Merhaba,
Başlamadan önce bu bölümün biraz durgun bir bölüm olduğunu düşündüğümü belirtmek istiyorum. Gerilimi yüksek bir kurgu olduğu için yumuşatma bölümlerinden biri.
Oylarınızı, yorumlarınızı ve en önemlisi yapıcı eleştirilerinizi sakınmazsanız çok mutlu olurum. Bu noktada güzel sohbetler açabileceğimize inanıyorum.
Neyse, bu kadardı.
Güzel okumalar dilerim.
:)
__
4."TARAF''
Toplantı sona ermeden önce Orçun bülten sıralamasını nasıl yapması gerektiğine dair bir soru sordu ve yanıtını aldı. O, sorusunun yanıtlanmasından memnundu ama ben verilen yanıttan değildim.
İstismar haberli ikinci ve diğer sıra haberleriydi yani?
Kafamı iki yana salladım.
Toplantı sona erdiğinde odadaki herkes deri koltuklardan birer birer kalktı. Odanın storla bakılması engellenmiş cam kapısından çıktığımda, herkesle birlikte beni karşılayan görüntü diğer çalışanların koşuşturmacalı hali oldu. Masaların üzerindeki dosyalar düzensiz bir biçimde duruyordu. Haber ekibinden birkaç kişi kenarda bir grup oluşturmuş gideceği yer için hazırlık yapıyor, aynı zamanda ele aldığı haber hakkında konuşuyorlardı.
İçime çektiğim nefesle çalışma masama ilerledim. Aslında lavabonun kapısına dayanıp yüzümdeki makyajın akıp akmadığını kontrol etmem gerekirdi.
Yirmi beş yaşına kadar ne annesinden ne de babasından bir fiske tatmamış olan ben, beni kendilerinin itekleyip yine kendilerinin üzerime saldırdığı yerde dayak yemiştim.
Aslında üç darbeden ibaretti. İlerisinin getirilme ihtimali olsa bile üç darbeden ileri gitmemişti.
Kelimeleri iyi biçimde kullanmaya el verişli biri olarak cümlelerimin savunmasız kalması bazen önemli olmuyordu. Şiddet tarafından savunmasız bırakılmak farklıydı ama. Yumruklarımı canımın acısıyla sıktıracak kadar farklıydı.
Önüme gelen saçımın siyah uzun tutamını kulağımın arkasına sıkıştırdım. Ulaştığım masamın üzerindeki bilgisayarın karşısına oturmadan önce, karışık haldeki kâğıt destesini düzelttim. Diğer masaların dağınık haline benimki de dahildi.
Yerime otururken arkamdaki bir duvar köşesinde konuşan iki kadın çalışanının sesleri hafiften geliyordu. Bilgisayarın önümdeki arama motoru sayfasını kapatıp düzenlemesine devam etmek üzere çalışma dosyalarından birini açtım.
"Bugün göçmenlerin kaldığı yerlere gideceğim." dedi ikisinden biri. Kimlerin konuştuğunu bilmiyordum fakat işittiğimi belli etmemek adına önümdeki dosyayı düzenlemek için bilgisayarın faresini oynattım. Şayet bu kadar yakın oldukları için duyulduklarını hesaba katmaları lazımdı. Ayrıca çok gizli bir konu konuştukları da söylenemezdi. Sadece zihnimin kontrolüm dışı hamlesi, ilk cümlede kendi adıma şu an anlayamadığım bir şey yakalamıştı. "Ölüm ve doğumlarına bağlı olarak nüfus oranlarını haber yapacağız."
Arkamdaki çalışanlar konuşmalarına devam ederken birkaç düşünce saniyesinde ses artık hafif bir mekân uğultusuna dönüşmeye başladı. Sanırım beni ilgilendiren kısmın sonuna gelmiştim. Zihnimin yakaladığı şey kendini göstermişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GREJUVA (Beklemede)
Mystery / ThrillerTüm hırslarım bir yana, onun maruz bırakıldığı kötülüklere başını dik tutuşunda kendimi gördüm. Yabaniliğinde, katledilişimizi gördüm. Suskunluğunda, acılarımızı gördüm. Ama en kötüsü güvensiz bakışlarında ela gözlerimi gördüm. O yorgun günün akşamı...