S.İ.V 18. Bölüm

367 24 3
                                    

Güneşin sıcaklığına hayran olmamaya çalışarak sıcaklılığını hissetmenin keyfini çıkarırcasına gülümsedim. Bu sıcaklık ne çok bunaltıcıydı ne de kavuran cinsten, yumuşakça vücudumu okşayan bir el gibiydi. Etrafımda döndüm döndüm. Eğleniyordum. İlk defa tek başımayken bişeyleri düşünmüyordum ve eğleniyordum.

Güneş ışınlarının her tarafıma işlemesini istiyordum. Terk etmeden önce tüm sıcaklığını almak istiyordum.

Ama fark ediyorum ki güneş gittikçe dudaklarımda ki gülümseme de gidiyordu.

Yüzüm istemeden asılıyordu. Gülmeye çalıştıkça dudaklarım aşağıya düşüyordu.

Batmak üzere olan güneşe durdum ve somurtarak baktım. Gidiyordu ve ben karanlıkta kalacaktım. O gidince her yer karanlık olacaktı. Tıpkı Derin gittiğinde olduğu gibi. Hayır tekrar aynıları olmamalıydı. Derin gitmişti. Ve bu benim canımı yakıyordu. Sanki iç organlarım cimcikleniyordu. Derin gitmişti. Üstüm de baskı hissediyordum. Üstüme bi ağırlık çökmüştü. Ve birden üzerimde siyah pelerinli birini görmemle çığlık atmam bir oldu. Üzerimdeki adam ile savaşmaya başladığım da kollarımı ona doğru savurdum. Zapt etmediği zaman beyaz elbisemin uçları zift olmaya başladı. Yukarıya doğru tırmanıyordu. Adam artık üzerimde değil bir metre ötemdeydi.

"Ne yapacaksın şimdi?" Dedi adam yüzü örtülüydü. Kollarımı iki yana açıp elbiseme baktım.

"Durdur. Lütfen yalvarırım." Ziftler kap kara bir halde yukarı tırmanıyordu.

Adamın pis kahkahası etrafta çınladı.

"Hayır Melek sen , ben istediğim zaman yanımda kalacaktın. Yapmadın."

"Kalmalıydın."

"Yapmadın. Yapmadın."

"Yanımda kalmalıydın" ellerim ile kulaklarımı kapattım. Adam sürekli aynı şeyleri söylüyordu.

"Yapmadın." Tekrar bir kahkaha attı.

"Ama bende senin Derin'ini aldım. Artık onsuzsun." Deyip görünmeyen yüzünü bana döndürdü.

Derin'i bu adam mı almıştı. "Sen mi yaptın?"

Tüm gücümle "Nerede O ne yaptın ona?" Öyle bir bağırmıştım ki batmakta olan güneş sallanmıştı.

"Ahahah artık öyle birisi yok." Dediği zaman ziftler dizimin üzerine çıkmıştı. Bu tıpkı siyah oje gibiydi. Canımı yakmıyordu ama beni yutacaktı.

"Derin'i geri ver seni pislik adam. " adama doğru adım atmaya çalışsam da ziftler bunu engelliyordu.

"Ahaha bu imkansız Melek sana böyle mi diyordu? Ha ya da meleğim mi?" Deyip ufak bir kahkaha attığın da

Yerim de debelendim. Bu ziftler karanlıktı. Yumruklarımı havaya salladım. Adam ile aramda oldukça mesafe vardı.

"Mira," sesin geldiği yöne baktım. Ama kimseyi göremedim. Derin'in sesiydi bu , etrafıma bakarken omzumda bir el hissettim canım yanmıştı. Omzumdan arkaya baktığım da lokanta da omzumda ağlayan kadının bana baktığını gördüm.

Sana ihtiyacım varHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin