel duruyordu ki elinde. Tarif etmem imkansız.
Nefesimi elini üflerken yanaştı ve elimi öpüp elini ellerimin arasından kurtardı ve yüzümü kavrayıp alnıma bir öpücük kondurdu.
Saçlarımı kokladığını hissedebiliyordum. Dudakları hala alnımdayken.
"Eğer annenler burada olsaydı benimle evlenir miydin?" Dediğin de yummuş olduğum gözlerimi açtım. Bu soru nereden çıkmıştı? Beklenmedik sorular her zaman düşmanımdı ama şimdi barış fermanını imzalama vakti gelmişti. Kesinlikle iyi bir cevap vermem gerekiyor.
" O ev ortamını sevmiyordum. Ve öyle bir şansım olsaydı sanırım kabul ederdim."
Ama biliyordum ki eğer ailemin ortadan kaybolması gibi saçma bir iş olmasaydı. Derin ile birbirimize bu kadar bağlı olmayacaktık.
Birşeyler mırıldanıp tekrar alnıma bir öpücük kondurdu.
Dondurmayı açıp yemeye başladığımızda ,ayaklarımı Derin'in ayrık duran bacaklarının arasına uzattım. Başımı omzuna dayadım. Ve hem dondurmayı kaşıklayıp hem de Dilara ve Cem'e yüzük olayını nasıl anlatacağımız konusun da bir karara vardık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sana ihtiyacım var
Teen FictionHayatların değişebilir olduğuna inanıyorum artık. Bir kaç saniye, birkaç gün... Duymak, öğrenmek, terk edilmek Eğer tek başıma olsaydım bunları kaldıramazdım. Mira adında genç bir kız. Annesi ile arası bozuk babasını ise neredeyse hiç görmüyor. L...