G: 9.''TRAVMA''

118 21 136
                                    

Başlamadan önce, merhaba.

Önceki bölümlerdeki başlangıç konuşmalarında oy ve yorumlarınızı benden esirgememenizi ve bu bağlamda güzel sohbetler kurabileceğimizden bahsetmiştim. Ayrıca kimseye zorla oy ve yorum yaptırmak istemediğimi de söylemiştim ama az kişi de olsa böyle uzun bölümlü bir kitabın takip edildiğini görüyorum.

Oy ve yorum istememe politikamı burada sona erdiriyorum ve bunun kendimce yanlış bir istek olduğunu düşünmüyorum. Herkes gibi benim de ulaşmak istediğim hedeflerim var.

O yüzden bu ve bundan önceki bölümderde oy, özellikle yorum ve yapıcı eleştiri olarak yeni kişiler görmedikçe bölüm güncellemelerinin gecikeceğini belirtmek istiyorum.

Beni haklı bulanlarınız olabilir, bulursanız anlayaşınız için teşekkür ederim. Bulmayan zaten baştan beri bulmazdı, canı sağ olsun.

Bu kadardı.

Güzel okumalar dilerim.

:)

__

__

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

9.''TRAVMA''

Yoldan geçmekte olan taksiyi durdurdum ve kapısını açtım. Binerken eşofmanımın cebine ne zaman koyduğumu bilmediğim telefonum titremişti. Kapıyı örttüğümde cebimden telefonu çıkardım.

Bir yeni mesaj,

Beyaz: Numaramı arkadaşlarının telefonuna da eklemen lazım, dinleniyor olabilirler.

Bir bu eksikti! Her şey tıkırında işliyormuş, her şeyin sebebini bilip ona göre hareket edebiliyormuşum gibi bir de bu eksikti!

Başımı iki elime yasladığım zaman ağzımdan art arda engel olamadığım kıkırtılar kaçtı. Sürekli sarsılarak ilerleyen taksinin içinde birkaç kıkırtı daha gözyaşlarımla birlikte kayıplara karıştı.

Sinir krizi, konuk olmam için evinin kapılarını sonuna dek açmıştı.

Başımı kaldırdığım an taksi şoförünün bana tedirginlikle bakan gözleriyle dikiz aynasında denk geldim. Bana adresi sormaya bile korkuyor gibi görünüyordu. Bakışlarımı ondan çekip camı açmak için kapı tarafındaki düğmeye dokundum. Aralanan camdan hava sıcak olmasına rağmen, arabanın hareketinden dolayı yüzüme vuran soğuk rüzgâra kendimi teslim etmemek için zor sabrediyordum çünkü sinir krizinin en kötü yanı bayılmaktı. Rüzgâr beni savurup her an başıma naif darbesini indirebilirdi.

''Hanımefendi?''

Adresi nihayet sormaya cesaret edebilen şoföre bakmadan ve devamında geleceğini bildiğim soruyu sormasına gerek kalmadan evimin adresini söyledim. Bir şekilde kendimdeydim ama o sormaya yeltenmeseydi benim ağzımı açacağım da yoktu.

GREJUVA (Beklemede)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin