Kahretsin!Yine onun için ağlıyorum!
Aylin'den
Uyandığımda kendi yatağımda başımda annem ve babam vardı.Ne olmuştu ki?Savaş...Savaş!O pislik beni odamdan kaçırmıştı.Hemen yataktan fırladım.Tilki...Tilki?Peki o nerede?Niye yanımda değil ki?Ama o kesin yorulduğu için evinde uyumuştu veya haberi yoktur ya da...Beni hiç aramamıştı.Ama hayır o yapmaz ki.O böyle bir şey yapmaz.Ben düşüncelerimle boğuşurken annem va babamı duymamıştım.Annem elini sallıyordu.
Annem:"Aylin orda mısın?"
Babam:"Alin kızım..."
-"Ha?Efendim?"
Annem:"İyi misin sen?"
-"Evet"
Hayı tabii ki.Bu düşüncelerle nasıl iyi olacağım ben?
Babam:"İyi kızım sen dinlen biraz hadi Sevgi çıkalım biz"
Annem:"Bir şey olursa çağır"
-"Tamam"
Dedim.Onlarda çıktı.Ama benim niyetim uyumak dinlenmek falan değildi.Tilki nerede acaba?Hiç aradı mı acaba beni?Tabii aramıştır.Kapı çaldı.Tilki gelmiştir umuduyla hızlıca odadan çıktım.Postacıymış.Bu devirde hala posta denen şey var mı ya?Odama geri yönelirken annem:
Annem:"Aylin bu sana gelmiş"
-"Bana mı?"
Annem:"Evet al hadi"
Dedi.Merdivenlerden indim ve elindeki büyük zarfı aldım.Çok büyük bir ihtimalle bu zarfın içindeki fotoğraftı.Odama geri yöneldim.Yatağıma oturup bağdaç kurdum.Kimin yolladığına baktım.Savaş mı?Savaş bana neden bir zarf yolladı ki?Korkarak titreyen ellerimle zarfı açtım.Açmasam mı?Acaba Tilki'ye sormalı mıyım?Hayır!Açacağım.Zarfı titrek ellerimle açtım.İçindeki fotoğrafı çıkardım.Fotoğrafı görünce gözlerim irice açıldı.Şoktaydım.Ben orada ölümle cebelleşirke o umursamamış hatta gitmiş Çağlayla gezmişti.O...o bana ihanet etmişti.Fotoğrafı yere fırlettım.Daha fazla görmeye dayanamazdım.O sırada zarfın içindeki o küçük notu gördüm.Bu sırada gözlerimden durmadan göz yaşları akıyordu.Notu okumaya başladım.Kısa bir yazıydı.Kağıtta şöyle yazıyordu:
"Bak Aylin sevdiğin adam sen ölürken ne yapıyordu.Sence o senin sevgini hak ediyor mu?Bence etmiyor"
Savaş
Bence de hak etmiyor.Hala ağlıyordum.Zarfı aldım ve elimle sıktım.Sessizce ağlıyordum.Zarf buruş buruş olunca fırlattım.Kahretsin!Kahretsin Savaş haklı!O Savaş denilen adam haklı!Telefonumun çalmasıyla irkildim.Baktığımda Tilki arıyordu.Açacağım.Açacağım ve ona hesap soracağım.Beni hangi yüzle arıyor!Telefonu açtım.
-"Alo?"
Dedim soğuk bir sesle.Onun sesi de aynıydı.Muhtemelen şu anda beni bahçaye çağıracak ve 'ben ayrılmak istiyorum olmuyor' diyecekti.Bunları düşününce ağlamam daha da arttı.
Tilki:"Aylin?Sen ağlıyor musun?"
-"Sana ne?Eğer çok merak ettiysen evet ağlıyorum."
Tilki:"Ne oldu?"
-"Bilmiyormuş gibi yapma!"
Tilki:"Neyi bilmiyormuş gibi yapıyorum Aylin?Ya da dur bahçeye in öyle konuşalım tamam mı?"
-"Aslında sen onu da hak etmiyorsun ama tamam ineceğim."
Deyip konuşmasına izin vermeden kapadım.Kahretsin ki Savaş haklıydı ama kimseyi Tilki'nin yerine koyamıyorum.O ise herkesi benim yerime koyabiliyor.Göz yaşlarımı sildim.Kısa sürede nasıl ağlamışım ben?Gözlerim kıpkırmızı.Üzerimde beyaz bir askılı t-shirt yeşil eşoftman altı vardı.Lacivert hırkamı da alıp tam çıkacakken aklıma o fotoğraf geldi.Elimde kanıtlar olmalıydı.Yerdeki fotoğrafı yutkunarak aldım ve bahçeye indim.Tilki beni bekliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aytil&AŞK
RomanceAşık olsanız ama terk edilseniz ne yapardınız?Peki ya terk edip ileride pişman olsanız?